Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği'nin kurucusu ve başkanı olan Ümit Börü'nün hayatı 19 yıl önce piknik yapmak için gittiği ormanlık alanda anneleriyle birlikte açlıktan ölmek üzere olan 6 yavru köpeği görmesiyle değişti. O gün hayvanların karnını çevredeki köftcilerden aldığı köftelerle doyuran emekli öğretmen Börü, ertesi gün hayvanların durumunu merak edip aynı yere gittiğinde köpeklerin önünde bolca yiyecek görüp şaşırdı. Çevredeki insanların "Hocam siz dün onları doyurunca bizim vicdanımız sızladı. Karınlarını bugün de biz doyuralım dedik" deyince zihninde bir ışık yandığını söyleyen Ümit Börü, bir haftada Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği'ni kurdu. Büyükşehir belediyesi ve valiliğin kapısını çalan Börü, uğraşlarının sonunda 1994'te Karatay ilçesine bir köpek barınağını kurdurmayı başardı. Şu an barınakta 23 işçi, 3 veteriner hekim çalışıyor ve yaklaşık 2 bin sokak köpeği ve kedisinin ihtiyaçları karşılanıyor. Ümit Börü ise her gün barınağa giderek hayvanların eksiklerini ve yapılması gerekenleri yetkililere bildiriyor. Köpeklerin her birine isim veren Börü, onlarla ilişkisini anne-evlat ilişkisi gibi gördüğünü belirterek "Ben onların annesiyim. İnanın 2 kızım ve 4 torunum var. Bazen torunlarıma bakmak için İstanbul'a gidiyorum aklım burada kalıyor. Hatta kızlarım bile bu durumu kıskanıyor. Ne yapayım torunlarımın ve kızlarımın nasıl sevgiye ihtiyacı varsa buradaki hayvanlarında sevgiye ihtiyacı var" diyor.
'Martıların babası'
Beyşehir ilçesinde yaşayan 54 yaşındaki Nadir Ülker ise her gün bayat ekmek toplayıp Beyşehir Gölü'nün etrafındaki martıların karınlarını doyuruyor. Bu yönüyle isminin Martı Baba'ya çıktığını söyleyen Ülker "Bu gölün etrafında eskiden çok nadir olarak martı yaşıyordu. Ben de bir gün göl kenarında otururken o az sayıda ki martının açlıktan bağıran seslerini duydum ve çok üzüldüm. Onlara çevreden ve komşulardan topladığım bayat ekmeleri getirmeye başladım. Ben onların karınlarını doyurdukça sayılarının arttığını gördüm" dedi.