Konya her zaman kadim başkent olma ruhu ile yaşamış bir şehirdir.
İlmin ve medeniyetin kandilleri, sam yellerinin en şiddetli estiği yıllarda bile sönmemiştir.
1071 Malazgirt zaferinden sonraki süreçte Selçuklu Sultanı Kutalmışoğlu
Süleyman Şah tarafından fethedilen Konya, Anadolu Selçuklu Devletinin başkenti İznik'in 1097 yılında 1. Haçlı Seferi ile kaybedilmesi üzerine başkent yapılmıştır.
1219 - 1236 yılları arasında Sultan Alaeddin Keykûbat devri ve sonrasında, dünyanın ilim ve sanat merkezi özelliğini kazanmış, her taraftan gelen bilim ve sanat adamları Konya'da toplanmışlardır.
Bahaeddin Veled, Muhyiddin ibn-i Arabî, Mevlânâ Celaleddin Rûmî, Sadreddin Konevî, Şemsî Tebrizî, Kadı Burhaneddin, Urmemi, Kadı Siraceddin gibi bilgin, mutasavvıf ve filozoflar
Konya'dan dünyaya ışık tutmuşlardır.
"Konya'nın Altın Çağı" denilebilecek bu dönem 13. yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir.
Osmanlı döneminde,
"Konya artık mamur edilmiştir, Konstantiniyye ve Roma yönünde yolumuza devam ederek batıya doğru medeniyetimizi taşıyalım" anlayışının öne çıktığını görüyoruz. Bunun yanında Konya'nın başkent hüviyetinin değişmesi, yıllar içerisinde İpek Yolunun eski önemini kaybetmesi gibi nedenlerden dolayı Konya'nın Selçuklu dönemindeki büyümesi aynı hızla devam etmemiştir.
Her halükârda o yıllardan bu yıllara geçen zaman içerisinde Konya daima en önemli şehirler arasında yer almıştır. Yapılan bilimsel araştırmaların sonucu olarak geçmişte bir iç deniz olduğu anlaşılan Konya Ovası da bir tarla ve bir sofra telakki edilegelmiştir.
***
Konya geçmiş yüzyıllarda neyi bulmuş da kaybetmiştir, şimdi tekrar neyi aramaktadır?
Ne yaparsak biz bu şehri yeniden bir medeniyet menbaı konumuna getirebiliriz?
Sadreddin Konevileri, Mevlanaları tekrar geri getiremeyiz belki ama,
Mevlana'nın
"şimdi yeni şeyler söylemek lazım" sözü bize bu konuda bir şık tutabilir.
Şimdi Konya, Selçuklu sonrasından bu güne tarihinde ilk defa büyük bir beşeri ve ekonomik kalkınma fırsatını yakalamıştır.
Devletin iradesi ile milletin iradesi en güçlü bir şekilde ilk defa bir noktada birleşmiştir.
Milletin yetiştirdiği kıymetli vatan evlatları ile birlikte, yurt içinde ve yurt dışında yetişmiş Konya'nın evlatları şimdi bu şehri yeniden tarihi vizyonundaki önemine yakışan bir gelişmişliğe taşımanın gayreti içerisindedirler.
İşin başında bölgenin kalkınmasına yeni uluslararası bakış açıları kazandırmak zorunluluğu vardır.
Bölgede su kaynaklarının tarım alanları için giderek azalıyor olması, alınan tedbirlerin de ihtiyacı karşılamaya yetmeyecek olması kalkınmada tarımdan başka alternatifleri hızlı bir şekilde devreye koymayı kaçınılmaz kılmaktadır. Bundan dolayı şimdi kültürel gelişmişlikle birlikte sanayi, ticaret, enerji ve turizm alanlarında yeni stratejilere yönelerek gelişme hedefleri konmakta,
Karadeniz'den
Akdeniz'e uzanan
Kayseri ve
Konya'dan geçecek olan,
Konya, sanayi ve ticaretine uluslararası boyutta geniş bir açılım sağlayacak yük taşıma amaçlı hızlı tren demiryolu ticaret koridorunun merkezi olma yolunda planlarını yapılmaktadır.
***
Bir kısmı var olan sanayi altyapısı mega projelere zemin olacak şekilde dizayn edilmelidir.
Turizmde mantık mutlaka değişmeli ve gelişmelidir. Uluslararası çapta büyük ve cezbedici projelerin olduğunu, yapıldığı zaman Konya'nın dünya çapında bir cazibe merkezi olacağını, bunların devreye girmesi için planlamalar yapıldığını bilinmektedir. Eğitim ve sivil inisiyatif alanında da bölgede sivil vakıflar aracılığı ile güçlü eğitim kurumları kurulmalı, bunlar beşeri sermaye olan yetişmiş insan gücü konusunda dünya çapında marka olmalıdır.
Kültür ve medeniyet varlıklarını turizm alanında çok iyi bir şekilde sunan ve karşılığında ekonomisine en iyi katkıyı alan konuma gelmelidir. Mesela
kişi başına 13 Euro ile her yıl milyonlarca ziyaretçinin çıktığı bir Eyfel Kulesi bile Paris'in tek başına döner sermayesi olmuştur. Gezip gördüğümüz gelişmiş ülkelerde öne çıkan farklar, ne onların bizden daha akıllı oldukları, ne daha zengin doğal kaynakları olduğu, ne daha çok çalışkan olduklarıdır.
Bizden en büyük farkları stratejik, bilimsel, planlı ve birlikte çalışma ilkelerine önem vermeleridir.
Yapılacak pek çok şey var; saygı, sevgi, dayanışma içerisinde, planlı ve birlikte çalışma
ile danış