Tiyatro oyuncusu Burak Sergen, geçen sezon sahnelenmeye başlanan ve yeni tiyatro sezonuyla birlikte 30'dan fazla kez seyirciyle buluşan 'Adolf' oyunundaki tek kişilik performansıyla ayakta alkışlanıyor. Sergen, tarihin en acımasız diktatörlerinden biri olan Adolf Hitler'i canlandırdıktan sonra saatlerce kendisine gelemediğini ve oyundan çok etkilendiğini söylüyor. Burak Sergen'le; Hitler'in, sığınağında kendi ölüm kararını verirken yaşadığı iç çekişmeleri anlatan oyunu konuştuk...
Yaklaşık bir yıldır sergilenen 'Adolf' oyunu hâlâ kapalı gişe sergileniyor. Oyunun bu kadar ilgi görmesini neye bağlıyorsunuz?
İlk olarak oyunun metni çok sağlam. Pip Utton'ın kaleme aldığı bu eserden etkilenmemek imkansız. Sonuçta Adolf Hitler, dünyanın en kötü insanı olma özelliğini koruyor ve insanlar hâlâ onunla ilgili bir konuyu merak ediyor. BO Sahne de çok hoş bir tiyatro sahnesi. Bu kadar başarılı unsur bir araya gelince, başarı da kaçınılmaz oluyor.
NEGATİF TARAFTAN BESLENDİM
Zorlandınız mı bu rolü çıkarırken?
Oyun 1.5 saat sürüyor. Çok zor bir oyun bu. Tek kişilik oyun olması ve tarihi bir karakteri canlandırmak zaten zor.
Tarihi bir karakteri canlandırmak neden daha zor?
Çünkü herkesin kafasında oluşturduğu bir Adolf Hitler portresi var. Böyle birini canlandırdığınız zaman eksilerle başlıyorsunuz. Çünkü adamın hiçbir pozitif tarafı yok. Hep eksi olduğu için otomatikman ters taraftan beslenmeye çalışıyorsunuz. Negatif taraftan hazırlanırken, çok yıpranıyor insan.
Bu kadar negatif bir karakterden beslenmek sizi zorluyor mu?
Deşarj olabileceğiniz yer yok, hep şarj oluyorsunuz ama eksi yönde şarj oluyorsunuz. Bu beni çok zorladı.
Performans olarak da oldukça yorucu bir oyun, değil mi?
Kesinlikle. Müthiş bir efor sarf ediyorum oynarken. Terden sırılsıklam oluyorum resmen. Adamın kendi de öyle zaten. Konuşurken kendine işkence yapıyor, kendisiyle kavga ediyor adam. Öyle olunca da çok yorucu oluyor.
ÜÇ SAAT KENDİME GELEMİYORUM
Role girmek veya rolden çıkmak konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz?
Eskiden rolden çıkamayanları ve canlandırdıkları karakterin etkisinde kalanları duyunca dalga geçiyordum. Bu oyunla, bu durum benim de başıma geldi. İçimdeki Hitler ortaya çıktı. Oyuna giderken sinir, stres içinde oluyorum; zaten stres bir gün önceden başlıyor. Oyun bitince de o stres geçmiyor; o kadar negatif oynuyorum ki, üç saat kendime gelemiyorum. İki saat elim ayağım atıyor.
Normal giden hayatınızı neden böyle kabusa çeviriyorsunuz?
Bu da meslek aşkı.
Özellikle vurgulamak istediğiniz şey nedir bu oyunda?
Oyun 'Hitler'in, Berlin'deki sığınağında geçirdiği son 12 saatini anlatıyor. Adamın insancıl bir yanı yok. Bunu vurguluyoruz oyunda.
Oyun, kariyerinizde nasıl bir yere oturuyor?
Kariyerimdeki olgunluk dönemini yaşatıyor bana. Bu tarz hastalıklı psikopat rolleri çok oynadım aslında. Yönetmenler bana baktıklarında, "Bunu Burak oynar" diyorlar.
Tüm dünyanın nefret ettiği bir adamı oynamak nasıl bir duygu? Size ne kattı bu oyun?
Kendi kendime "Dünyanın en kötü insanını, Adolf Hitler'i oynadım; bundan daha kötüsü yok" diyorum. 'Hiç pozitif yanı olmayan bir adamı nasıl oynarsınız?' sorusunun cevabı sahnede vücut buluyor. Gelin, seyredin.
Oyunun çok önemli söylemleri var. En çok hangisi etkiledi sizi?
Afişte de kullanıyoruz; 'Ölüm bütün sorunları çözer; insan yoksa sorun da yoktur.' Pes dedim. Kafasının nasıl işlediğine bakın.
HİTLER ÖLECEĞİNE BİLE İNANMIYORMUŞ
Hitler'in hastalıklı bir ruh hali var, oyunda da bunu yansıtıyorsunuz seyircilere...
Siz bu tarihi karakter hakkında neler düşünüyorsunuz? Bence Hitler kendi kendini bu hale sokuyor. Birçok psikolojik problemi var.
Oyunda da görüyoruz; Hitler son anında bile umudunu hiç yitirmiyor, bir şekilde hayatta kalabileceğine inanıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz bunu?
Sığınakta tepesine bomba yağarken bile öleceğine inanmıyor. Hâlâ emirler veriyor, hayaller kuruyor. Sevgilisi Eva onunla birlikte ve onunla ölüme gidiyor. Hitler son anında bile birini daha öldürüyor; çok tuhaf.
OYUNUN YAZARININ AĞZI AÇIK KALDI
Oyunun yazarı Pip Utton geçtiğimiz günlerde sizin performansınızı izledi...
Yeni tiyatro sezonuna girince, Kasım ayının başında oyunun galası yapıldı. Bu vesileyle Pip Utton'ı da davet ettik oyunu izlemeye.
Ne söyledi oyunculuğunuz hakkında?
Pip çok şaşırdı. Hiç aklında yokmuş böyle bir performansa dönüşeceği. Çünkü o sunum tarzıyla sahneye koymak için yazmış. Biz oynayınca ağzı açık kaldı adamın.
Utton, dünyanın birçok ülkesinde 'Adolf'u sahnelemiş. Oyunu ilk kez başka bir oyuncu oynuyor, öyle değil mi?
Evet, Pip Utton bu oyunla birçok ödül almış. Onun dışında da ilk ben...
İYİ YORUMLAR ALIYORUM
Genel olarak nasıl yorumlar alıyorsunuz?
Oyunla ilgili inanılmaz iyi yorumlar alıyorum. Bunun iyisi olmaz tabii ama oyunculuk adına çok başarılı bulduklarını söylüyorlar. Bu kadar negatif bir adama pozitif yorumlar almak da başarı bence.
FİZİKSEL OLARAK BENZEMEMEK ÖNEMLİ DEĞİL
Çalışma süreci nasıl geçti?
Oyun hem Hitler'in yazdığı 'Kavgam'dan ve diktatörün vasiyetnamesinden yola çıkılarak yazılmış. O yüzden bu iki metni de okudum. Diğer aktörlerin yorumlarına bakmadım çünkü aktör aktörden etkilenir. Bu karaktere farklı ve kendi tarzımda bir yorum getirmek istedim.
'Hitler'e benzemek için çok fazla çaba harcadınız mı?
Hayır. Suratımı ona benzetmeye yoğunlaşmadım. "Boyu uzun kalmış" gibi yorumları da tabii ki dikkate alamıyorum. Fiziksel olarak benzememek önemli değil, oyunun söylediklerine dikkat etmek gerekiyor.
