Yıllar sonra yeniden albümünüzü raflarda görmek size ne hissettiriyor?
Çok heyecanlandım. İlk albümümde yaşadığım duyguları yeniden hissettim. Bu albüm için bir sürü doğru insan bir araya geldi. Şu zamanda çok mümkün olacak bir şey değil bu. Pek çok şey iş olsun diye yüzeysel yapılıyor. Ama biz işin hakkını veren insanlarla birlikte çalıştık.
Bunca yıl 'Neredesin, niçin albüm yapmıyorsun?' diye baskı görmediniz mi?
Evet. Beni her gören 'Nerelerdesin, neden albüm yapmıyorsun?' diye soruyordu. En son albümü beş sene önce yaptım ama o da kaynadı arada. Piyasa koşulları bu şekilde gelişti. Yıllardır albüm yapmak istememe rağmen şartlar ancak oluştu.
Maliyetlerden mi bahsediyorsunuz?
Evet. Yapım şirketleri, bir tane inandıkları garanti sanatçıları varsa ona yatırım yapıyorlar. Diğerlerini pek umursamıyorlar. Tüketim toplumu olduk. Herkes rekabet içinde. Ormandaki vahşi hayvanlara benzetiyorum ben ortamı. Kim kimi yerse. Kiminle görüştüysem 'Albüm hazır mı, yap getir' diyor. Öyle bir şey yapacak olsam kendim yapımcı olurum. Yorumcunun prodüktörlüğünden de pek hayır gelmiyor.
Nasıl bir albüm oldu 'Aşktan Bıçak'?
Hep o özlenen 90'lar sound'una yakın bir albüm oldu. Dinleyemeyeceğim şeyi, gerçek olmayan bir şarkıyı okumam. O yüzden ben nasıl yaşıyorsam, onların ürünlerini koyuyorum. Çok klişeleşti herkes, samimiyetten bahsediliyor ama gerçekten samimiyet anlamını yitirdi. Buna çok ihtiyaç var. Ben uzun yıllar birlikte çalıştığım Dost Bilen Kırım'la yola çıktım. Çünkü ben sırtımı dayayabileceğim, güvenebileceğim insanlar istiyorum etrafımda.
ŞAŞKINLIK HALİ YAŞADIM
Hep güvendiğiniz ama sizi yarı yolda bırakan insanlar oldu mu?
Oldu valla. Popülariteye gelen çok insan oluyormuş, onu anladım. O gün görüştüğüm ve bugün hâlâ istikrarlı şekilde ününü muhafaza eden arkadaşlarım var. Benim telefonlarım susmazdı. Esamesi okunmuyor şimdi hiçbirinin. Gözden uzak olunca gönülden de uzak oluyorsun.
Sizi bu sistemin dışına iten şey ne oldu peki, neden bu kadar uzak kaldınız?
90'lar ve sonu iyiydi. 2000'lerden itibaren değişti her şey. 'Güzel kız, yakışıklı erkek bulalım, şarkı söyletelim' mantığı hakim oldu. Öyle olunca hakaret gibi geliyor insana. Emeğime saygısızlık gibi. 2001'de üniversite affı çıktı. İlk albümüm yüzünden yarım bıraktığım konservatuvara devam ettim. Altı-yedi senem orada geçti.
Yine albüm yapıp adınızdan bahsettirmeyi, o popülerliği devam ettirmeyi neden düşünmediniz?
Aklıma gelmedi. Neyi askıya aldığımın pek farkında değilmişim. Bilerek uzak kalmayı seçmedim. Şöhret hırsım yok. Bana sordukları zaman aklıma geliyordu hakikaten bir dönem çok popülerdim diye ama hiç onun peşinde olmadım.
18 senede beş albüm yapmışsınız. Bu piyasa şartlarına göre az mı sizce?
Az tabii. Daha üretken olmalıydım... Beni takip eden kitlenin bile farkında değildim. Sadece şarkı söylemenin keyfini yaşıyordum. Reklam konusunda da hep zayıftım. Bu yüzden albüm yapıp kendini tekrar hatırlatmak bile kolay olmadı.
ŞİMDİKİLER YOKKEN BEN VARDIM
Müzikten ayrı kaldığınız dönemde ne öğrendiniz?
Bu süreçte albüm yapmadım ama sahne çalışmalarım devam etti. Müzikten hiç kopmadım ki. Bir sürü yerde konser verdim. Medyadaki ve sektördeki varlığımı idame ettirecek biriyle çalışmak da aklıma gelmedi. Şimdi gözüm açıldı.
Albümde, tanınmanızı sağlayan 'Elden Yar Olmaz' şarkısını yeniden yorumlamışsınız.
Evet. Çok fazla seviliyor çünkü. Talep gelince koydum.
Peki iddialı mısınız bu albümle?
Hayranlarım çok iddialı olayım istiyor ama benim en büyük iddiam, iddiasız oluşum. Çünkü biliyorum ki, şimdikiler yokken ben vardım.
KIVANÇ GELSE FARK ETMEZ
Albümün adı 'Aşktan Bıçak'. Her şarkının içinde de aşk geçiyor. Sizin aşkla aranız nasıl?
Gayet iyi. O bıçak bana çoktan saplandı, duruyor. Aşığım şu an ama ben ilk görüşte, arkadaş ortamında falan aşık olamam. Önce arkadaş olmam lazım. Doğal halini görmem lazım karşımdakinin. Çünkü insan hoşlandığı kişiye kendini farklı tanıtıyor ya; o bana ters. Kolay aşık olamıyorum, sonradan aşık oluyorum. Bu, Kıvanç Tatlıtuğ olsa da fark etmez.
