Ekim ayı ile birlikte tüm yurdu etkileyen hava, toprağın da rengini değiştiriyor. Çünkü Konya mevcut yüzölçümü ile dünyanın bazı ülkelerinden büyük arazisi ile özellikle son yıllardaki toprak zenginliği ile yeni bir yol arayışında.
Özellikle Türkiye'nin 2023 hedefine paralel olarak Konya 2023'te tarımda artık bir dünya devi olmayı istiyor.
Konya ve tarım denildiği zaman elbette bu işin lokomotifi Konya Şeker.
Ama buralara gelmeden önce biz yine biraz geriye gidelim ve Konya tarımına göz atalım.
Konya Ovası'nda ürünün hasadı da bitmek üzere, arpa, buğday, mısır, kanola, ayçiçeği, patates ve nihayet şeker pancarı.
Yani Konya Ovası artık tarih kitaplarında yazıldığı gibi artık sadece tahıl ambarı değil.
Sadece arpa ve buğday üretmiyor.
Yüzlerce yıl hasat dönemlerinde sadece arpa ve buğdayı konuşan ve bunlara ek olarak üçüncü bir ürünü konuşamayan Konya, bugün mısır fiyatlarını konuşuyor. Patatesi de kanolayı da, ayçiçeğini de şeker pancarını da konuşuyor.
Bu dönem Konya tarımında yine farklı bir şey daha oldu. Ve Konya Şeker ayçiçeği piyasasına el attı avans fiyatlarını açıkladı. Öyle çok değil ama bir yerlerden toz kalktı. Biz 'bu ne demek' diye akademisyenlere çiftçilere ulaştık. 'Ne oluyor?' diye sorduk?
Ülkemizin köylerinde 17 milyon insan yaşıyor. 24 milyon hektar da tarım arazimiz var. Bu ülke güneşlenme süresiyle, rakımıyla tarımsal üretim için, yağlı tohum üretimi için dünyanın en avantajlı coğrafyalarından birisi.
Ancak gelin görün ki, bu ülke tükettiği yağın üç kilosundan iki kilosunu yurt dışından getiriyor. Yani köyler dâhil bu ülkenin mutfaklarında kullanılan, gıda sanayisinde tüketilen her üç kilo yağdan iki kilosu için Ukrayna, Romanya, Bulgaristan, Rusya çiftçisine para ödüyoruz.
Bu çarkın bu şekilde döndüğünü gördüğümüz zaman her yıl elinde milyar dolarlık ithalatı tutan üç beş kişinin aslan payını aldığını anlıyoruz.
Peki soğuyan hava ile elleri nasırlanmış yüzünde derin çizikler oluşmuş bizim garip çiftçimiz bu gelişen dünyada böyle yaşlanmaya devam mı edecek?
Bu sene dünyada yağlı tohum üretiminde tarihi bir rekorun kırılması ve yağlı tohum üretiminin yaklaşık 495 milyon tona ulaşması bekleniyormuş.
Üretimdeki bu ciddi artış dünyanın her tarafında ayçiçeği de dahil yağlı tohumların fiyatının geçtiğimiz yıla göre yüzde 40-50'ler düzeyinde düşmesine sebep olmuş.
Fiyatların tüm dünyada son 10 yılın en düşük seviyesine indiği bu istisnai yılda ise üreticinin korunması ve üreticinin ayçiçeği üretiminden çekilmemesi için cesur adımların atılması gerekiyor.
Çünkü yerli üretici üretimden çekilir ve üretimi azaltırsa Türkiye milyarlarca dolar dövizi ayçiçeği ya da ham yağ bedeli olarak Romanya, Bulgaristan, Ukrayna çiftçisine ödeyecek. Primde anlamlı bir artış yapılması en azından iki katına çıkarılması konusunda Konya Şeker ve üretici birlikleri son üç aydır ilgili bakanlarla ve yetkililerle görüşüyormuş.
Ayçiçeği pazarında tabi ki Konya Şeker şu anda en büyük alıcı konumunda değil.
Konya Şeker'in yerli üründeki piyasa payı şimdilik yüzde 10'lar civarında.
Asıl büyük pazar ithal üründedir ve piyasa hakimiyeti ithalatçıda.
İşte bu noktada başta Konya çiftçisi olmak üzere özellikle Anadolu çiftçisi Başkan Recep Konuk'un Anadolu'dan Başkent'e kurduğu köprü ile bu soruna köklü bir çözüm arıyor.
İnşallah bir ortak akıl bulunur ve hep tablolarda kartpostallarda gördüğümüz o güzelim ayçiçekleri, zaman içinde görüntüde kalmaz.