Son dönemde yıldızı iyiden iyiye parlayan ünlü astrolog Dinçer Güner; haftalar öncesinden yer altı, maden kazalarına, çocuklarla ilgili olaylara dikkat çekerek, dizilerin akıbetiyle ilgili yaptığı yorumlarında hedefi 12'den vurarak tüm dikkatleri üzerine çekti. Astrolojiye meraklı insanların kapısını aşındırdığı Güner ile konuştuk…
Özellikle Twitter'da çok aktifsiniz ve güncel olayları da astrolojik açıdan yorumluyorsunuz. Bir günde ne kadar mesai harcıyorsunuz astrolojiye?
Ayrıca hiç mesai harcamıyorum çünkü benim hayatım bu. Her günüm, her saniyem astrolojiyle geçiyor. Birincisi ticari kaygım yok, astrolojiye iş olarak bakmıyorum. Astroloji felsefedir her şeyden önce; yaşamı anlama ve anlamlandırmayla ilgili bir bakış açısı sunar. Astroloji o kadar hayatımın merkezinde ki, sabah onunla uyanıp gece onunla yatıyorum; benim elim, gözüm, bacağım gibi açıkçası.
DİZİLERİN DE KADERİ VAR
Sizin 'Tutacak' dediğiniz dizi tutuyor, 'Tutmayacak' dediğiniz tutmuyor…
Nasıl bir kişinin doğum haritasına bakarken doğum saatini baz alıyorsak; ilk yayınlandıkları zaman, hatta yayın saatleri de dizilerin doğduğu andır. Yayın tarihlerine ve saatlerine göre bir harita oluşturur ve bu dizinin kaderi hakkında bilgi sahibi olursunuz.
Mesela her ikisi de yayınlamaya başlamadan önce 'Kurt Seyit ve Şura' için tutmayacak, 'Kara Para Aşk' için tutacak demiştiniz; öyle de oldu…
'Kurt Seyit ve Şura', ayın boşlukta olduğu, yani hiçbir gezegenle açı yapmadığı bir zamanda doğmuş bir dizi. Eğer bir şirket kuracaksanız ya da bir ilişkiye başlayacaksanız da, ayın konumuna bakmalısınız. Eğer ay boşluktaysa, hiçbir şey tutmaz; direkt çöp. 'Kurt Seyit ve Şura' da bunun en güzel örneğidir. Yatırılan reklam parasının haddi hebası yok ama ne yapsalar hiçbir işe yaramayacak, mümkün değil; bitti o dizi. 'Kara Para Aşk' ise o kadar güzel bir zamanda başladı ki; ay büyüyordu. Yeni ay döneminde başlayan her şey büyür zaten. Zaten 'Kara Para Aşk'ın yayın tarihini senaristiyle birlikte belirledik, iyi bir dönemde başlasın diye yayın tarihi iki hafta ertelendi.
Danışmanlık verdiğiniz diziler var mı?
Var. Senarist danışan sayım çok olduğu için fikrimi soruyorlar; yayına başlama tarihleri ve senaryoları, karakter yaratma üzerinde konuşuyoruz.
Yeni sezonda ne tür diziler, programlar tutacak; bu konuda da danışmanlık veriyor musunuz?
Veriyorum. Mesela yeni sezonun başlayacağı Eylül'de Jüpiter Aslan'a geçecek; çok şov, çok gösteri odaklı, parlak, paranın yatırıldığı programlar çok tutacak. Şimdiye kadar Jüpiter, Yengeç'teydi, o nedenle aile dizileri tuttu hep ama yeni sezonda aile dizilerinin yıldızı sönecek. Savaş içerikli, içerisinde diktatörlerin olduğu diziler tutabilir ama. 'Muhteşem Yüzyıl'dan sonra yeni bir padişah dizisi çıkabilir mesela. Sene sonuna kadar cinsellik, seks, cinayet içerikli dizi ve programlara yatırım yapabilirler. Yarışma programları da popüler olacak.
KÜLLERİNDEN DOĞACAKLAR
Oyuncularla rol aldıkları dizilerin astrolojik haritaları birbirini etkiliyor mu?
Kısmen. Mesela Kıvanç Tatlıtuğ'un güneşi, doğum haritasına göre çok sert açılar alıyor. Yani bu sene onun senesi değil. 'Kurt Seyit ve Şura' ile marka değeri de düştü bu yıl. Tersten bir örnek verelim; Zeki Alasya'nın bunca sene sonra yıldızının yeniden parlayacağı aklınıza gelir miydi? Ama o kadar doğru zamanda başlayan bir dizide rol alıyor ki, dizinin astrolojik haritası ona da yaradı.
Peki, bu yıl yıldızı parlayacak ünlüler var mı?
Mesela Sibel Tüzün. Son çıkardığı albümün lansman tarihini falan beraber belirledik. Albüm o kadar doğru bir tarihte çıktı ki, şu an çok iyi gidiyor satışları. Küllerinden yeniden doğma sürecine geçti kendisi. Zaten bu dönem, küllerinden yeniden doğma dönemidir. Eskilerin yeniden yıldızı parlayabilir bu dönemde.
TÜRKİYE ANCAK 2017 YILINDA RAHATLAYACAK
Türkiye'de üst üste üzüntülü, acı olaylar yaşıyoruz. Türkiye ne zaman huzura kavuşacak, ne zaman bir 'oh' çekeceğiz?
Şöyle bir baktığımızda, genel sert açı kalıplarının 2016'nın ikinci yarısına kadar devam ettiğini görüyoruz. Fakat bizim son 1.5-2 senedir her şeyi bu kadar baskın ve yoğun hissetmemizin bir nedeni var, o da şu: Satürn, Akrep burcunda. Satürn karmanın gezegenidir, ders verir, serttir. Mevsimlerden kış gibidir; zorlayıcı koşullar oluşturur. Türkiye'nin burcu da Akrep olduğu ve Satürn de şu an Akrep burcundan geçtiği için ülkemiz şu an, son 29 yılın en zor sınavından geçiyor aslında. 2015 Temmuz itibariyle Satürn, Akrep burcundan net olarak çıkmış olacak.
29 YIL ÖNCESİNİN TEKRARI
2015 Temmuz'dan sonra Türkiye'deki bu sıkıntılar, kutuplaşmalar, gerginlikler bir son bulacak mı yani?
Hayır, son bulmayacak; onun için 2016'nın ikinci yarısını, hatta 2017'yi beklememiz gerekiyor. Satürn bir de zaman demektir, sana zamanı tekrar tekrar yaşatır. Satürn, Akrep burcuna 29 yıl önce girmişti. 29 yıl önce Türkiye'de neler yaşandığına bir bakın; benzerlerinin günümüz koşullarına göre tekrarlandığını görürsünüz. Mesela o dönem Bülent Ersoy cinsiyet değiştirip kadın olmuştu, geçen yıl Şubat ayında Rüzgar Erkoçlar yaşadı aynı şeyi. Bu yıl da cinsiyetsiz bir şarkıcı Eurovision birincisi oldu. Çünkü Satürn'ün Akrep'te olması cinselliği de simgeler.
Siz yaklaşık bir ay önce gökyüzünde tutulmalar olduğunu söyleyip yer altı kazalarına dikkat çekmiştiniz; ne yazık ki Soma'da yaşanan felaket sizi doğruladı…
Belki bu yüzden yaşanan faciaya kader diyenler çıkacaktır ama o yaşanan kader değil. Bir kazanın oluşu kaderdir ama bu kadar ölü sayısı kader değildir, ihmalkarlıktır.
27 HAZİRAN'A KADAR DİKKAT!
3-27 Haziran arası kimse evlenmesin, yeni projelere başlamasın, sözleşmeler imzalamasın. Yeni albüm çıkaracak, vizyona yeni film sokacak olanlar; 27 Haziran sonrasını beklesinler. Ama burcu ya da yükseleni İkizler olanlar, 28 Mayıs'ta İkizler burcunda gerçekleşecek yeni ayın güzel etkilerini kaçırmasınlar. O dönem yeni albüm, yeni kitap, film, dizi, proje yayınlamak için çok uygun.
