Küresel piyasalar, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) parasal genişleme politikaları yüzünden bir kez daha alt üst oldu. Fed Başkanı Ben Bernanke ilk kez parasal genişlemeyi azaltacaklarına dair somut bir senaryo sundu ve bunu izleyen 24 saat boyunca borsalarda sert satışlar yaşandı.
Fed'in geçen yıl ABD başkanlık seçimlerinden önce açıkladığı üçüncü parasal genişleme (QE3) bugünkü haliyle sonsuza kadar devam ediyor ve Fed her ay 85 milyar dolarlık tahvil alımı yapıyor. Fed daha önce işsizlik oranı yüzde 6,5'e iner ya da enflasyon yüzde 2'nin üzerine yükselirse politikasını gözden geçirebileceğini açıklamıştı.
Bernanke çarşamba günü bu şartlar gerçekleşmeden hangi durumda tahvil alımlarını azaltabileceklerini açıkladı. ABD'de işsizlik oranı yüzde 7'ye geldiği zaman Fed alımları azaltacak, yüzde 6.5'e düştüğü zaman ise durduracak. Bernanke, öngörülerine göre ABD ekonomisinin iyi yolda olduğunu, bu durumda yıl sonuna doğru alımların azalabileceğini, 2014'ün ortasında ise tamamen durabileceğini söyledi.
Gerçekte alımların durması, parasal genişlemenin sona ermesi anlamına gelmiyor. Fed bu öngörüye bağlı kalsa bile bilançosunu 3,5 trilyon dolar büyütmüş, 850 milyar dolardan 4,3 trilyon dolar civarına çıkartmış olacak. Bernanke de bu kadar büyük para basılmasının ekonomiyi desteklemek için yeterli olacağına işaret etti.
Bu bir senaryo ve gerçekleşmesi için ABD ekonomisinin büyümesi ve işsizliğin azalması gerekiyor. Fed'in beklentisi bu yönde ama veriler buna pek işaret etmiyor. Bu nedenle küresel piyasalardaki sert satışların ardında parasal genişlemeden farklı gerekçeler aramak gerekiyor.
Gelişen piyasadan kaçış
Bernanke'nin açıklamaları gelişen piyasalardan hızlı kaçışlara yol açtı. Asya'dan Latin Amerika'ya kadar bütün ülkelerin para birimleri değer kaybetti. Lira ve Borsa İstanbul da (BİST) bu satışlardan etkilendi, tahvil piyasasında iki yıl vadeli tahvilin faizi yüzde 8'e kadar çıktı.
Çin ekonomisi bu yıl biraz daha yavaşladı. Veriler Komünist Parti'nin kontrolü ve baskısı altında yayınlandığı için durumu tam yansıtmadığı, ekonominin daha da kötü olduğu iddia ediliyor. Bankacılık sektöründe, aşırı verilmiş krediler nedeniyle büyük riskler var. Çin'deki yavaşlamanın ve sorunların başta Asya'da olmak üzere öteki gelişen piyasa ekonomilerine yansıması bekleniyor.
Tam bu kritik dönemde Fed'in açıklamaları Çin'in ve gelişen ekonomilerin işini daha da zorlaştıracak. Gelişen ekonomilerden para çıkışı başladı ve Goldman Sachs gibi bankaların hazırladığı raporlar para çıkışlarının devam edeceğini, paranın ABD'ye yöneleceğini öngörüyor.
Bu açıdan bakınca Bernanke'nin açıklamaları, dünya ekonomisini boğmak açısından mükemmel bir zamanlama oluşturdu. Para basılması, önce emtia fiyatlarını şişirerek Arap Baharı dalgasının temelini atmıştı. Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da esen bahar rüzgarları Suriye'de tıkandı. Şimdi Çin, Brezilya, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerden para çekilmesi, ekonomilerinde yeni istikrarsızlıkların önünü açabilir.
Döviz yüksek ama
Gelişen ülke ekonomilerinden para çekilirken, bu ülkelerin para birimleri hızla değer kaybediyor. Euro ve dolardan oluşan sepet bir ayda yüzde 8,5 yükseldi. Ancak liranın durumu diğer para birimlerinden farklı değil. Brezilya realinden Hindistan realine Güney Afrika randından Tayland bahtına kadar gelişen ülke paralarında hızlı düşüşler yaşandı. Hatta lira bu paraların çoğuna karşı değer kazandı yani çok daha fazla düşen para birimleri oldu.
Küresel piyasaların geneline bakınca durum normal gözüküyor ancak sıcak paraya karşı önlem alınmamış olması ve Merkez Bankası'nın politikaları ciddi riskler içeriyordu ve şimdi bu riskler gerçekleşmeye başladı. Sıcak paranın yarattığı ve yaratacağı tehlikeler konusunda yaklaşık 1,5 yıldır yazıyorum. Burada üzerinde durduğum konulardan biri Merkez Bankası'nın döviz satarak ya da piyasadaki likiditeyi sıkıştırarak kurları kontrol altına alamayacağıydı. Ocak 2012'den nisan sonuna kadar sıcak para ve kısa vadeli borç şeklinde 98,4 milyar dolar girdi ve kısa süre kalmak için gelen bu para çıkmaya karar verdiyse bunu engellemek mümkün olmaz. Son 20 yıldır bunun örnekleri Meksika'dan Rusya'ya, Brezilya'dan Türkiye'ye kadar birçok ülkede defalarca yaşandı.
Sıcak para çıkışları nedeniyle likiditenin azalması ve faizlerin yükselmesi sonrasında büyümenin durma noktasına gelmesi kimse için sürpriz olmamalı.