İstanbul bir gurme şehri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Birçok Michelin yıldızlı aşçı ve ünlü restoran, İstanbul'da kapılarını açıyor. Bu iddialı mekanlardan biri de La Petite Maison oldu... Nice, Londra ve Dubai'nin ardından İstanbul'da Maçka Palas içinde kapılarını açan restoranın yemeklerini ünlü şef Liam Smith-Laing'in kurduğu tecrübeli bir ekip yapıyor. Ancak restoranın yemekleri kadar dekorasyonu da büyüleyici; insana kendisini Fransa'da olduğunu hissettiriyor. Restoranın dekorasyonunu yapan ünlü İngiliz mimar Richard Saunders, geçtiğimiz günlerde İstanbul'daydı. Saunders'la dekorasyon, La Petite Maison ve İstanbul üzerine konuştuk...
La Petite Maison dünyanın en iddialı restoran zincirlerinden biri. Nasıl bir araya geldiniz La Petite Maison ile?
Londra'daki tasarım stüdyomuz Sagrada bünyesinde birçok önemli mekanı tasarladık. La Petite Maison da İngiltere'ye gireceği zaman bizimle iletişime geçti. 2006'da Londra'daki restoranın, ardından da Dubai'deki restoranın iç mekan tasarımını yaptık.
GALERİYE ÇEVİRMEMEK GEREK
Restoran, yemekleriyle ve dekorasyonuyla bir bütün oluşturmuş. Bunu sağlamak zor olmalı...
Fransız mutfağını sunduğunuz bir mekanda, Fransız esintisinin hissedilmemesi söz konusu olamaz. Ama bulunduğuz ortamdan, ülkeden ve uluslararası standartlardan da uzak kalmamanız gerekiyor. Zaten dekorasyon ile ilgili süreçte en zor olan, bu dengeleri sağlamak. Mekanın rahatlatıcı olmasına ve dünyanın her yanından insanları çekmesine odaklandık. Zaten restoranın benimsediği bir Fransız deyişi var; 'Tous Celebres ici' yani 'Burada herkes ünlü'. Biz de her şeyi; herkesin unutulmaz bir deneyim yaşayacağı, herkese eşit muamele edilecek şekilde tasarlıyoruz.
Değişik bir detay dikkatimi çekti; duvardaki tavalar...
Nice yakınındaki dağlarda yaşayan Max Cartier tarafından yapıldı. Sanatla ilgili bir detay olması hoş ama yaşayan bir mekanı sanat galerisine çevirmenin de âlemi yok.
İstanbul ilham verici
TERASTA GİZLİ BİR BAHÇE YARATTIK
Bar alanı rahat ve konforlu görünüyor...
Ada şeklindeki bar; insanların ana yemek bölümüne geçmeden önce bir kadeh kokteyl ya da şampanya alabileceği bir buluşma yeri.
Teras da çok hoş...
Teras, La Petite Maison İstanbul'un olmazsa olmazı olacak. Amacımız; gerek yemek, gerekse yemek sonrası içkilerin yudumlanabileceği gizli bir bahçe yaratmaktı. Çiçekler, zeytin ağaçlarındaki fenerlerde titreşen mum ışıkları ve bitkilerle Güney Fransa ambiyansı yaratıldı.
İSTANBUL İLHAM VERİCİ
Restoranın tasarım sürecinde İstanbul'a sık sık geldiniz mi?
Evet, birkaç haftada bir şantiyeyi ziyaret ettim. Ekiple düzenli telefon görüşmeleri yaptık
.
İstanbul hakkında neler düşünüyorsunuz?
İstanbul çok güzel bir şehir. Mimari açıdan da ilham verici bir yer. Her noktada farklı bir detay var ve her bakışta insan farklı bir şey görüyor.