ATV'nin yeni dizisi 'Cesur Hemşire'deki performansıyla beğeni toplayan 1974 doğumlu Fırat Doğruloğlu, tiyatro oyunculuğuna da devam ediyor. Doğruloğlu; yedi sezondur devam eden 'Basit Bir Ev Kazası' oyunuyla sahnelerde olan Günay Karacaoğlu ile başrolünü paylaştığı 'Şenlikli Limonata' ile de seyircileri yine çok güldürecek. Bugün Trump Towers Kültür ve Gösteri Merkezi'nde sahnelenmeye başlanacak olan ve kadın-erkek ilişkilerini mizahi bir açıdan ele alan oyun öncesi Doğruloğlu ve Karacaoğlu ile konuştuk...
ZENGİN İŞADAMI VE HAYAT KADINI
'Şenlikli Limonata' bugün izleyiciyle buluşuyor. Bize canlandırdığınız rollerden bahsedebilir misiniz?
GÜNAY KARACAOĞLU: Ben bir hayat kadınını canlandırıyorum. Hikaye; bu hayat kadınının, otelde yanlış bir odaya girmesiyle başlıyor. Canlandırdığım karakterin ismi yok. Ben kadını, Fırat erkeği temsil ediyoruz.
FIRAT DOĞRULOĞLU.: Ben zengin bir işadamını oynuyorum. Bu adam tesadüfen karşısına çıkan hayat kadınıyla birlikte hayatı sorgulama sürecine giriyor bir anda.
Kendi karakterlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
F.D.: Benimkisi gayet acımasız bir karakter. Kapitalist düzenin en baba aktörlerinden biri. Zengin ve iktidar sahibi bir adam. Oynarken keyif alıyorum çünkü çok değişken bir durumu var oyun içinde. Kişisel olarak çok da sevebileceğim ya da tasvip edeceğim bir karakter değil.
G.K.: Benimki her kadın gibi yaşayan bir kadın aslına bakarsanız. Hayat kadını olmasına rağmen belli bir ahlak anlayışı var. Mesela oyunda bir an işadamına, "Hangimiz hayat kadınıyız? Ben bu işi meslek olarak yapıyorum, bundan başka kötü bir özelliğim yok. Oysa siz hayatın her yerinde 'hayat kadını' gibisiniz" diyor.
SORGULATIYOR
Peki kadın-erkek ilişkisine dair ne söylemek istersiniz?
F.D.: Biz erkekler sadece şekilden ibaretiz. Kalıplar içinde, kadının yönlendirdiği hayatı yaşıyoruz. 'Erkeği erkek yapan kadındır' derler, ben de buna inanıyorum.
G.K.: Fırat'a katılıyorum. Biz burada kadın-erkek ilişkisini sorgularken aslında en büyük topu seyirciye atıyoruz ve kendilerine bakmalarını sağlıyoruz.
SEVİMLİ ŞEYTAN GİBİ BİR ADAMI OYNUYORUM
'Cesur Hemşire' dizisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
F. D.: Çok keyifli. Hem televizyonda, hem sahnede olmak çok heyecan verici. Sit-com olduğu için tiyatroya da vakit ayırabileceğim. Bir oyuncu için çok büyük lüks; hem tiyatroda, hem de dizide anlaşabileceği insanlarla denk gelmesi. Ben onun şansını yaşıyorum.
İYİ BİR KARİYERİ VAR
Dizide 'Kenan K.' isimli bir karakteri canlandırıyorsunuz, neler söyleyebilirsiniz bu karakter hakkında?
F. D.: 'Kenan K.' , Amerika'dan yeni dönmüş. Hakan Yılmaz'ın oynadığı 'Cesur'un hayatını biraz daha zorlaştırmak için uğraşıyor.
Kötü biri değil ama değil mi?
F. D.: Hayır değil, sevimli şeytan gibi bir şey. Yakışıklı ve karizmatik. Tüm kızlar ona aşık oluyor. Onun karizmasından etkileniyorlar. İyi de bir kariyeri var.
KARDEŞİM DOKTOR
Babanız doktor olmanızı istemiş ama kardeşiniz olmuş...
F. D.: Evet, biz kardeşimle hastaneye gitmiştik. Babam acil serviste çalışıyordu. Çok yoğun bir yerdir biliyorsunuz. Yine bir gün kan revan içinde biri geldi, kardeşim durdu ve incelemeye başladı, ben bakamadım bile. Hemşire geldi "Doktor olacak olan belli" diyerek kardeşimi, "Bundan da bir şey olmaz" diyerek beni gösterdi. Gerçekten de kardeşim doktor oldu, ben oyuncu oldum. İyi ki de öyle olmuş. Şimdi her meslekten insanı canlandırabiliyorum.
EKİM'DEN BERİ PROVA YAPIYORUZ
Bu oyun için nasıl bir araya geldiğinizi anlatabilir misiniz?
F. D.: Günay beni aradı ve "Bu oyunda seninle birlikte oynamak istiyorum" dedi. Bu teklif karşısında onur duydum. Tabii ki kabul etmeme gibi bir lüksüm yoktu. Ekim'den beri de provalardayız. Seyirciyle buluşmak için can atıyoruz.
G. K.: Oyunun yazarı ve yönetmenimiz Murat İpek ile çalışmaktan çok büyük keyif alıyorum. Murat bana bu oyunu söylediğinde ben hemen Fırat'ı aradım. Zaten Fırat ile 'Yarım Elma' dizisinde beraber rol almıştık ve iyi anlaşıyorduk.
