Geçtiğimiz günlerde 36 yaşına basan Demet Kutluay, kendisini en iyi hissettiği yaşta olduğunu söylüyor. Podyuma dönüş sinyalleri veren iki çocuk annesi Kutluay; Şamdan Plus'tan Öykü Yazıcıoğlu'na konuştu. Güzel yıldız, modacı Raşit Bağzıbağlı'nın yeni koleksiyonundan parçalarla poz verdi.
Uzun süredir ortalarda görünmüyorsunuz. Bu sürede neler yaptınız?
Her zamanki gibi çocuklarla beraberim ama bu dönemde kendime de yatırım yaptım. Düzenli olarak spor ve yoga yapıyorum. Bunlarda seviyeyi çok ilerlettim. Onun dışında çocukların aktiviteleri oluyor. İrem 7 yaşına girecek, Ömer ise Mart'ta 5 yaşına girdi.
ÖNCE KENDİNİ SEVMELİSİN
Çocuklar büyüdükçe onlarla ilişkiniz nasıl değişiyor?
Her anları çok güzel tabii. Şimdi geriye dönüp baktığımda, bebekliklerini çok özlüyorum. Onları koynumda yatırdığım anları özlüyorum çünkü şimdi ateş topu gibiler! Üç dakika koynumda yatarlarsa ne mutlu bana. Biraz daha büyüyünce hiç tutamayacağız onları. O nedenle de her anın keyfini çıkarmaya çalışıyorum.
İrem ve Ömer doğduğundan beri hayatınızı onlar için tümüyle değiştirdiniz, değil mi?
Aslında hayır. Bana göre insan önce kendini sevmeli ve mutlu etmeli. Böyle olursa çocuklarına, ailesine daha faydalı olur. Ben kendimi hiç ihmal etmedim. Keyifli ve güzel bir ilişkimiz oldu çocuklarımla. Tek amacım; büyüdüklerinde de bunu böyle sürdürebilmek. Ben hep öyleydim ailemle; annemle hala en yakın arkadaşız. Hep yanımda olsun istiyorum ve ben de çocuklarım için öyle olayım. Ben bunu tercih ettim ve durumumdan memnunum.
AŞK OLMADAN YAŞAYAMAM
Kadınlar anne olduktan sonra kendilerini çocuklarına adar ve eşlerini ihmal edebilir. Siz dengeyi nasıl kurdunuz?
Çocuklara ayıracağım vakit ile İbrahim'e ayırdığım vakit çok farklıydı. İbrahim'le küçük tatillere gittik, yemeklere, kahve içmeye çıktık. Zaten çocuklar erken yatıyor ve onlar uyuduktan sonra da vakit bize kalıyor. O vakti kaliteli değerlendirdikten sonra denge kuruluyor. Bunlar ilişkiyi canlı tutan şeyler.
İbrahim Bey'e hâlâ ilk günkü kadar aşık olduğunuzu her fırsatta söylüyorsunuz. Bu adam size ne yaptı da, aşk böyle devam ediyor?
Ne yaptı bilmiyorum ama iyi ki yaptı. Bu duygular olmadan yaşayamam ben. Evliliğimizin sekizinci senesi bitiyor, beraberliğimizin ise 12'nci senesi.
Duygularda değişme olmuyor mu peki?
Ben buna inanmıyorum. Bizim aramızda hâlâ tutku, aşk ve sevgi var. Dönem dönem sadece anne ve baba olabiliyorsun ama bu geçici bir şey. Biz en başından beri birbirimize kenetlendik ve sahip çıktık. Bu nedenle de mutlu ve güzel bir ilişkimiz var.
Çocuklar hızla büyüyor. Karakterleri kime benziyor?
İrem, tıpkı babası gibi. Spora karşı inanılmaz bir yeteneği ve hırsı var. Bence iyi bir sporcu olabilir. Ömer, çok rahat bir çocuk. Yesin, içsin, keyfi yerinde olsun... O sanırım İbrahim'in babasına benziyor. Rahattır ve herkesle barışıktır. İnsanlara karşı çok güleryüzlüdür. İbrahim de öyledir.
Son dönemde Güzide Duran gibi eski modellerin geri dönüş fırtınası yaşanıyor sanki. Siz bunu neye bağlıyorsunuz?
Sanırım insanlar özlüyor. Güzide, işini hakkıyla yapan bir model. Ne mutlu bize ki, hâlâ tercih ediliyoruz. Sanırım kendimize iyi bakmamız, işimize saygı duymamız ve güzel bir isim yapmamız etkili bunda. Hâlâ bir modacı beni tercih erdiyorsa, bu benim için gurur vericidir. Modacılar tarafından istenmek; çok mutluluk verici. Bu benim mesleğim ve 36 yaşındayım artık. Sağlıklı, güzel bir hayat sürüyorum. Başka ne isteyebilirim ki? Hiçbir zaman çok ortalarda olma kaygım yoktu.
Yakın zamanda sizi tekrar podyumda görebilecek miyiz?
Yakın zamanda belli bir şey yok ama zımba gibiyim ve kendimi hazır hissediyorum.
ŞU ANDA EN MUTLU OLDUĞUM YAŞTAYIM
Eski fotoğraflarınıza baktığınızda "Ne kadar değişmişim" diyor musunuz?
Tabii ki değiştim ve olgunlaştım ama her dönemin kendi güzelliği var. Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum çünkü kendimi çok iyi tanıdım. Ne yakışıyor, ne yakışmıyor, nerede, nasıl giyinmem lazım, saçım, kaşım nasıl olmalı her şeyi çözdüm. Böyle olunca da daha kendinden emin duruyorsun. Gençlik yıllarındaki deli cesareti farklı. Şu an en mutlu olduğum çağda ve yaştayım.
Geriye dönüp baktığınızda en mutsuz döneminiz hangisi?
Genel olarak her zaman mutluydum ve ailem hep yanımdaydı ama çok göz önünde olduğum dönem büyük yaralar aldım. Belki de bu yüzden artık kendimi böyle geriye çekiyorum.
Evlenmeseydiniz, kendinizi nerede görürdünüz?
Daha farklı şeyler yapardım. Televizyon ve sinemada ilerlerdim tahminimce. Podyumda olmazdım çünkü zaten bıraktığım dönemlerde de bitiyor gibiydi podyum. Şimdi bir tek İstanbul Moda Haftası var.
Sizin döneminizde çok iyi modeller varken, şimdi model çıkmamasını neye bağlıyorsunuz?
Defile yapılmayınca, kızlar da çıkacak podyum bulamıyor. Belki mankenlik yapmak isteyen çok insan var ama defile yok ortada. O nedenle de dizilere, televizyona yöneliyor insanlar. Ekranlarda model olabilecek kadar güzel olan birçok kız var.
BAŞKALARI İÇİN YAŞAMIYORUM
Kıskanıldığınızı düşünüyor musunuz?
Olabilir... Beni rahatsız etmiyor bunlar. Bize sevgiyle bakanlar da, takdirle bakanlar da var. İnsanların bakışlarını değiştiremem. Önemli olan; benim hayata nasıl baktığım. Hiçbir zaman başkaları için yaşamadım. O nedenle hakkımda ne düşünüldüğü umrumda bile değil. Çocuklarımıza da hiçbir zaman ünlü olmanın önemli ve büyük bir şey olduğunu söylemedik. Doğal bir şey gibi algılıyorlar şöhreti.
KOCAM EVE GELİNCE HEYECANLANIYORUM
Evlilikte sizin için ilk planda olan şey aşk mı?
Aşk insanı çok mutlu eder. Hâlâ kocam eve geleceği zaman heyecanlanıyorum. Ona kapıyı bu şekilde açmazsam mutlu olamam ki! Çocuklar kapı çaldığında nasıl koşuyorsa, ben de koşuyorum. Allah bu duygularımızı hiçbir zaman yitirtmesin. İbrahim ile hem birbirimize, hem de kendimize güvenimiz var. Ayakları yere sağlam basan kişileriz.
KİTAP YAZMAYA DEVAM EDECEĞİM
Bir kitap çıkarttınız. Bu fikir nasıl doğdu?
Ömer'e hamileliğimden sonra kalan birkaç kilom için Selahattin Dönmez'e gitmiştim. Onun çeşitli formüllerini uyguladım. Öyle sebze suları yapıyor ki, çok iyi geliyor insana. İnsanlar da bana sormaya başladı. Sonra dedik ki bunu bir kitap haline getirelim. Sağlıklı kilo vermenin yollarını anlatalım istedik. Kitabın devamı da gelecek.
