6 Ağustos 1990: Irak ambargosunun başlangıcı 20 Mart 2003: ABD'nin Irak'ı işgali 22 Mayıs 2003: Ambargonun sona ermesi Bu kronolojiye göre 2003 yılına kadar Irak ile dış ticaretimizden bir şey beklemek olanaksızdı.
Ancak 2004 yılında kriz fırsata dönmeye başladı. 2003 yılında Irak'a 829 milyon dolar olan ihracatımız 2005 yılında 2.8 milyar dolara çıktı.
Aynı yıl Gaziantep'in Irak'a olan ihracatı yüzde 80 arttı. 2008: ABD'de mortgage piyasasının dağılması ve daha çok batıda etkili olan global ekonomik kriz.
Gaziantep 2008 yılında Irak'a ihracatını yüzde 67, Suriye'ye yüzde 90, Mısır'a yüzde 258 artırdı. Kriz yine fırsat yarattı. 2010: Arap dünyasında olaylar başladı, Arap Baharı… 2011: Suriye'de iç savaş, Euro bölgesinde finansal kriz başladı. 2011 yılında Gaziantep'in Irak'a ihracatı yüzde 48 arttı. Suriye'ye olan ihracatında 2009-2012 arasında düşüş oldu. Ancak 2013 yılında yüzde 409 artış oldu. Üstelik 2008'de yüzde 90 artış ile sağladığı hacmi de yüzde 100 artırdı.
(2008: 138 milyon 720 bin 961 dolar, 2013: 278 milyon 267 bin dolar) Gaziantep'in Irak'a 2004 yılından bu yana ihracatında iniş çıkışlar olsa dahi hacim hep yüzde 30 ortalamasını korudu.
2014 yılının ilk 5 ayında dahi Irak'ın Gaziantep ihracatından aldığı pay yüzde 34. Nereye mi varmak istiyorum? Varmak istediğim nokta krizlerin fırsatlara gebe olabileceği ihtimalinin asla unutulmaması gerektiği… Rakamlar da gösteriyor ki Irak hem Türkiye hem Gaziantep için çok çok önemli bir pazar. Yüzde 30'luk bu pazarı kaybetmekten endişe duyuyoruz
. Kabul edelim önümüzdeki aylar zorlu geçecek. Ancak geçen hafta da belirttiğim üzere Gaziantepli ihracatçılara, ülkemiz ihracatçılarına ve sanayicilerine olan inancım bu krizin de fırsata dönüştürüleceği yönünde.
Elbette ki ve mutlaka ki komşu ile ticaretin sürdürülmesi için en büyük görev yine Ankara'ya düşecektir.
Bilmediğiniz şeyin size zarar vermeyeceğini büyük ihtimalle duymuşsunuzdur, ama iş hayatında verir. C. S. Lewis