Dün gözüm masa üzerindeki takvime iliştiğinde
"Eyvahhh" dedim. Yarın Cuma ve yıllardır iki elim kanda da olsa buluşma sözü verdiğim
SABAH Güney okurları ve hemşerilerimle aramızda bir köprü olan Cuma mektubunu daha yazmamıştım. Hafta boyunca aldığım notlara bir göz attım. Ama biri ötekinden, ötekisi bir öncekinden önemliydi. Gelin karar veremediğim o notlara birlikte göz atalım. Devletin vatandaşın sırtından aldığı vergi ile vatandaşa hizmet noktasında kullansın diye alarak veya kiralayarak altına verdiği araçları çocuklarının okul servisinde, hanımlarının SPA, kuaför, manikür, pedikür, sir ağda seanslarında kullanan kamudaki bazı müdür ve şube müdürleri, kimliğinin cinsiyet bölümünde yazılan Bay'ın sadece orada öyle yazılıp omurgaları, yüzleri ve tavırlarıyla aslında neye benzedikleri… Kahramanmaraş'ın AK Parti milletvekili sıralamasını aday adaylarının bürolarını ziyaret veya gönderdikleri aracılarının getirdikleri yüklerinin hatırı derecesine göre yapanlar 8 Nisan sabahı yine bu şehrin sokaklarında
'Ben gazeteciyim' diye gezecekler mi? Oturduğu yerden 8 milletvekilini paylaştıranlar bugün (1) olan vekil sayısını bir partinin artırması için mevcut oyunu en az 80-90 bin artırması gerektiği hesabını hangi beyinleri ile yapıyor? Cumhuriyetin ilanı ile birlikte özel sektörün dışında yapılan tüm işlerde organize olamamış, devletin hantal yapısına, bürokrasinin karınca hızına bir de organizesizlik eklenince hem fiziksel yatalak, hem beyinsel özürlü gibi ortada kalmış bu şehir organize olmaya ne zaman karar verecek? Ürkecek olan fincancı katırlarına aldırmadan sadece doğrular karşısında, satılmadan, yalamadan ve yalanmadan, gücü elinde bulunduranların karşısında eğilmeden, bükülmeden, kalıba göre pozisyon almadan, Basın İlan Kurumu'nun şartlarını yerine getirebilecek 1 Mayıs 2015'ten sonra bu şehirdeki hangi yerel gazeteler ayakta kalacak? Siz olsanız benim hiçbirinden vazgeçemediğim, hangi konuya öncelik verirdiniz? Hele siz düşünedurun, bana müsaade… Size de iyi haftalar…