Türkiye'nin ilk zurna albümü 'Zurnistanbul 2010'u çıkaran Ünal Yürük önderliğindeki 13 müzisyenden oluşan 'Zurnistanbul' grubu, hem müzikseverlerin hem de medyanın ilgi odağı oldu. İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı'nda öğretim görevlisi olan Yürük, zurnanın Türkiye'de hep aşağılandığını, amacının bu saza hak ettiği değeri vermek olduğunu söylüyor.
Zurnanın niye bu kadar kötü bir ünü var?
Sanırım atasözlerinden ve deyimlerden kaynaklanıyor. 'Zil zurna sarhoş olmak' diye laf vardır mesela... Zurna sarhoş olmaz, zurna içmiyor ki içkiyi... Onun ne suçu var? Sonra 'Kızını başıboş bırakırsan ya davulcuya varır, ya da zurnacıya' derler. Bu yüzden kötü bir ünü var. Aslında bu saz Türkiye'de pek tanınmıyor. Mesela müzikten anlamayan insanlarla albümü beraber dinliyoruz, "İyi güzel de zurna bu parçaların neresinde?" diyorlar. Saza çok yabancılar...
İTÜ ZURNA BÖLÜMÜ'NÜ KURDU
Peki böyle bir albüm yapmak riskli gelmedi mi size?
Hem saza hizmet etmek, hem de yıllardır içimdeki düşünceleri uygulamak adına böyle bir çalışma yaptım. Benim derdim, zurnanın değerini Türkiye'de göstermek ve bu sazı yurt dışında da tanıtmak. Zurna da; gitar, piyano, keman, bağlama gibi bir enstrüman... Hatta inanın, belki de içlerinde en zor olanı...
Zurna çalmayı nasıl öğrendiniz?
Konservatuvar mezunuyum ama okulumuzda hiçbir zaman zurna hocası olmadı. Bu sazı kendi kendime öğrendim. Benim çabalarımla zurna bölümü de kuruldu. İTÜ'de zurna derslerine giriyorum. Beş yıl içinde 15-20 öğrenci mezun ettim. Türkiye'deki akademik açıdan ilk zurna hocası benim...
"Keşke zurna yerine başka bir enstrüman öğrenseydim" dediniz mi?
Ben aslında 'mey' bölümünden mezunum. Ama zurna çaldığım için bütün dünyayı gezdim. Dünyaya bir daha gelsem yine zurnacı olurum. Davulsuz, zurnasız düğün, kına gecesi olmaz ama davulcuya, zurnacıya bir düşmanlık var nedense. Bunu yıkmaya çalışacağız.
Albüme tepkiler nasıl?
Çok olumlu tepkiler alıyoruz. Gerçi "Çok güzel klarnet çalmışsınız" diyenler var ama olsun... Zurnayı klarnet zannediyorlar yani. Aslında insanların bu saza büyük ilgisi var. Mesela dinleyicinin tepkisini ölçmek için Kadıköy'de bir mekanda sahneye çıktık. Daha ikinci haftadan itibaren 150 kişilik mekan doldu. Şimdiden yaz konserleri için talepler gelmeye başladı.
Zurnistanbul grubunu kurmadan önce hangi ünlülerle çalıştınız?
Belkıs Akkale, İzzet Altınmeşe ve Kamil Sönmez gibi isimlerin arkasında çaldım.
3 BİN ZURNA BİR ARADA
Başka projeler de olacak mı?
Evet. Mesela zurnayla icra edilmiş bir Türk Müziği albümü düşünüyorum. Bir hayalim de, Arif Sağ'ın Köln'de üç bin bağlamacıyı aynı sahnede toplayıp çaldırdığı gibi bir şey yapmak. Yani 3 bin zurnacıyı aynı anda çaldırmak istiyorum.
Herhalde yer yerinden oynar... Tek zurna bile bir mahalleye yetiyor. Kulak zarlarımız patlamasın...
Eğer bu organizasyon bir stadyumda yapılırsa, ses seyirciye gitmez bile... Mikrofon bile kullanmak zorunda kalırız. Çünkü açık havada ses kaybolur. Bir de Trakya tarzı zurnalar o kadar yumuşak çalınır ki ki... Halay zurnasının vermiş olduğu rahatsızlığı vermez. Hatta yanındaki kemana, uda bile uyum gösterir.