Sultanahmet bombacısı ve ardından yaşanan Paris olayları hepimizi gerdi. Şimdilerde polis bir şüpheli paket ihbarından diğerine koşuyor...
Gelin görün ki şu anda sokaklarımızda tam 150 bin (Yazıyla: Yüzellibin) 'canlı bomba' dolaşıyormuş.
Nereden mi biliyorum? Türkiye Maden Mühendisleri Odası açıkladı da ondan. Düşünsenize, şu anda İstanbul sokaklarında denetimsiz, ruhsatlara işlenmemiş 150 bin tüplü araç geziniyor. Bunların gaz kaçağı var mı, yok mu bilinmiyor. Gerekli standartlar korunarak araçlara takılıp takılmadığından habersiziz. Ama bindiğimiz takside ya da aracımızı park ettiğimiz otoparkta 'bombalar' var.
TMMOB açıklamasından sonra haber bültenlerini, gazeteleri dikkatle takip ettim. Bu haber nasıl bir 'sansasyon' yaratacak diye umutla (ya da safça) bekledim. Ama bazı bültenlerde 12 saniyelik haber olmanın ötesine geçmedi. Üstelik neredeyse her gün bültenlerde 'Tüplü araba yol ortasında alev aldı' ya da 'Kazada yanan tüplü araç altı kişiye mezar oldu' haberleri canımızı yakarken...
Otomobile olan ilgim nedeniyle araba satışı yapılan internet sitelerini her gün sektirmeden ziyaret ederim.
İlgililerden bir ricam var: Öyle sokak sokak dolaşıp tüplü araçlar prosedüre uygun mu diye denetlemelerine gerek yok.
Girsinler bir ikinci el otomobil satış sitesine, ilanlara baksınlar; tüplü araçların yüzde 75'inin ilanında 'Tüp ruhsata işli değildir' ibaresini görecekler. Yani 'yasa dışı' araçlar, internet sitelerinde peynir ekmek gibi satılmaya devam ediyor. Bütün emniyet ve istihbarat teşkilatını seferber edip sokak sokak 'canlı bomba' aramaya ne hacet!
