Hareketsizlik sağlıktan iş dünyasına kadar pek çok sorunun kaynağı. Öyle ki şu sıralar işverenler çalışanların daha fazla hareket etmesi için yeni modeller deniyor. Bunlardan biri de "Hareket Temelli Çalışma Sistemi". Daha düşük karbon ayak izi, elektrik faturası, çalışanlarla ilgili değişim, seyahat, işyeri, servis giderlerinde ve bakım giderlerinde azalma anlamına gelirken, daha az kablolama, yazıcı ve kağıt kullanımı gibi konuları da doğrudan etkiliyor.
GİDERLERDE YÜZDE 24 DÜŞÜŞ
Hollandalı sigorta şirketi Interpolis'in yaptığı bir araştırmaya göre ofis mekanlarında yüzde 45'lik küçülmeyle beraber ofis giderlerinde de yüzde 24'lük bir düşüş yaşanıyor. Yazılım şirketi Autodesk'in, İngiltere'deki Hareket Temelli Çalışma ortamına sahip merkezinin, tasarımından ötürü yılda 500 bin dolar tasarruf ettiğini açıklamış olması da bunun en iyi örneklerinden biri. Bigg firmasının kurucusu Mimar Gürhan Bakırküre "Siz Y kuşağına bir masa tahsis ettiğinizde, kendisini oraya sıkışmış görür. Halbuki bu ofisteki tüm masalar senin, istediğin yere oturabilirsin, rahat ettiğin yerde çalışabilirsin denmesinin bu kuşak üzerindeki etkisi bambaşka olacaktır" diyor. İş yapmanın ofiste geçirilen saatlerle değil, performansla doğru orantılı olduğunu savunan Bakırküre, Microsoft'un Hollanda'daki ofislerine Hareket Temelli Çalışma'yı entegre ettikten sonra her çalışanın iş yerine geliş gidişleri için haftada ortalama 6 saat daha az zaman harcadığını anlatıyor. Bakırküre, "Günümüzde oturmak yeni sigara içme biçimi. İnsanlar günde ortalama 9.3 saatlerini oturarak geçiriyor. Bu da en az sigara kadar tehlikeli ve şeker, kanser, kalp hastalıklarına davetiye çıkarıyor" diye ekliyor.