Mensubu bulunduğumuz yüce millet, şanlı bir tarihe uzanan köklü bir geçmişe ve bunun vücuda getirdiği iftihar tablolarına sahiptir. Bu tablolar, ardında emsalsiz hüner ve fedakârlıkların bulunduğu yüce idealler ve büyük iradelerle oluşturulmuştur.
Bunlar arasında
'insanlık örnekleri' diyebileceğimiz pek çok tutum kadar hak davalar için yapılan mücadeleler ve bunları taçlandıran zafer tabloları da vardır.
Uzun tarihimizin son demlerinde, yaklaşık bir asır kadar önce gerçekleştirdiğimiz
'Milli Mücadele' ve bunun tezahürü olan
'İstiklâl Savaşı' da bu cümledendir.
Topyekûn bir millet olarak yaptığımız bu 'Milli Mücadele' veya 'İstiklâl Savaşı'nın özel bir parçasını ise 'Maraş Milli Mücadelesi' teşkil eder. Bunu 'özel' kılan şeyse, doğurduğu sonucun İstiklâl Savaşımızın ilk zaferi olmasıdır.
O günlere gidip bir an için manzaraya göz atalım: I. Dünya Savaşı'nda yaşanan yenilgi üzerine 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalanır. Bunun bir sonucu olarak Anadolu'nun birçok yeri gibi Maraş da işgal altına girer
. Maraş'ta işgal güçlerine karşı 21 Ocak 1920'de başlayan direniş, 12 Şubat 1920 tarihinde işgalin ortadan kalkması ile amacına ulaşmış olur. Böylece büyük bir inanç ve kahramanlıkla gerçekleştirilen milli mücadele sonucu, vatan işgalden kurtulmuş ve zafer kazanılmıştır.
Daha sonra bu anlamlı çabaya katılanların taltifine sıra geldiğinde Ankara'dan bu mücadeleyi kimlerin gerçekleştirdiği sorulur. Verilen cevap, şehrin şanına yakışır güzellik ve büyüklüktedir:
"Maraş'ta milli mücadeleye katılmayan hiç kimse yoktur." Böylelikle bir ilk gerçekleşir.
İstiklal madalyası ayrı ayrı kişilere verilmek yerine topyekûn şehre verilir.
Bunun sonucu olarak da Maraş o büyük payeyi alarak
"İSTİKLÂL MADALYALI ŞEHİR" olur.
Tabii iş bununla da kalmaz.
Milli iradenin temsilcilerinin oluşturduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi, öncesinde verdiği madalyaya ilave olarak yaklaşık yarım asır sonra, 7 Şubat 1973 tarihinde bir de
'kahraman' unvanı vererek onu
'Kahramanmaraş' yapar.
Atalarımızın şehrimize kazandırdığı bu öncü misyon, sonraki nesiller ve bugün bizler için büyük bir iftihar vesilesi olduğu kadar, devam ettirilmesi için omuzlarımıza yüklenmiş ağır ve önemli bir sorumluluktur.
Dolayısıyla bu şehirden her bir fert hem vatan savunmasında hem de onun birer tamamlayıcısı niteliğindeki her türden iş ve meşguliyette hep önde olmayı ve örneklik etmeyi hedef bilmeli ve ona göre bir tutum içinde olmalıdır.
Söz konusu sorumluluğun gereği olarak, aynı zamanda bunu alıp taşıdığı isimle de tescillemiş olan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitemiz ve onun mensupları olarak bizler de bu şuurla hareket ediyor, bu
'İSTİKLÂL MADALYALI KAHRAMAN ŞEHİR'e yakışır kişiler olmak için her gün daha bir gayretle çalışıyoruz.
Bu vesileyle bu çok değerli çaba ve zaferin yeni bir yıldönümünde, bir asra birkaç adım kalmış olan bu günlerde yüce ruhlu aziz ecdadımızı minnet ve saygıyla anıyor, her birine Cenab-ı Hakk'tan gani gani rahmet diliyorum.