Geçtiğimiz yıl bir erkek çocukları olan Meyra-Mehmet Ali Ilıcak çifti, Beykoz Konakları'ndaki villalarının kapısını Quality of Magazine'den Sercan Kazancı için açtı. 13 yıllık evliliklerini bir çocukla taçlandıran Ilıcak çifti; geç gelen evlat ile birlikte, yaşamlarında birçok şeyi yeniden düzenlediklerini söylüyor. Şu an 9 aylık olan oğulları Kemal'i kucağına aldığı ilk andan itibaren onun istikbalini düşünüp korktuğunu söyleyen Mehmet Ali Ilıcak, sözlerine şöyle devam ediyor:
ARTIK ANNEMİ ANLIYORUM
"Oğlumun doğumuyla birlikte hayatımdaki önceliklerim değişti. Kendim için yaşarken, şimdi çocuğum için yaşıyorum. İşkolik bir adamdım, şimdi iş ikinci plana düştü. Eve erken gidiyor, oğlumla vakit geçiriyorum. Şimdiye kadar yaşamadığım bir duyguyu tadıyorum. Kemal bebekten sonra resmen duygularım değişti. Mesela annemin ilgisi beni çok sıkardı, annemi şimdi daha iyi anlıyorum." Bu arada lafa giren Meyra Ilıcak ise "Kemal bebekten önceki yıllarımız muhteşemdi. Kocamla ilişkimiz ve birbirimize olan sevgimiz çok güzeldi. Kemal dünyaya geldikten sonra, hayatımıza bambaşka bir anlam yükledi. Kısaca hayatımızı Kemal'den önce, Kemal'den sonra diye ikiye ayırabiliriz. Sevgiyi, mutluluğu Mehmet Ali ile, anneliği ise Kemal'le tattım. Oğlumla aramda büyük bir aşk var" diye konuşuyor.
ÇOK İLAHİ BİR DUYGU
Ünlü çift, Mehmet Ali Ilıcak'ın babası rahmetli Kemal Ilıcak'ın adını taşıyan bebeğin; gülümsediği her anın kendileri için çok özel bir has olduğunu söylüyor. "Peki bebekle aranızda nasıl bir ilişki var?" sorusunu Meyra Ilıcak "Aramızdaki duyguyu tarif edecek kelime bulamıyorum. Bu çok ilahi bir duygu ve Allah'ın bir lütfu" diye yanıtlıyor. Bu sözler üzerine araya giren Mehmet Ali Bey, şaka ile karışık, "Bak, çocukla birlikte pabucumuz dama atıldı" diyor.
YERLERİ AYRI
Eşinin sözlerine açıklama getiren Meyra Hanım ise "Mehmet Ali'nin pabucu dama atılmadı, gerçek şu ki, Mehmet Ali olmasaydı; Kemal bebek de olmayacaktı" diyerek, durumu toparlamaya çalışıyor.
KEMALE ERDİM
"Çocuk sahibi olmak isteyen her kadına Allah bu duyguyu nasip etsin" diyen Meyra Hanım, hayatındaki en büyük değişikliğin uyku saatleri olduğunu söylüyor. Eskisine oranla artık daha enerjik olduğunu söyleyen Meyra Hanım, sözlerine şöyle devam ediyor: "Kemal, dünyaya geldikten sonra sekiz saat uyuduğumu hatırlamıyorum. Yardımcımız olduğu halde Kemal'le birebir ben ilgileniyorum. Bütün zamanım Kemal ile geçiyor, tek başınaymışım gibi anneliğimin tadını çıkartıyorum. Ben çok sabırsız biriydim. Kemal, bana sabrı öğretti. Sanki Kemal'den sonra kemale erdim. Hayatta neyin daha önemli olduğunu, uykusuz kalıp enerjik olmayı öğrendim. Onsuz bir hayat düşünemiyorum. O ailemizin her şeyi..."
MUTLULUĞUN FORMÜLÜ SEVGİ, SAYGI VE ÖZVERİ
Üç yıl flört, 13 yıl evlilik ve 16 sene boyunca ilk günkü gibi büyük bir aşk. Bunun formülünü Meyra, şu sözlerle anlatıyor: "Mutluluğun formülü, özveri, fedakârlık, saygı, sevgi ve kıymet bilmek... Biraz da bu işler şans, ben alın yazısına inanıyorum." Mehmet Ali Ilıcak da aynı düşünceleri paylaştığını belirterek bir ilave yapıyor: "Benim çok olgun bir insan olmam da önemli!" Bir anne olmasına rağmen hâlâ çok zayıf olan Meyra Ilıcak, "Dengeli besleniyorum, spor yapıyorum, akşam yediden sonra bir şey yememeye dikkat ediyorum. Mümkün olduğunca hamur işi ve tatlıdan uzak duruyorum. Vücudumda estetik yok. Bu konularda korkağım ancak ufak tefek şeylere ihtiyacım olursa yaptırırım, estetiğe karşı değilim" diyor. Mehmet Ali Ilıcak ise son noktayı koyuyor: "Ben estetiğe karşıyım. Her şeyin doğalı daha iyidir."
