Bizler vatandaş olarak biraz teknik direktör, biraz siyasetçi, biraz ekonomist biraz da beslenme uzmanıyız ya… Bundan dolayı da üç kişinin bir araya geldiği her ortamda hele hele de kahvehane sohbetlerinde iki lafın beli futbol, siyaset ve ekonomi üzerinden kırılır.
"Ah ulan ben Fatih Terim'in yerinde olsaydım bu takımı dünya şampiyonu yapardım…" "Bana bir hafta ekonomi bakanının koltuğunu versinler gör bak ne enflasyon kalır, ne işsizlik. Doları da 1,5'a indirmezsem…" Bu ve buna benzer cümleler şimdilerde özellikle de sahura kadar süren uzun Ramazan gecelerinde muhabbetler derinleştikçe derinleşiyor, uzadıkça uzuyor… E malum gündem müsait
. Bir tarafta hükümet kurma çalışmaları, diğer tarafta Arda Turan transferi. Kaç tane Arda Turan cari açığı kapatır? Arda Turan'ın Barcelona'ya transferi bizi gururlandırdı ama bir şey kazandırdı mı, hayır. Belki Galatasaray biraz pay alacak ama başka bir katkısı yok zira transfer zaten İspanyol liginde gerçekleşiyor. Velev ki bu transfer Türkiye'den İspanya'ya yapılmış olsaydı, Galatasaray satmış olsaydı Arda'yı, bu hizmet alışverişi ticaret rakamlarına nasıl yansırdı? Yansımazdı çünkü yüksek rakamların zikredildiği futbolcu transferleri hizmet ithalat/ihracatı olsa da ticari rakamlara yansımıyor. Ama ödemeler dengesinde görünüyor, başka bir ifade ile cari açığı etkiliyor. Şu an Türk futbolunun transferleri cari açık veriyor. Hani diyoruz ya cari açığımızı, dış ticaret açığımızı kapatmak, gelişmiş ekonomiler arasına girebilmemiz için ihracattaki kg fiyatımızı yükseltecek üretim modeline geçmeliyiz diye. Üretim modeli kadar Arda Turan gibi kilogramı 539 bin Euro olan yetenekler yetiştiren eğitim modellerini yakalamalıyız ki 2023 hedeflerimiz gerçekçi olabilsin.!