Sinemadaki ününün dışında Fransa'da da ülkemizi Paris sefiresi olarak tanıtan Filiz Akın; atlattığı kanser hastalığını ve 'Hayata Merhaba', 'Güzelliklere Merhaba' ile 'Lezzete Merhaba' adlı kitaplarını anlattı...
Kansere karşı savaşan ve kanseri yenmeyi başaran birisiniz. Bu hastalığa yakalananlara ilk tavsiyeniz ne olur?
Kanser, eşittir ölüm demek değil. Geç kalmadıkça kanser tedavi edilebilen bir hastalık. Morallerini bozmasınlar.
Tedavi aşamasında siz nasıl bir süreç izlediniz?
Doktorumun teşhisi sonucunda nazofarenks kanseri olduğumu öğrendim. Tedavim için Amerika'ya gittim ve orada üç ay çok yoğun bir radyoterapi tedavisi aldım. Hemen ardından İstanbul'da da üç ay tedavi gördüm. Yani altı aylık zor bir süreç geçirdiğimi söyleyebilirim.
YEMEKLE İLGİM AMATÖRCE
Şu an nasılsınız ve kontrol süreci programınız nasıl oldu?
Erken teşhis çok önemli. Süreç yine aynı olsa da çok daha kolay geçiriliyor. Sonra altı ayda bir, senede bir, iki senede bir kontroller yapılıyor. Tedavi yoğun olduğu için işitme kaybı, tiroid problemi ve reflüye benzer problemler, ses kısıklığı gibi sıkıntılar bırakmış olsa da, kontrollerim biteli çok oldu. Anahtar kelimeler; olumlu düşün ve neşeli ol. Bu şekilde salgılanan hormonlar tedaviyi kolaylaştırıyor.
En son bir yemek kitabı çıkarttınız. Bu proje nasıl doğdu?
Yemek sektörü çok ilgi görüyor. Hepimiz misafirlerimize değişik şeyler sunmak istiyoruz. Önce Sophie Loren, 'Yemek Tarifleri ve Anılar' diye bir kitap çıkarttı. En son Gwyneth Paltrow bir kitap yayınladı. Ben de amatör olarak yemekle çok ilgiliyim. Dünyanın her yerinden topladığım tarifler var, onları paylaşmak istedim ve 'Lezzete Merhaba' kitabımı hazırladım.
Yemekle aranız nasıl, hangi yemekleriniz beğenilir?
İstediğini yiyip kilo almayan şanslılardan değilim. Üstelik portakallı çikolata, meyveli veya limonlu tartlara bayılırım. Mesela en son közlenmiş patlıcan, asma yaprağında soğuk enginar dolması ve piruhi gibi yemeklerim çok beğeniliyor. Bunların tarifleri kitabımda var.
(Menekşe dergisi)
UĞRAŞTIKÇA ÇİRKİNLEŞEN KADINLAR GÖRDÜM
Formunuzu nasıl koruyorsunuz?
Kendisiyle uğraşan biri değilim. Ancak şekerden mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalışırım ama arada sırada sevdiğim bir tatlıyı hakkını vererek yerim. Yemeklerden sonra 15 dakika evin içinde bile olsa yürümeye çalışırım. Gece 18.00'de akşam yemeğimi yerim; bir yere davetliysek, orada yer gibi yaparım. Hiç kırışıksız, robot gibi olacağıma, birtakım çizgilere razı olmak daha doğal oluyor. Çok uğraştıkça çirkinleşen kadınlar gördüm.
