Mehmed Akif'in Tükürün şiirinin ilk dörtlüğünü bir kartona yazıp Taksim Meydanı'ndaki Demokrasi Nöbeti'ne gelmiş 60'lı yaşlarındaki bir amca. Gücü yettiği kadar havaya kaldırıyor elindeki kartonu, herkes görsün diye. Şiirin ilk dizesini okuyunca ("Tükürün milleti alçakça vuran Darbelere!") Akif sanki bugünler için yazmış bu şiiri diye düşünüyorsunuz. Meydandaki barkovizyondaysa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın okuduğu, şair Arif Nihat Asya'nın Dua şiirinin klibi dönüyor. Aslında bu, şiirin, kitap sayfalarından tekrar meydanlara çıktığının işaretlerinden biri. Şiir, Demokrasi Nöbetleri'nde şu sıralar bol bol meydanlarda dile geldi. Tarihi Yenikapı Mitingi'nde ise neredeyse zirve yaptı bu durum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şiirlerle seslediler o tarihi mitingde insanlara. Necip Fazıl Kısakürek, Abdürrahim Karakoç, Ahmet Cevad, Nazım Hikmet, Ahmed Arif... İsmet Özel'in bir konferansta söylediği gibi şiir tam da şu günlerde "Türklerin milli hasletlerinin merkezinde yer alıyor" ve "Şiir, milletin mevcudiyetinin senedi olmaya devam ediyor." Şiirin tekrar meydanlara taşınması takdir edersiniz ki yeni değil. Epeydir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mitinglerde, meydanlarda şiirler okuyor. Ki malum, Erdoğan'ın şiir sevgisi ve meydanlarda şiir okumayı sevmesi, siyasi hayatının da önemli kırılma noktaları arasında. Erdoğan, 1997'de Siirt'te bir mitingde, Ziya Gökalp'in 1912'de Balkan Savaşları nedeniyle yazdığı Asker Duası şiirini okuduğu için 26 Mart 1999'da hapse girdi. Ama hapse girdiği gün inadına şiir dercesine Bu Şarkı Burada Bitmez adıyla bir şiir albümü yayımladı. Albümde Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek, Erdem Bayazıt, Nurullah Genç ve İbrahim Sadri'nin şiirlerini okuyordu. Dört ay hapishanede kaldıktan sonra siyasi yaşamına devam eden Erdoğan, sonraki yıllarda da kah meclis kürsüsünde, kah mitinglerde, kah toplantılarda şiirler okumaya devam etti. Mehmed Akif, Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Uğur Bayazıt'ın yanı sıra 'Bayrak şairi' olarak tanınan Arif Nihat Asya'nın şiirleri ağırlıktaydı tercih ettikleri arasında. Hatta Asya'nın şiirleri bugün tekrar hatırlanıyorsa, şairin ismi tekrar anımsanıyorsa bu biraz da Erdoğan sayesindedir demek pek de zorlama bir tespit olmaz. Aslında Türk siyasi hayatına damga vuran liderlerin şiirle ilişkileri incelenesi özel bir durum. Genel olarak liderlerin şiiri sevdikleri söylenebilir. Ama şiir yazanlar, çeviri yapanlar da var. Mesela eski başbakanlardan Bülent Ecevit bir şairdi hem de antolojilere girecek kadar önemsenen bir şair. Siyasi hayatına başlamadan henüz16 yaşındayken şiirler çeviren, İnsan adlı şiiri ile nam salan bir şair. İlk şiirleri 1941 yılında Hep Bu Topraklardan dergisinde yayımlandı. R. Tagore, T.S. Eliot, E. Pound, D. Thomas, Rudyard Kipling gibi şairlerin şiirlerini çevirdi. Şiirleri, Bir Şeyler Olacak Yarın kitabında topladı. Ecevit bir söyleşisinde "Benim için şiir yazmak özellikle siyasete girdiğimden beri iletişim aracı ya da düşünce açıklama yolu değil, bir düşünme yöntemidir" diyerek şairliğini siyasi mücadelesinden ayrı tuttuğunu anlatmıştı. Ama hem politikanın hem de şiirin temel noktasının insan olduğunu da hep vurguladı. Ecevit'in Adam Olmak adıyla çevirdiği, Nobel ödüllü İngiliz şair Rudyard Kipling'in If adlı şiiri bir başka siyasi lider Deniz Baykal'ın en sevdiği şiirlerden biri oldu. Öyle ki Baykal bu şiiri kendi sesiyle okuyacak kadar sevmişti. Pek bilinmez ama şair olan bir başka siyasi liderlerimizden biri de Muhsinm Yazıcıoğlu'dur. 12 Eylül'den sonra kaldığı Mamak Cezaevi'nde şiire daha fazla sığınır, şiirler yazar Yazıcıoğlu. Fakat onun şiire düşkünlüğünü, şair yönünü toplum, ölümünden sonra anlar. Bunun da sebebi Muhsin Yazıcıoğlu'nun yazdığı şiirlerin, Hücrelerde Parmaklıklar Gül Açtı adlı bir albümde ölümünden sonra yayımlanmasıdır. Albümde Yazıcıoğlu'nun şiirlerini pek çok isim okur. Üşüyorum adlı şiiri ise Yazıcıoğlu'nun sesinden dinleriz. Süleyman Demirel'in ise şiirle arasının iyi olduğuna dair elimizdeki tek veri onun bir şiiri Türkçeye çevirmiş olması. Bu veriyi de gazeteci Cüneyt Arcayürek'in Demirel'in cumhurbaşkanlığı dönemine ait anılarını kaleme aldığı Babasının Kızı kitabından öğrendik. Demirel, ünlü İngiliz şair Alfred Tennyson'un bir şiirini Türkçeye çevirmiş. Siyasi tarihimizin önemli liderlerinden Alpaslan Türkeş'in şiirle ilişkisi pek bilinmiyor. Ama onun 1994'te MHP kurultayında Nazım Hikmet'in Davet şiirinin dizelerini okuması siyasi tarihimiz açısından sembolik bir değer taşır. Nazım Hikmet'in Davet şiirini yıllar sonra Yenikapı Mitingi'nde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da okudu. Kılıçdaroğlu'nun şiir okuması ilk değil. Halka seslenirken şiirin güçlü bir araç olduğunu son zamanlarda kavradığı söylenebilir. Çünkü Kılıçdaroğlu, bir seçim döneminde Cahit Sıtkı Tarancı'nın Memleket İsterim şiirini okuyarak halkın karşısına çıkmıştı. Genel olarak meydanlarda okunan şiirlerin hikayeleri incelendiğinde, Türkiye'de toplumsal birlikteliğe ihtiyaç duyulduğu, zor zamanlarda yazıldığı söylenebilir. Dışa dönük, güçlü vurgularla, coşkulu bir şekilde okunmaya müsait bu şiirleri şairlerin, yaşadıkları dönemin toplumsal enerjisiyle yazdıkları bir gerçek. Bunun için de toplumun ortak hafızasına güçlü bir şekilde yer ediniyor. Fakat bu şiirlerin bir özelliği yazıldığı döneme sıkışıp kalmaması, zamanın üzerine çıkmış olması. Bunun için yine toplumsal biraradalığa ihtiyaç duyulduğu bir dönemde okunduğu zaman bir karşılık buluyor meydanlarda ve insanların hafızalarında. İsmet Özel'in dediği gibi "Şiir, milletin mevcudiyetinin senedi olmaya devam ediyor."
ŞAİR SİYASETÇİ İLİŞKİSİ
Tabii işin bir de şairler cephesi var. Siyasi hayatımıza yön veren liderleri kimi zaman övmek kimi zaman yermek için şairler kalemine sarılmış. Milli Mücadele'nin lideri olan Mustafa Kemal Atatürk'e pek çok şairin şiirler yazarak saygısını gösterdiği bilinir. Kore'ye asker gönderildiği için Nazım Hikmet, Adnan Menderes'e Kore'de Ölen Bir Yedek Subayımızın Menderes'e Söyledikleri adlı bir şiir yazar. Necip Fazıl ise Menderes'in idam edilmesi üzerine Zeybeğin Ölümü şiirini yazar. Fazıl'ın şiiriyle eleştirdiği siyasetçi ise Süleyman Demirel'dir. 1971'de yıllardır tanıdığı Demirel için Süleymanname adlı bir şiir yazar. Bu şiir de şiir ve siyasetçi ilişkisinde bir önemli noktadır. Ki Demirel şiirlerle en çok eleştirilen siyasi liderlerimizden biridir.
Erdoğan'ın sevdiği ve okuduğu şiirlerden
EY SEVGİLİ
...Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
SEZAİ KARAKOÇ
Ecevit'in çevirdiği Baykal'ın sevdiği şiir
ADAM OLMAK
...Herkesle düşüp kalkar, erdemli kalabilirsen, unutmayabilirsen halkı, krallarla gezerken, dost da düşman da incitemezse seni, ne küçümser, ne büyültürsen çevreni her saatin her dakikasına emeğini katarsan hakçasına her şeyi ile dünya önüne serilir, üstelik oğlum, adam oldun demektir..
.
RUDYARD KIPLING
Demirel'in çevirdiği şiir
İnsanın görüp görebileceği kadar uzak geleceğe, alabildiğince ötelere baktım.
Dünyayı bütün mucizeleri ile düşledim.
Uğultularla dolu cennete kulak verdim.
Mavi okyanuslarla boğuşan, kudretli donanmaları,
Dünya Devletleri Birliği'ni ve insanlığın meclisini,
Savaş davullarının sustuğunu ve bayrakların indiğini,
Ve her şeyin üzerine serin ve tatlı bir çiğ düştüğünü görür gibi oldum.
ALFRED TENNYSON
Türkeş ve Kılıçdaroğlu'nun okuduğu Nazım şiiri
DAVET
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...
NAZIM HİKMET
Muhsin Yazıcıoğlu'nun yazdığı şiir
ÜŞÜYORUM
Huzur dolu içimde Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın Beton çok soğuk, üşüyorum...
Erdoğan ve Yıldırım'ın okuduğu Asya'nın şiiri
BAYRAK
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, Senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun Yuvasını bozacağım.
(...)
Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
ARİF NİHAT ASYA