Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'a verdiği önem ortada. Geçtiğimiz günlerde katıldığı kentsel dönüşüm töreninde ilk kez İstanbul'daki nüfus artışına bir çözüm getirilmesinden söz etti. Kendi Belediye Başkanlığı döneminde 8.5 milyon olan İstanbul'un nüfusunun 17.5 milyona ulaştığından söz etti. Gerçi Türkiye İstatistik Kurumu'nun son rakamlarına göre İstanbul'da yaşayanların sayısı yaklaşık 13.8 milyon. Cumhuriyet'in 100. yılını kutlayacağımız 2023'te bu rakamın 16.5 milyona ulaşacağı hesaplanıyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, İstanbul'un bu nüfusu kaldırması çok zor. İstanbul böyle de Ankara'nın durumu çok mu farklı?
***
Bir yılda 75 bin nüfus artışı yaşanan başkent 5 milyon nüfusa ulaştı ya da ulaşmak üzere. Büyük kentlere göçün temel nedeni elbette insanların iş bulma ve daha iyi bir yaşam umudu. Polisiye tedbirlerle bunu önlemenin imkânı yok. Zaten bu demokrasi ile bağdaşmaz. İstanbul gibi Ankara'nın da rahatlatılması kaçınılmaz.
Anadolu kentlerinin "cazibesi"ni artırmak iyi bir yöntem olabilir ama bunun da ilk şartı her halde devletin öncülük etmesidir. HHH "Finans merkezi" haline getirilmesi planı çerçevesinde birçok bankanın genel müdürlüğünü İstanbul'a taşıması iyi bir örnek olabilir. İstanbul'un yükü artsa da herhalde çok küçük de olsa Ankara'yı rahatlatmıştır. Gelin biraz düşünelim.
Devletin bütün kurumlarının, genel müdürlüklerinin Ankara'da bulunması şart mıdır?
Özellikle iletişim ve ulaşım imkânlarının son derecede arttığı günümüzde. Örnek mi? Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Ankara yerine Konya'da olsa ne fark eder. Meteoroloji Genel Müdürlüğü Yozgat'a, Türkiye İstatistik Kurumu Çorum'a, Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü Eskişehir'e taşınsa ne olur?
***
Dünyada bunun örnekleri yok değil.
Almanya'da Çalışma Bakanlığı Berlin'de, ona bağlı ülke ekonomisi için en önemli kurumlarının başında gelen
Federal İş Ajansı Nürnberg'de,
Meteoroloji Dairesi Offenbach'da, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü birçok Almanın bile yerini haritaya bakmadan bulmakta zorlanacağı Langen'de.
Bırakın genel müdürlükleri,
Federal Anayasa Mahkemesi için bile Berlin değil, Karlsruhe tercih edilmiş. Almanya'da araç kullanan herkesin korkulu rüyası olan "Ceza puanı" ile ilgili kayıtlar bile Berlin'de değil, ülkenin kuzeyindeki Flensburg kentinde tutuluyor ve işler "tıkır tıkır" yürüyor.
***
Çok daha ileri bir uygulama bile yapılabilir.
Ankara'da sadece Genelkurmay Başkanlığı bırakılıp, Hava Kuvvetleri Eskişehir veya Konya'yı, Kara Kuvvetleri Sivas veya Kayseri'yi, Deniz Kuvvetleri Gölcük veya Balıkesir'i merkez seçse ne olur?
Türkiye savunma zaafına mı uğrar?
Ne olacağı ortada.
Ankara nüfus açısından rahatlar. Birçok Anadolu kenti daha cazip hale gelir.
O kentler ekonomik ve sosyal alanda gelişir. Ama zor.
Türkiye'de bu işler zor. Zor ama imkânsız değil. Yeter ki siyasetçisinden yüksek bürokratına, komutanından milletvekiline herkes gücün elinin altında bulunmasından fedakârlık edebilsin.