Ünlü oyuncu Engin Altan Düzyatan; Uluslararası kozmetik firması Avon'un erkekler için çıkardığı Elite Gentilmen adlı parfümün yüzü oldu. Avon kadınları tarafından 'En centilmen erkek' seçilen Düzyatan, bugüne kadar yakışıklılığının avantajını da, dezavantajını da yaşadığını söylüyor. Başarılı oyuncu; yeni görevini ve projelerini anlattı...
Avon'un yeni parfümünün yüzü oldunuz; ne düşünüyorsunuz?
Ben, Avon'un sadece kadınlara yönelik bir marka olduğunu düşünüyordum ama erkekler için de birçok ürünü varmış. Avon kadınları beni 'En centilmen erkek' seçmiş. Onlar beni seçince de Avon bana bu teklifi getirdi; ben de büyük bir mutlulukla kabul ettim.
ŞAŞIRDIĞIMI İTİRAF EDEYİM
Neden sizi 'En centilmen erkek' seçtiler sizce?
Bilmiyorum. Çünkü hiçbiri beni birebir tanımıyor; ya televizyondan ya da sinemadan biliyorlar. Oradan gördükleri kadarıyla beni centilmen erkek olarak seçmeleri çok gurur verici. Demek ki özenli olduğum yansımış ve görülmüş. Bu, bir erkek için çok gurur verici. Şaşırdığımı da itiraf etmeliyim.
Centilmen misiniz gerçekten?
Öyleyim galiba. İnsanlar kendilerinde olan şeyi anlatmaya utanırlar ama evet, centilmen bir erkeğim. Böyle bir kültürde büyüdüm. Babam da öyle bir adamdır; annemin kapısını tutardı, şık giyinirdi, parfüm kullanırdı, özenliydi. Ben de öyle gördüğüm için onları yapmaya çalıştım.
Sizce kime centilmen denir peki?
Her şeyden önce eğitimli, kültürlü, oturmayı, kalkmayı ve en önemlisi de kadınlara nasıl davranılması gerektiğini bilen kişi centilmendir. Sadece kendisini düşünmeyen, kadınları da düşünen, nazik davranan ama bütün bunları içinden gelerek yapan kişi daha seçkin bir davranış gösterir.
İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ DAVRANIRIM
Gerçek centilmenler çok kalmadı galiba; ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Doğru. Centilmenlik ekstra bir durum haline geldi maalesef Türkiye'de. Bahsettiğimiz özelliklerde çok fazla erkek görmüyoruz. Modern hayatın getirisi ve hızlı yaşam sebebiyle insani birçok şeyi atlıyoruz. Bu kampanya, bunu tekrar hatırlamak için güzel bir fırsat bence.
İnsan, göz önünde olunca davranışlarına daha mı çok dikkat ediyor?
'Ben centilmen bir erkeğim' diye dolaşmıyordum etrafta ama bu söylediğim şeylere zaten dikkat ederdim. Ünlü ve meşhur olmanın her insandaki reaksiyonu başkadır. Ben de öyle bir etki yaratmadı. Yani, centilmenlik yapmaya çalışmadım hiç. Şöyle yaparsam daha etkileyici olur diye bir çabam ve düşüncem olmadı. Hep içimden geldiği gibi davrandım.
LİSEDE ERGENLİĞİN GETİRDİĞİ ÇİRKİN DÖNEMİM ÇOK ZOR GEÇTİ
Şöhrete alıştınız mı?
Bununla beraber yaşamayı öğrendim. Ünlü olmak ve ben güzel yaşıyoruz. Matematiğini oturttum o yaşam şeklinin.
Yakışıklılığın dezavantajını yaşadınız mı hiç?
Yaşadım. Çocukken bile diğerlerinden güzel olmanız; diğer çocukların sizinle kavga çıkarmasına sebep olur. Çocukken çok yaşadım bunu.
Yakışıklı olduğunuzu o zamanlar mı farkettiniz?
Hayır, esas üniversitede farkına vardım bu durumun. Kendimi üniversitede beğenmeye başladım; ondan önce çok beğenmiyordum. Özellikle lisede ergenliğin getirdiği o çirkin dönem vardır ya; o dönem benim için çok zor geçti. Üniversitede "Tamam, standartların üstüyüm" demeye başlamıştım.
YÜZÜM EN BÜYÜK SERMAYEM
Kozmetikle aranız nasıl?
Yaşım gereği krem kullanmaya başladım. Cildim çok kuruyor ve sürekli makyaj yapılıyor suratıma. Onları, yüzünü sabunla yıkayarak çıkarmaya çalıştığında cildin kuruyor. O yüzden kendimize bakmamız lazım.
'Yüzümle para kazanıyorum' mantığıyla mı hareket ediyorsunuz?
Aynen öyle, yüzüm en büyük sermayem. Nasıl ki bir keman virtüözü, 1 milyonluk keman kullanıyor ve uçakta bile ona özel koltuk alıyorsa; benim malzemem de yüzüm olduğu için krem alıyorum.
RÖFLE Mİ; ASLA!
Bakımı kendiniz için mi, yoksa karşı cins için mi yapıyorsunuz?
Bence insan önce kendisine saygı duymalı; hiçbir şeyi karşısındaki ya da başkası için yapmamalı. O zaman o yaptığınız şey yapmacık ve sahte oluyor zaten.
Bakımınız için 'Asla yapmam' dediğiniz bir şey var mı?
Günlük hayatımda asla röfle yaptırmam saçıma. Elimi yüzümü yıkamadan ve pis çamurlu kıyafetlerle sokağa çıkmam. Spor yapmaya gitmiyorsam, parfüm sıkmadan da çıkmam.
