Kayseri'nin ünlü mahallelerinden Çifteönü'nde 1931'de dünyaya gelen Osman Güldüoğlu, Türkiye'nin en büyük meyve suyu fabrikası Meysu'yu ve Gülsan'ı dünya markası yapışının hikayesini SABAH'a anlattı. İlkokulu 4'üncü sınıfa kadar okuyabildiğini ancak üniversitelilerle boy ölçüşebileceğini dile getiren Güldüoğlu "Ticaret hayatında ilkokula giderken babamın bakkal dükkanında başladım. Açlık sefalet, yokluk vardı. 4 kardeştik annem küçük yaşlarda öldü. Babam tekrar evlendi, 3 kardeşim daha oldu. Küçük yaşlarda komşumuzun dükkanında halkalı şeker işinde çalıştım. Çok çalışkandım. Hem babanım dükkanına bakıyor hem de komşunun dükkanında çalışıyordum. Çalışkanlığım çarşı içinde dillere destan oldu" diye konuştu. Bir gün bir arkadaşının kendisine iş teklif etmesiyle birlikte önünde bugünlerin yolunu açacak sürecin başladığını ifade eden Güldüoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana iş teklifi yaptı, 'gel beraber çalışalım' dedi. Benim param yoktu ben işçiliğimi, o da sermayeyi koydu. 6 ay kadar ortaklık yaptık. Sonra o bıraktı gitti. Başka bir ortakla lokum, helva, şeker satarak işleri biraz büyüttük. Kesme şeker ve reçel de yapmaya başladık. Yanımıza 10 eleman eleman aldık. Turhal Şeker Fabrikası'yla rekabet etmeye başladık. Çok iyi paralar kazandık. Babamdan tek kuruş bile almadan, sıfırdan var ettim markamı. Ama babam beni hep takip ederdi. Babam da çok çalışkan bir insandı. Onun sayesinde hep kazandım" "Bir çöpümüz bile yoktu. Her zaman dürüst, kimsenin hakkını yemeden çalışmanın semeresi bu işte" diyen Meysu ve Gülsan'ın Onursal Başkanı Osman Güldüoğlu, çocukları Mehmet Güldüoğlu, Ali Rıza Güldüoğlu ve Bekir Güldüoğlu'nu da babasının kendisine verdiği öğütlerle büyüttüğünü söyledi.
MEHMET UZEL