Ünlü bir çiftin kızı olduğu için çok dikkat çekti. Amerika'da illüstrasyon eğitimi alan Derya Şensoy; yakında atv ekranlarında başlayacak olan 'Doksanlar' dizisiyle de izleyici karşısına çıkacak. İleride çizgi film üzerine çalışmak ve oyuncak tasarlamak isteyen Derya Şensoy Yeni Aktüel'den Neslihan Perker'e konuştu.
AİLEYLE VAKİT ÇOK DEĞERLİ
Ünlü bir anne ve babanın çocuğusunuz. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Zor bir çocukluk... Elbette çok da güzel bir çocukluk geçirdim ancak herkes hareketlerine üç dikkat ediyorsa; biz beş dikkat etmek zorundaydık. Biz, hata yapma lüksü olmayan bir çocukluk geçirdik. Herkes, anne ve babasını temsil etmek zorunda değil, ama yürüyüşümüzden yemek yiyişimize kadar her detay önemliydi. Kız kardeşim Ferhan'la hep "Diken üstündeyiz" derdik. Eğitim için belli bir yaştan sonra New York'a gitmek bize gerçekten çok iyi geldi.
New York'u nasıl buldunuz?
Güzeldi, bize çok iyi geldi. Gittiğimde 18 yaşındaydım, üç ayın sonunda 30'uma gelmiş gibi hissettim. Hem benim, hem de Ferhan'ın okulu çok ağırdı ve gerçekten çok çalıştık. Şehir ikimizi de çok besledi.
Peki neden döndünüz?
Okuldaki hocalarımdan güzel teklifler gelmişti fakat ailemizden uzak yaşayabilen insanlar değiliz. Ebeveynlerimiz sürekli çalıştığı için arada sırada 10 günlük bir tatil için bile yanımızda vakit geçirme şansları olmuyordu. Annemin hafta içi canlı yayını olması bu alternatifi tamamen ortadan kaldırıyordu. Oradaki son senemi tek başına geçirdim çünkü Ferhan mezun olup buraya döndü. Henüz yaşımız genç, tekrar oraya giderek bir şeyler yapabiliriz, New York'ta belli bir çevreye sahibiz ama aileyle geçireceğimiz vakit geri gelebilecek bir şey değildi.
KADINLAR ÇOK TEHLİKELİ
Erkekler ve kadınlarla ilgili olarak şu hayatta aldığınız en büyük ders nedir?
Kadınların tehlikeli oldukları... Çok tehlikeliler, bu yüzden erkek arkadaşlarım daha fazladır. Erkeklerle ilgili anladığım şey ise rahatlıkla yalan söyleyebildikleri... Bir de benim bir özelliğim vardır. Hani sevilmeyen bazı karakterler vardır ve uzak durulması ile ilgili daima uyarırlar sizi. Ben inatla "Hayır, o iyi biri" der ve ardından mutlaka kazık yerim.
Nasıl bir aşıksınız?
Çok mantıklı bir aşığım ben... 'Bu insan bana çok uygun' diyerek, kendimi zorla aşık etmişliğim, o insanı sevdiğime kendime inandırıp ardından terk edilip üzülmüşlüğüm vardır.
MİLANO DEMEK ALIŞVERİŞ DEMEK
Gittiğiniz yerleri nasıl keşfedersiniz?
Müzelerin dışında hiçbir yere adım atmam (gülüyor)! Floransa'ya gittiğimde şehrin ruhuna ayak uydurup sanatla dolu bir tatil yapıyorum. Milano'ya gittiğimdeyse alışveriş... Gittiğim yerin atmosferine göre değişiyor. Şu sıralar aklımda kutupları ve Küba'yı keşfetmek var.
FERHAN'IN KARAKTERİ AYNI ANNEM
Oyunculuğu bir gün geldiğinde denerim düşüncesi hep var mıydı kafanızda?
Biz tiyatronun içinde büyüdük, bu yüzden oyuncu olmayı hiç düşünmedik demek zor... Ses Tiyatrosu'nun ortamı büyülüdür, oyun yukarıda oynanırken biz kuliste vakit geçirirdik. Babamla sahneye de çıktık. Ferhan bu ortamdan etkilendi ve daha çabuk itiraf etti bu işi yapmak istediğini... Şimdi 'Doksanlar' dizisinde oynayacağım. Mint Prodüksiyon olmasaydı, bu işi yapmazdım.
Babanızın mı, yoksa annenizin mi kızısınız?
Babamın kızıyım... El becerileri olarak anneme benzerim ancak, Ferhan karakter olarak daha fazla annemdir. Ben ise sert çıkışları olan bir insanım; çocukluğumdan beri "Dilinin kemiği yok" derlerdi. Kendimi eğittim, artık susuyorum...
TÜRKLER'İN BEYNİ ÇOK FARKLI ÇALIŞIYOR
Hem İstanbul, hem de New York'ta yaşamış biri olarak iki şehirdeki insan ilişkileri arasındaki fark ne sizce?
Amerikalılar pek ilişki kurmayı sevmiyor. Herkesin kendi hayatı var. Biz Türk halkı olarak herkesi çok inceleyen, bakan ve karışan insanlarız. Elbette onların bu yapısı sebebiyle, belli bir zamandan sonra "Ne kadar duyarsızlar!" diyebiliyorsunuz. Bizim çok farklı çalışan bir beynimiz, onların ise tıkır tıkır işleyen düzenleri var. Bu bazen sinir bozabiliyor.
