Yıllardır İstanbul başta olmak büyük kentlere ağırlık veren inşaat sektörünün
Anadolu'yu keşfetmesi iyi bir gelişme.
Anadolu insanı da artık sağlam ve modern konut, yaşam kalitesini yükseltecek semtlerde ikamet etmek istiyor.
Özellikle deprem riski yüksek kentlerde
huzur içinde yaşamak en doğal hakları.
İstanbul'da son yılların trendi haline gelen
"Temalı" siteler Ankara ve İzmir'den sonra Bursa, Eskişehir, Kayseri ve Konya gibi ekonomik yönden güçlü Anadolu kentlerinde de yayılmaya başladı.
***
Türkiye zenginleştikçe talep artıyor, talep arttıkça inşaat sektörü gelişiyor,
binlerce kişiye iş imkanı doğuyor. Afet riskili alanlarda ilgili uygulama ve kentsel dönüşüm gelecek yıllarda inşaat sektörünü daha da zirveye taşıyacak.
Bunlar güzel gelişmeler.Yeter ki sektör kendi ayağına kurşun sıkmasın.
Daha fazla para kazanmak uğruna ev sahibi olma özlemiyle yanıp tutuşan insanları hayal kırıklığına uğratmasın.
Doğayı katlelip, kentleri beton yığını kulelere boğmasın.
***
İstanbul'a bir bakın. Mavisiyle, yeşiliyle dünyanın incisi olan kent ne hale geldi?
Dört bir yanından yükselen beton yığınları sonunda ülkenin Başbakan'ını bile isyan ettirdi.
Ve iddia ediyorum o kuleler insanları betona hapsetti, mutsuz etti.
Aynı kattaki
komşusunu bile tanımayan, aynı asansöre defalarca binip, selamlaşmayan, hal hatır sormayan insanların yaşarken girdikleri mezarlar o kuleler.
Bakmayın şirketlerin; "yüzde 80'ini, 90'ını sattık, yaşam başladı" palavralarına.
Hava karardıktan sonra, en iddialısın önünden geçin; ışıkları yanan daireleri bir çırpıda sayarsınız.
Satıldığı söylenen dairelerin boş olmasının nedeni ise rant beklentisi.
Yatırım için o evleri alanlar bin pişman.
Çünkü dolduruşa gelip, belki 10 yıl, 15 yıl sonra ulaşacağı değere satın aldılar.
***
Demem o ki, sektör İstanbul'dan ders alsın,
Anadolu'da aynı hataya düşmesin. Elbette sadece inşaat sektörünün çabası yetmez. Burada
büyük sorumluluk belediyelerde. Şehir merkezleri zaten sıkışık, yollar da, altyapı da bu yükü kaldıramaz halde.
Bir çok kent artık yayılarak büyüme durumunda.
Bunun için ulaşım ve altyapı projeleri çok iyi planlanıp, inşaat sektörü yeni yerleşim alanlarına yönlendirilmeli.
Türkiye'nin son yıllarda büyük sorunu haline gelen "emsal" konusu "yazboz" tahtasına dönmemeli.
***
Önümüzdeki yıl mart ayında yapılacak yerel seçimlerle birlikte yürürlüğe girecek
Büyükşehir Yasası Eskişehir, Kayseri, Konya gibi kentlere bu konuda büyük imkan sağlıyor.
Büyükşehir belediyesi şehrin bütünü için imar planı yetkisine sahip olacak.
Büyükşehir olmadığı halde Kütahya bunun güzel bir örneğini gerçekleştirmiş.
Yakın köyleri mahalleye dönüştürüp, şehrin gelişimini Tavşanlı ilçesine doğru yönlendirmiş.
Bunu yaparken hem şehir merkezini rahatlatma, hem de kentin diğer yönlerinde
ormanlık alanları korumayı hedeflemiş.
Çok katlı binalara izin vermemiş.
***
Anadolu insanı sevecendir, özverilidir, komşuluğa önem verir.
Temennim sektörün Anadolu'da bu hassasiyetleri göz önüne alması.
Bursa'nın kalbine saplanan bir hançer görümündeki o ucube beton yığını gibi projelerden uzak durması.