Konya merkezli Orta Anadolu Bölgesi,
Türkiye gibi hızlı gelişimini ayakları yere basan projelerle sürdürürken
2023 hedefinde bizi bekleyen en büyük tehlike ise direkt insan sağlığını etkileyen
hava ve
çevre kirliliği oluyor.
Bu korkutan kirlilik raporunda ise içimizi burkan neden 'para' olarak görünüyor.
Sürdürülebilir kalkınmayı, Birleşmiş Milletler
"Bugünün ihtiyaçlarını, gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılama olanaklarını tehlikeye atmaksızın karşılayan kalkınma" olarak tanımlanmış.
Bu çerçevede kalkınmayı sadece ekonomik büyüme olarak görürsek ancak kendimizi kandırmış oluruz.
Büyümemizi sürdürürken çevresel faktörleri asla göz ardı edemeyiz.
Ve bunu sıradan çevreci bir deyim gibi görür geçersek, argo tabiri ile
kendi ayağımıza sıkmış oluruz. Konya ve Karaman merkezli olarak bölgemize baktığımız zaman bu coğrafyanın büyük oranda kırsal alanlardan oluştuğunu hepimiz biliyoruz. Bölgede oluşan çevresel sorun ise yürütülmekte olan faaliyetlerden kaynaklanıyor.
Ancak kent merkezlerindeki kirlenme, özellikle son yirmi yılda kentleşmenin artması nedeniyle büyük bir sorun oluşturuyor.
Konya'da şehir merkezlerinde yaşayan nüfusun toplam nüfus içindeki oranı
1990'da % 55 iken,
2012'de bu oran % 76'ya yükselmiş. Bu gelişim başta hava kirliliği olmak üzere direkt olarak çeşitli çevresel sorunların artmasına da neden oluyor.
Hava kirliliği, havanın atmosferini doğal karakterini değiştirirken her türlü kimyasal, fiziksel, biyolojik kirliliği de beraberinde getiriyor.
Bu insan sağlığına solunum yolları hastalıkları, kalp rahatsızlıkları gibi ölümcül olaylara yansıyor. Yine bu kirlilik insan sağlığının yanı sıra tarımsal verimi düşürüyor, hayvan sağlığına olumsuz bir veri olarak giriyor.
Sonuçta
Konya Valiliği'nin
MEVKA veri tabanları ile hazırlamış olduğu raporda resmen
bölgenin hava kalitesi düşüktür deniliyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından
hava kirliliği açısından
Konya ve
Karaman'ın merkez ilçeleri ile
Akşehir, Beyşehir, Çumra, Ilgın ve
Seydişehir birinci derece, diğer ilçeler ise
ikinci derece kirli ilçeler arasında gösteriliyor.
Sizce 2023'e bu kadar ümitli bu kadar mutlu girmeye hazırlanırken bundan daha büyük bir tehlike olarak neyi görebiliriz.
Hava kalitesinin düşmesindeki en önemli neden olarak ise Karaman'da kullanılan yakıtın ve yakma sistemlerinin düşük olması ve rüzgâr hızının az olması olarak belirtilirken, Konya'da sırasıyla rüzgâr hızının düşüklüğü, inverziyon ve kent merkezinin çanak şeklinde olması gösteriliyor.
Hava kirliliğinin en önemli unsurlarından biri olan trafik kaynaklı emisyonlar. Konya ve Karaman'da tüm karbon monoksit emisyonlarının % 70-90'ını, azot oksit emisyonlarının % 40-70'i, hidrokarbon emisyonlarının % 50'si ve şehir bazında kurşun emisyonlarının % 100'ünü oluşturmuş.
Bölgede hava kalitesi ile ilgili yapılan çalışmalarda yaz mevsimiyle karşılaştırıldığında kışın konsantrasyonlar oldukça yüksek görünüyor. Kış aylarında rakamlarda korkutan yükseklik ise vatandaşın ısınmak için kullandığı yakıtın özelliği oluyor. Çok üzücü ve düşündürücü sonuca geldiğimiz zaman ise hava kirliliği, çevresel anlamda Konya'nın bir numaralı sorunu olurken komşu Karaman'ın da üçüncü en önemli sorunu olmaya devam ediyor.
Bu raporlarda yine içimizi karartan konu ise alınan onca sıkı önleme ve tedbire rağmen önlemlerin yeterli olmamasından dolayı Karaman'da en önemli neden eğitim ve bilinç eksikliği, şehrimiz Konya'da ise mali imkansızlıklar deniliyor. Oysa biz Konya'yı, Konya sanayisi ile ekonomisini Türkiye'nin
"Gizli zengini" olarak bilir ya da kendimizi böyle kandırıyorduk.
Şimdi 2023 yolunda bu konu başlığında
mali imkansızlık ilk madde,
bilinçsizlik ise ikinci madde olarak
bizi kahrediyor.