'Kısa ve Acısız', 'Temmuzda', 'Solino', 'Duvara Karşı' ve 'Yaşamın Kıyısında' gibi filmlerin ödüllü Türk asıllı Alman yönetmeni Fatih Akın'ın 'Sinema, Benim Memleketim' isimli kitabı geçen ay piyasaya çıktı. Akın, kitapta; her filminde şarkılarına yer verdiği ve 'İstanbul'un Hatırası- Köprüyü Geçmek' isimli 2004 yapımı belgeselde oynamaya ikna ettiği Sezen Aksu'ya olan hayranlığını da dile getirdi.
KENDİMİ MUHAMMED ALİ SANDIM
Ünlü yönetmenin, 'Sinemam, Benim Memleketim' isimli kitabında yer alan anekdotlardan bazıları şöyle:
Türk kız arkadaşım "Benimle sahte evlilik yapar mısın?" diye sormuştu. Öneriden esinlenip 'Duvara Karşı'yı çektim.
'Duvara Karşı', yaptığım ilk yenilikçi ve ödünsüz filmdir. Zor insanlara karşı her zaman zaafım vardı. Birol Ünel zor bir kişilikti; senaryoyu onun için yazmıştım.
Sibel Kekilli'yi 500 kadın arasından seçtim. 'Porno filmler çeviren bir Türk kızı ne menem bir şeydir' düşüncesi aklımı çeldi ama filmlerini hiç izlemedim.
'Duvara Karşı'yı çekmek için yola çıkanlar filmin sonunda başka insanlara dönüştü. Birol, 'Yaşayan en seksi erkek' seçildi... Berlin'de Altın Ayı kazandıktan sonra kendimi Muhammed Ali gibi hissettim.
UĞUR YÜCEL, MARLON BRANDO GİBİ
Sezen benim için bir yıldızdan ötedir; bir tanrıçadır. Bir konserinden sonra kuliste onunla görüştüm. Tüm heyecanım ve Bozuk Türkçem'le müziğinin benim için ne anlama geldiğini anlattım... Bugün bu tanrıçanın, benim arkadaşım olduğunu söyleyebilirim. Sezen benim için bir tür Don Corleone'dir.
'Seni Seviyorum New York' isimli filmimde oynayan Uğur Yücel'in; Marlon Brando'ya benzer bir imajı var. Onun düşünce yapısı şöyledir: "Yiyebileceğin kadar ye, elde edebileceğin her kadınla birlikte ol, kaldırabileceğin her içkiyi iç, her şeyi dene; sonra da filmlerini yap". Benim film yapma felsefem biraz farklı. Gergin ve yorucu bir çekimin üstesinden gelmek için spor yaparım.
FATİH AKIN GAYET NET VE YAPMACIKSIZDIR
Fatih
Akın'ın, 'Tanrıça' diye hitap ettiği Sezen Aksu, kitabın son sayfasında şu satırları kaleme aldı: "Onun gizemi hepimizin uğruna boşuna çabaladığı bir sözcükte saklı: Sahicilik. Onda sahicilik kuşkusuz hiç çabalamadan, adeta kendiliğinden ortaya çıkar... Toplumdaki her insan, arada sırada başkalarının görüş ve beklentilerine uygun davranırken; Fatih Akın ancak çocuklarda görüldüğü biçimde gayet net, kararlı ve yapmacıksızdır. Bir biçimde o farklı biri. İnsan, Fatih'in yanında kendini hep yapay hissediyor."
