Adana'dan okurumuz Cavit Meral, Türk futbolunun gelişmesi ile ilgili düşüncelerini aktarmış. Biz de yer veriyoruz, ancak yazı çok uzun biz de yerimizin darlığı nedeniyle özetini çıkararak yayınlamak zorunda kaldık. Cavit Meral 1966 doğumlu evli ve iki çocuk babası işçi emeklisi. Diyor ki; "İşçilik yapmam işçi emeklisi olmam büyük düşünemeyeceğim anlamına gelmemeli. Size geçtiğim bu faksı Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'a, Büyükşehir Belediye Başkanımıza, Adanasporlu ve Demirsporlu yöneticilerimize, Futbol Federasyonu Başkanımız Yıldırım Demirören'e geçtim. Birçok ünlü futbolcunun sevgiden dolayı üst mertebelere geldiğini düşünüyorum. Bunun bir okulu yok, insanların kendi genlerinde var. Karşılıklı sevgi ve hoşgörüden güç doğar, birliktelik doğar ve başarı gelir. Birçok yerde futbolun içinden gelmenin başarıda önemli katkısı olacağı düşünülür. Ama ilahi kuvvet sevginin varlığından bahsedilmez. Asıl sorun burada. Büyük başarılar ilahi kuvvet sevgiyle oluşur. İyi futbolcu olunur ama iyi bir teknik direktör olunur mu? Örneğin teknik direktörlük büyük düşünerek, iş aşkıyla yapılan bir iş. Hiç kimse futbolculuğuna, hakemliğine, zenginliğine, şanına, şöhretine, mevkisine ve makamına güvenmemeli. Yetenek farklı büyük düşünmek farklıdır. Türk futbolunun da başarısı kaderin üzerinde kader vardır zihniyetiyle hareket edildiği takdirde oluşur. Bu yazıdaki amacım Türk futbolunun çağ atlaması, başarılı olması, doğru düşüncelerle yönetilmesidir." Okurumuzun dilek ve temennilerini değerlendirdim. Umarım dikkate alınır.
GÜZEL SÖZ
Temelin ayağında bir teki siyah bir teki beyaz çorabı gören arkadaşı soruyor; "Gözlerime inanamıyorum bu nasıl çorap ?" Temel: "İnanmayacaksın ama evde bunlardan bir çift daha var!..."