Dün Sütçü İmam'ın sıktığı söylenen o kurşunla başlayan Kahramanmaraş'ın düşmanın işgalden kurtuluşunun 95'inci yıldönümüydü. Bugün tam 34 bin 676 gün olmuş dışarıdan gelen düşmandan kurtuluşumuz üzerine. Darısı bu şehrin içindeki düşman gibi davrananlara… Caddelerde kurtuluş coşkusunun davulları çalarken, önceki gün bir dostumun sağlık kontrolü amacıyla
Sütçü İmam'ın adını taşıyan üniversitemizin Tıp Fakültesi'ne gitmek için yola çıktık. Yapımı yılan hikâyesine dönen yol yüzünden bata çıka, döne döne zorla ulaştığımız hastanede gördüklerim beni hayrete düşürdü. Eğer acil vakaysanız zaten bu yolda ölürsünüz. Dostum doktorunun yanında muayene olurken ben de hastanenin koridorlarını
'La havle vela kuvvete illa billlah' çeke çeke gezdim. İzlenimlerim ve gördüklerimle bir kez daha anladım. Bu güzelim tıp fakültesi hastanesine nasıl sırt çevirdiğini, milletvekilinden il yöneticilerine, sivil toplum örgütlerinden bu şehrin kanaat önderlerine kadar herkesin kör ve sağır olduğunu iliklerime kadar hissettim.
Halkın mağduriyeti, devletimin heba edilmiş milyarları kimsenin umurunda değil. Hastanenin bu kadar büyük olması, bu kadar güzel olması yetmiyor. Önemsenmesi gereken sağlıktır. O hastanenin içini doktoruyla, personeliyle, cihazlarıyla doldurabilmek, amacına hizmet ettirmektir. Yoksa sadece bina yapmak, değildir.
Koskoca hastanenin tam üç katı bomboş. Adeta in cin top oynuyor. Sayın milletvekillerine ve rektör beye sormak istiyorum. Sütçü İmam'ın sattığı sütten içmek amacıyla inek beslemek için yapılmadı değil mi buralar?
Doktor yok, çalışacak personel yok, ortalığı temizleyecek taşeron işçisini bile mercekle aramak zorundasınız. Doktor sekreterleri cep telefonuyla mesaj çekmek, tırnaklarına oje çalmak ya da sütlü kahvelerini yudumlamaktan fırsat bulurlarsa pabuç kadar dillerini çıkartıp hasta ve yakınlarını azarlıyorlar. İnsan avazı çıktığı kadar bağırmak istiyor.
"Yok mu bizi bu iç düşmanlardan koruyacak? Ne zaman kurtulacağız biz bu iç düşmanlardan?" Sütçü İmam çıkıp bizim işgalden kurtuluşumuzun meşalesini yakmış. Yok mu şimdi bizi bu dertlerden kurtaracak bir Sütçü İmam? Haykırışım; bu şehrin ne kadar sahipsiz olduğuna, insanların sağlığının ne kadar da basite indirgendiğine ve ne iktidarın ne de muhalefetin konuyu dillendirip bizlerin sağlık konusunda mağduriyetini görmezden gelmelerinedir.