Sağlık turizminde söz sahibi olmak isteyen Adana, uygulanan tedavi yöntemleriyle sadece bölgede değil İzmir'den Trabzon'a, İstanbul'dan Van'a kadar birçok il ve Avrupa'nın değişik ülkelerinde yaşayan insanlara umut kaynağı oldu. Birçok branşta ilklerin yaşandığı Adana, ağrı yönetimi anlamına gelen algoloji alanında hastaların tercih ettiği merkez haline geldi. Türkiye'nin ilk algoloji uzmanı Dr. Ahmet Yılmaz'ın sorumluluğundaki Adana Şehir Hastanesi Algoloji Kliniği, insanların yaşadığı ağrıları sona erdiriyor.
İLK UZMAN DOKTOR
2013 yılında resmi bir branş olarak tanınan algolojinin Türkiye'deki gelişiminin Avrupa ülkeleriyle aynı olduğunu kaydeden Yılmaz, ilk algoloji uzmanlarının 2015 yılında mezun olarak hizmet vermeye başladığını söyledi. Türkiye'nin ilk algoloji uzmanı olarak yaklaşık 2 yıldır hizmet verdiğini anlatan Dr. Yılmaz, "Algolji, migren, küme başağrısı, boyun ve bel ağrıları, boyun ve bel fıtığı, kalça, diz gibi eklem kireçlenmeleri, omuz yaralanmaları, omuz yırtılması, kireçlenmeye bağlı hastalıklar, zona hastalığı, sinir sıkışmaları v kanser hastalarıyla ilgilenen bir branştır" dedi.
AĞRI ATAKLARINA SON
Migrenin kalıcı bir tedavisi olmadığını vurgulayan Dr. Yılmaz, "Ağrı atakları sıklaştığı zaman hasta günlük ihtiyaçlarını gidermekte zorlanıyor. Bizim yaptığımız bu tedavi, migren hastalığını geçirmiyor. Ancak 7-8 ay süresince ağrı atağı olmuyor. Olsa dahi hem kısa süreli hem de daha az şiddetli oluyor. Hastanın günlük yaşantısını engellemiyor. Biz hastanın yaşam kalitesini artırıyoruz. Uyguladığımız sinir blokları ve radyofrekans tedavisi tekrarlanabilir bir tedavi olduğundan, ağrı tekrarlandığında yeniden uygulayabiliyoruz" diye konuştu.
AÇIK AMELİYAT BİTEBİLİR
Sadece kronik ağrıların alkolojinin ilgi alanına girdiğini, akut ağrılara bakılmadığını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: Tedavi edilemeyen dirençli ağrıların ve nedeni bilinmeyen ağrıların tedavisini yapar. Dünyada minimal invaziv denilen yöntemlerde hızlı bir gelişme var. Bu gelişme beyin cerrahide, genel cerrahide, ortopedide de var algoloıjide de var. Bunlar geliştikçe açık ameliyat sayısı azalacak. Belki de önümüzdeki 10 yıllık bir süreçte bel fıtığı ile ilgili klasik bir ameliyat kalmayacak.
AĞRILARINDAN KURTULDU
Yaklaşık
10 yıldır bel fıtığından rahatsız olduğunu ve ağrılarının her geçen gün daha da arttığını anlatan 5 çocuk annesi Dilek Çakır (57), "Bu sene ayağımı çekemez oldum, sürüyerek yürüyebiliyordum. Bulaşığımı yıkayamaz, ev işlerini yapamaz hale düştüm. 3 doktor ameliyat önerdi. Platin takılması gerektiği söylendi. Ameliyatı tercih etmedim. Yıllarca kaçtım. Şimdi çok iyiyim. Rahatlıkla yürüyebiliyorum. Kimse yardım etmeden kalktım, oturdum. Şimdi çok rahatım" dedi.