Yarından sonra, seçim sonucu ne olursa olsun yeni bir döneme günaydın diyeceğiz. Yarından sonra, ister mevcut iktidar devam etsin, ister diğer olasılıklar çıksın sandıktan; yeni bir dönem başlayacak bu ülkede. Yarından sonra başlayacak bu yeni dönemin ne kadar aydınlık olacağı, yarından sonrasının Türkiye'sini yarın saat 08.00 ile 17.00 arasında milyonlarca insanın sandığa atacağı pusulalar belirleyecek. Milyonlarca insan dedim de net rakamlardan gitmekte fayda var. Yarın 53 milyon 741 bin 838 kişinin sandığa gitme hakkı var. Yurtdışı seçmenlerle birlikte bu sayı 56 milyon 608 bin 817 oluyor ki bu Türkiye nüfusunun yüzde 73'ü demek. Bu yüzde 73'ün ne kadarının sandığa gideceği, yani seçime katılma oranının yüksekliği çok çok önemli. Yurtdışındaki seçmenlerin oy kullanımı bitti. Yurtdışındaki 2 milyon 866 bin 979 seçmenin 1 milyon 27 bin 241'i sandığa gitmiş.
Artık çok iyi öğrendik ki, yaşayarak tecrübe ettik ki siyasi istikrarsızlığın yaşamımıza yansıması ekonomik istikrarsızlıktır. Ortadoğu'daki kaos, Avrupa'daki ekonomik daralma derken ekonomisinde şu an yokuş tırmanan ve nefes nefese kalan bir Türkiye var ve her şeye rağmen pozisyonunu korumaya çalışıyor. Yarından sonra borsa ne olacak,
dolar nereye gidecek, enflasyonun yönü nereye bakacak,
cari açık büyüyecek mi, bütçe fazla mı verecek,
işsizlik düşecek mi, yatırımlar artacak mı? İşte tüm bu sorular 53 milyon 741 bin 838 seçmenin vereceği karar ile cevabını bulacak.
Kimisi kararını oy kullanmamak yönünde kullanacaktır.
Oysa oy; oyunu bozmak demek. Oy kullanmak demek demokrasi demek, gelecek demek, özgür irade demek… Yarından sonrasının ne kadar aydınlık ya da ne kadar karanlık olmasını istediğinize kendiniz karar verin ve oy kullanın.
*
İnsanlar seyretmeyi seviyor, katılımı değil...