Alman yazar Hans Fallada'nın 1932'de yazdığı ve dünya çapında tanınmasını sağlayan romanı 'Küçük Adam Ne Oldu Sana?', yaklaşık iki aydır Sadri Alışık Tiyatrosu tarafından sahneleniyor. Roman; ekonominin çöküşüyle Almanya'da yaşanan büyük enflasyon sonucu yoksulluğun arttığı, sol düşüncenin yaygınlaştığı, Nazi rejiminin güçlenmeye başladığı bir ortamda geçiyor. Yazıldığı dönemde o kadar çok beğenilmiş ki; 1934'te Frank Borzage yönetmenliğinde, sinemaya da aktarılmış.
JARTİYERLE SAHNEDE...
Yazarı Fallada'nın, Nazi karşıtı faaliyetleri suçlamasıyla kısa süre hapis yatmasına da sebep olan oyun; ülkemizde başrol oyuncusu Songül Öden'in doğum sahnesi ve jartiyerle oynamasıyla adından söz ettirdi. Yönetmen Barış Erdenk'in aklını çelmesiyle hiç düşünmediği halde kendisini sahnede bulan Öden; oyunda anlatıcı ve iyi niyetli 'Emma' olmak üzere, iki rolde izleyici karşısına çıkıyor. Partneri ise 'Pineberg' rolüyle; 'Kanıt' dizisinden de tanıdığımız Deniz Celiloğlu.
TİYATRO DEĞİŞTİRİR Mİ?
İkiliyle yaptığımız röportajda 'Tiyatro insanı değiştirir mi, değiştiremez mi?' konusu gündeme gelmiş ve ikili bir mutabakata varamamıştı. Arkadaşlarının Küçük Marlon (Marlon Brando kastediliyor) olarak çağırdığı Celiloğlu, tiyatronun hayatı değiştireceğine inanmadığını söylerken; Öden ona karşı çıkarak tiyatronun, şiirin, edebiyatın yani tüm sanat dallarının insanı etkileyeceğini, hayatını değiştirmesine katkıda bulunacağını ifade etti. Öden gibi ben de tiyatronun, kişiyi olumlu etkileyeceğine, bütünüyle olmasa da hayatının bir anını değiştirebilecek farkındalığa ulaştırabileceğine inanıyorum. Bu oyunu ele alırsak... Küçük şeylerle mutlu olmak isteyen insanların mücadelesini bir kabare ortamında, şarkılar ve danslar eşliğinde izliyoruz. 15 kişilik oyuncu kadrosu, dans sahnelerindeki uyumlarıyla göz dolduruyor.
ŞARKI ÇOK SEVİLECEK
'Küçük Adam Ne Oldu Sana?' hem sahneleniş biçimi, hem de konusu itibariyle; seyircinin önemseyeceği bir oyun. Ancak keşke verilmek istenen mesaj, seyircinin gözüne sokularak yapılmasaydı. Tabii ki burada finali yazmayacağım ama verilmek istenen mesaj zaten ortadayken, bunu sözle de ifade etmeye hiç gerek yoktu. Oyunu beğenelim veya beğenmeyelim; tıpkı diğer oyunlar da olduğu gibi, en azından bir farkındalık yaratacağına inancım tam. Kimileri oyundaki dansları beğenecek, kimisi "Buna ne gerek vardı?" diye söylenecek ama yine de oyundan çıkınca hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hiç olmadı, Azeri müzisyen Cavanşir Guliyev'in bestelediği 'Küçük Adam Ne Oldu Sana?' şarkısı dillere dolanacak.
'CIRT CIRTLI' KIYAFETLER
Gülsen Tuncer ve Metin Büktel'in de rollerinin hakkını verdikleri oyunda kostümler ön planda... Öden, saf ve aile kızı modelindeki 'Emma'dan dişi, sert ve muhalif anlatıcı rolüne geçtiği zaman başka birine dönüşüyor. Bunda güzel oyuncunun kostümlerinin payı büyük! Öden, jartiyerle sahneye çıktığında çok seksi görünüyor. Sekiz kez anlatıcı olarak sahneye çıkan oyuncunun, hızlı olmak için cırt cırtlı olarak hazırlanan kostümleri, Serra Kefeli'nin imzasını taşıyor.
16'NCI OYUNCU OLMAYI HAK ETTİ
İç içe geçebilen sistemiyle dört kişi tarafından kurulan dekor; bu oyunun en önemli parçası. Öden; "Büyüklerimiz, 'Kostüm ve dekor oynamaz' der ama bu oyunda oynuyor" diyor. Dekor; bazen 'Pineberg'in iş yeri, bazen 'Pineberg' ile 'Emma'nın iki katlı evleri, bazen de gösteri meydanı olarak kullanılıyor. Aytuğ Dereli'nin iki ayda tasarladığı dekor, oyunun 16'ncı oyuncusu olmayı hak ediyor.
ÖDEN'İN AYAKLARI ŞİŞMİŞ
Songül Öden; Sibel Erden'in koreografisiyle hazırlanan dans dersleri için ayrı bir mesai harcamış. Oyunda da rol alan Utku Demirkaya'dan dans dersleri alan Öden, ayaklarını yere vurarak oynadıkları için ayak tabanının şiştiğini, birkaç gün yürümekte bile zorluk çektiğini, "Nereden bulaştım bu işe" diye söylendiğini itiraf ediyor.
