Nurseli İdiz, 33 yıllık sanat kariyerinde pek çok sinema filminde ve tiyatro oyununda rol aldı. Şu sıralar iki farklı dizide oynayan İdiz, yakında TiyatroKedi'nin sahneye koyacağı bir tiyatro oyununda kızı Elif İdiz ile aynı sahneyi paylaşacak. Tuna Kiremitçi'nin aynı adlı romanından uyarlanan 'Dualar Kalıcıdır' isimli oyun; İkinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul'a sığınıp hayatta kalan ve şimdilerde ölümü bekleyen 'Rosella' isimli bir kadın ile yolunu bulmaya çalışan 'Pelin' adlı bir genç kızın dostluğunu anlatıyor. Hakan Altıner'in yöneteceği oyun 26 Mart'ta izleyici ile buluşacak. Nurseli İdiz ve Elif İdiz'in provalarına konuk olup yeni oyunlarını konuştuk...
Anne-kız ilk kez aynı oyunda rol alacaksınız. Provalar nasıl gidiyor?
ELİF İDİZ: 'Dualar Kalıcıdır' isimli oyun, profesyonel olarak rol aldığım ilk proje. Annemle birlikte aynı sahneyi paylaşacak olmam, bu oyunu daha da ilginç hale getirdi. Ayrıca seyirciyle iç içe olunan bir mekanda sahneye çıkmak beni çok heyecanlandırıyor. Ama bu beni daha da motive ediyor.
NURSELİ İDİZ: Provalar gayet iyi gidiyor. Sahnenin garip bir büyüsü var; insan sahnede çok bencil oluyor. Elif, benim rahatlığımı görüp heyecanını dindirecektir.
ÖZEL BİR KİTLEM VAR
Neden bu oyunda oynamak istediniz?
N.İ.: Aslında iki dizide rol alıyorum ama tiyatro sahnesinde de olmak istiyorum. Ancak klasik tiyatrodan sıkıldım. Beyoğlu'ndakiler gibi stüdyo tiyatrosu yapmak istiyordum. Hakan Altıner; kızımla birlikte oynayacağım bir oyun teklif edince 'Hayır' diyemedim.
Karakterlerinizden bahseder misiniz?
N.İ.: 'Rosella', İkinci Dünya Savaşı'nda İstanbul'a sığınıp hayatta kalmış, şimdi ise Viyana'da yaşıyor. Türkiye'de geçirdiği anılarını kaybetmemek için gazetelere ilan verip Türkçe konuşan bir yardımcı arıyor. Ağırbaşlı biri ama aynı zamanda yüreğinin götürdüğü yere koşan bir kadın. Hiç beklemediği anda büyük bir aşk yaşıyor. Bu da oyunun sürprizi.
E.İ.: 'Rosella'nın verdiği ilana başvuran 'Pelin'i canlandırııyorum. Görünüşte son derece realist ve asi bir kız ama aynı zamanda 'Rosella' gibi romantik bir tarafı da var.
İlk dört oyunun biletleri şimdiden satılmış. Bunu neye bağlıyorsunuz?
N.İ.: Tecrübeyle alakalı sanırım. 33 yıldır bu meslekteyim; tiyatro seyircisi çok farklıdır. Benim tiyatrodaki performansımı seven, ondan haz alan özel bir seyirci kitlesi var. Bu oyun, seyircinin içinde oynanacak.
Nasıl yani?
N.İ.: Oyunu; şu anda provaları yaptığımız Black Out Sahnesi'nde, seyircilerin arasında dolaşarak oynayacağız.
İlk defa mı böyle bir deneyim yaşayacaksınız?
N.İ: Hayır, daha önce 'Cahide'yi yapmıştım.
BENDE TORPİL İŞLEMEZ
Sizi aynı oyunda bir araya getirme fikri nasıl çıktı?
N.İ.: Tabii ki Hakan Altıner'den. Hakan Bey, Elif'in 11 Şubat'taki doğum gününde söyledi. Elif'in iyi bir oyunculuk yeteneği olduğunu da maalesef belirtmeliyim.
Neden malesef?
N.İ.: Ben bu konuda çok sertim aslında. Lisede çok iyi bir eğitim aldı. Üniversiteye başladığında yarı üniversiteyi bitirmiş gibiydi. Elif konservatuvar eğitimi almamış olmasına rağmen, onda gerçek bir oyuncu kumaşı var. Kızım maalesef oyuncu oldu ama setlerde karşılaştığım birçok oyuncudan çok daha iyi.
Konservatuvara girmesine neden izin vermediniz? Elif Hanım, siz buna nasıl tepki gösterdiniz?
N.İ.: Çünkü konservatuvarlarda verilen eğitimleri beğenmiyorum. Bizim zamanımızdaki ekol bozuldu. Kızımda o yeteneği görmesem, Hakan Bey önerdiğinde kabul etmezdim. Benim için torpil işlemez.
E.İ.: Ben konservatuvara gitmeyi hep istedim. Ancak sınavlara hazırlanırken edebiyata yöneldim. Müzik tarafımı babamdan, oyunculuk tarafımı ise annemden almışım ama edebiyat tamamen kendi istediğim bir alandı.
Nasıl bir anne kız ilişkisi var?
N.İ.: Ben 24 yaşında anne oldum. Bu yüzden Elif'le her zaman arkadaş gibi olduk. Elif yaşından çok olgun, oturaklı bir kız. Neredeyse o olgun anne, ben de onun çatlak kızıyım.
ÇALIŞMAK HASTALIĞIMA ÇOK İYİ GELİYOR
Alkol sorunlarıyla gündeme gelmiştiniz. Alkolik değilim manik depresefim demiştiniz. Nedir şu anda hastalığınızın durumu?
Evet, insanlar beni alkolik, alkolle sorunu olan biri sanıyor ama benim sorunum nörolojik ve beyin sıvılarıyla ilgili bir hastalık. Tıp dilinde 'Bipolar bozukluk' adı verilen manik depresif hastalığı. Genetik olarak bende olan ama teşhisi geç konan bir hastalık bu. Çok uzun bir tedavi süreci gerekiyor. Aynı şeker hastalığı gibi... Ben de bunu dengede tutmaya, kontrollü olmaya çalışıyorum. Çalışıp bir işle meşgul olarak kafamı sürekli oyalamam gerekiyor. Çalışmak bu hastalığa çok iyi geliyor. O yüzden şimdi iki dizinin yanı sıra tiyatro sahnesinde olmak beni çok rahat hissettiriyor.
KENDİMİ DAHA YAŞLI HİSSEDİYORUM
Canlandırdığınız karakterlerle benzeşiyor musunuz?
E.İ.: 'Pelin' kendime yakın bulduğum bir kız. Aynı çağın insanıyız. Ama 'Pelin' benim ruh yaşıma göre daha genç bir kız. Ben kendimi daha yaşlı hissediyorum.
N.İ.: Karakterimle özdeşleşen bir yanım yok ama ben de onun gibi sınırları zorlamayı severim. Yaşam enerjim yüksektir.