H er pazar A Haber'de yayınlanan 'Müzik'A', kulakların pasını silip, Türk müzik piyasasının nabzını tutuyor. Sanatçıların ve müzikseverlerin önem verdiği bu programı, radyoda 'Hopdedik Ayhan' lakabıyla tanınan Ayhan Güngör sunuyor. Güngör'le programını ve müziği konuştuk...
'Müzik'A' teklifi size nasıl geldi?
'Müzik'A', A Haber'in marka programlarından biriydi, ara verilmişti. Bana teklif gelince, Şubat ayında yeniden çekimlere başladık. Bu programla hedeflenen, çok yüksek reyting beklentileri değildi; tamamen A Haber'e yakışır bir program olmasıydı. Programla bir devir teslim oldu. Benden önce başka bir arkadaşımız sunuyordu, bana teklif geldi. Belki benimle noktalanır, başkası devam eder ama 'Müzik'A' mutlaka yaşar.
EGOLARDAN ARINDIM
"Benden önce başkası yapıyordu, benden sonra da başkası yapabilir" demeniz çok ilginç. Bu meslekte genelde egolar ön plana çıkar, kimse işini bir gence devretmek istemez...
Ben meslekte ve radyoculukta 23'üncü yılıma girdim, egolardan arındım. Şimdi olabildiğince daha yeni projeler yapmak istiyorum. Şu an 'Müzik'A'yı yapıyorum ama yönetim uygun görürse, ileride belki konukların ve müziğin ön planda olduğu bir gece programı da yapabilirim.
'Müzik'A'nın sizin için önemi ne?
Herkes, 'Söz yazarını, bestekarı anlatan iyi bir müzik programı yok' diyordu; işte şimdi var. Bunu A Haber çok güzel bir şekilde gerçekleştiriyor. Üstelik her kesimden sanatçıya da kapımız açık, çoğuyla da röportaj yaptık. Bizim programımızın içinde siyaset yok, tamamen müzik var. Müzik odaklı olunca da izleyiciyle çok daha güzel bir iletişim kurabiliyoruz. Müzik birleştirici bir dil.
'Hopdedik Ayhan' kimliğine alışan dinleyici, 'Müzik'A'yı nasıl buluyor?
Sosyal medyadan 'Müzik'A'yı izleyenler, 'Olmamış' diyebiliyor. Çünkü alıştıkları, karikatürize edilmiş bir 'Hopdedik Ayhan' karakteri var. 'Müzik'A' benim için de avantaj oldu. Televizyon deneyimi de edinmiş oldum. Belki televizyon için çok yakışıklı bir adam değilim ama çok iyi konuşur, çok iyi röportaj yaparım; bu konuda çok iddialıyım. Televizyon röportajlarımda asla kağıttan okumam, hep spontone gelişir ve bunun daha iyi olduğunu düşünüyorum.
DİREKT TİPSİZ DEMİYORLAR
Radyocular genelde tanınmaz; sizi tanıyorlar mı?
Beni de hâlâ tanımayanlar var. Televizyona çıktığımda "Sesini tanıyorum. Kafamı çevirince senin yüzünü görüyorum. Sesinle tipin hiç tutmuyor" diyorlar. Artık buna alıştım. Direkt tipsiz demiyorlar da, bunu böyle söylüyorlar. Beni tip olarak tanımayanları anlayabiliyorum çünkü ben de radyodan bazı insanları takip eder ama onları tanımazdım. 43 yaşındayım ama sesim daha genç çıkıyor. O yüzden beni çizgi film seslendirmesi için çağırıyorlar. Kendim için beş senelik bir plan yaptım. Eğer başarılı olursam, beş sene sonra bir yarışma programı sunmak istiyorum. Bu konuda da üstad olarak Mehmet Ali Erbil'i görüyorum. Bence çok başarılı, iyi bir yarışma sunucusu.
Program için yüzlerce sanatçıyla röportaj yaptınız. Peki özellikle röportaj yapmak istediğiniz sanatçılar var mı?
Türkiye'de şu an gündemde kim varsa hepsiyle röportaj yaptık. Ama keşke Sezen Aksu ve Tarkan'la da röportaj yapabilsek...
KADİR ÇÖPDEMİR'İ MUTLAKA DİNLERİM
Radyoculardan kimleri beğeniyorsunuz?
Kadir Çöpdemir! Birlikte de çalıştık uzun seneler... Onun dışında Radyo Viva'da Cem Ceminay'ı çok beğenirim. Radyoda Kadir Çöpdemir varsa mutlaka dinlerim. Genelde radyocular, radyo dinlemez ama ben eğer Kadir Çöpdemir varsa dinlerim. Radyocuların sunumuna güvenirim. Bunun dışında A Haber'de Can Okanar'ı, sporda Serkan Korkmaz'ın yaptığı tüm programları takip ederim.
ERKEN KALKARIM
Bir gününüz nasıl geçer?
Benim radyoda yayınım 18.00 ile 20.00 saatleri arasında. O yüzden eve varmam saat 21.30'u buluyor. Akşam eve gittiğimde gazete ve dergi okurum. Sabah acil bir seslendirme ya da konser sunumum yoksa saat 09.30 gibi kalkarım. Haftanın iki günü A Haber için çekimlerim var. Onun dışında haftada bir ya da iki konser sunumlarım oluyor. Eğer yapacak bir şey yoksa dinlenmeyi ve bir şeyler okumayı tercih ederim.
