Nil Yalter, Türkiye'nin ilk video sanatçısı olarak öncü bir isim. 1965'te Paris'e taşınmış, 1968 dönemini Paris'te tüm hareketliliğiyle yaşamış. Video eserlerine 1970'li yıllarda başlıyor. Bu dönem Türkiye'ye geliyor ve yüzyıllardır sanatçıları etkileyen Anadolu ona da ilham oluyor. Sonra Avrupa'daki işçiler, göç, sosyal eşitsizlikler eserlerinde yer buluyor. 1994'te Aksanat'ta açtığı kişisel sergi ile tekrar ülkesine dönen sanatçı 2007'de Santralistanbul'daki Modern ve Ötesi sergisiyle kendi deyişiyle 'bir kez daha fark ediliyor' ve dünya çapında birçok sergiye davet ediliyor. Şimdi ise Türkiye'de ilk kez bir galeriyle çalıştı ve Necmi Sönmez'in küratörlüğünü üstlendiği, Galerist'te 30 Aralık'a dek sürecek '20. Yüzyıl 21. Yüzyıl' adlı kişisel sergisini açtı. Öncü sanatçı Yalter, SABAH'a sanat mücadelesini anlattı. .
ŞİMDİ OLSA GİTMEZDİM: "1965'te İstanbul'daki sanat ortamının yoksunluğundan uzaklaşmak için Paris'e taşındım. Altı yıl öğrendiklerimi hazmedebilmek için adeta şok geçirdim. İşte o altı yıl bu sergideki resimleri yaptım. Paris'te videoyu deneyen ilk Türk sanatçıydım. Hatta Avrupa'da ilklerdendik. Bir avuç sanatçıydık, cesurduk. Sanat piyasasının içinde değildik. Galerilerde değil, müzelerde gösterebiliyorduk eserleri.
Başsız Kadın videosu mesela Fransa'da ilk yapılan video sanatı sergisiyle gösterildi. Şimdi 73 yaşındayım. Şimdiki sanat ortamı o yıllarda Türkiye'de olsaydı Paris'e gitmezdim. Çünkü İstanbul'daki ortam Paris'tekinden çok daha hareketli."
SANATIMI ANADOLU'DA KEŞFETTİM: "Anadolu'daki Yörük kadınlarının hayatlarıyla ilgili yaptığım
Topak Ev çok iyi bir ilgi gördü. Anadolu'ya gittim yörük çadırlarını buldum. Kendi kökenlerime döndüm. Oradan sonra sanatımda bir şeyler ortaya çıktı. Bu bir enstalasyon eseriydi. Hatta 'enstalasyon' kelimesi de yoktu çevresel sanat derdik. Kadının evi tek yurdu, dış dünya ise erkeğin dünyasıydı göçebelerde. Bunu anlattım. Sonra o Yörük kadınlarıyla konuşurken onların ya babası, ya kocası Almanya'ya işçi gitmiş bunu öğrendim. Ben de geçici konutlar ve göçmen işçiler üzerine çalışmalar yaptım."
ARTIK KADIN SANATÇILAR DAHA GÜÇLÜ
"1970'li, 80'li yıllarda Almanya'da ABD'de Fransa'da, dünyanın her yerinde feminist kadınlar olarak çok mücalede ettik. Bugün hele de İstanbul'da kadın sanatçılar erkek sanatçılardan daha güçlü ve yırtıcı olduğuna göre bunlar havaya gitmedi. Şimdi bugünküleri 'canavar' gibi görüyorum. Son derece güçlüler, ayaklarına bastırmıyorlar."
13 YIL TÜRKİYE'YE GELEMEDİM: "12 Eylül darbesinden sonra 13 yıl Türkiye'ye hiç gelmedim, gelemedim. Ama yaptığım sanattan ötürü değil, birtakım politik aktivitelerim vardı. 1993'te geldim. Ama o dönem dönemeyen ya da gitmek zorunda kalan bir tek ben yoktum. Zor bir devirdi. Artık öyle bir durum yok. Ama hâlâ bir sürü politik sorun var gözüme çarpan."