Cuma günkü yazımda Paris Moda Haftası'nı istila eden modasever Türkler'den bahsetmiştim. Şimdi Londra'dayım ve sıra futbolsever Türkler'de...
Arsenal-Galatasaray maçı öncesi her restoran ve kulüpten tanıdık bir Türk çıkıyor. Hem bayram tatilini aradan çıkarıyorlar, hem de maç heyecanını yerinde yaşıyorlar.
Neyse ki benim futbolla pek aram yok; onlar birkaç saatliğine şehirden uzaklaşınca ben de Londra'yı alt üst ediyorum.
Şehirde ne var ne yok diye merak ediyorum ve ilk olarak Chiltern Firehouse adlı ünlü yuvası mekanı soruşturuyorum.
Telefonla aradığınızda birkaç hafta sonrasına rezervasyon yapan mekan, bir işletme stratejisi güdüyor besbelli. Mekan sadece celebrity'lere yani ünlü simalara açık.
Akşam yemeğinde mekana ya ünlü bir arkadaş ya da ünlü sevgili vasıtasıyla girebilirsiniz. Chiltern Firehouse'un sahibi Andre Balazs, Londra-Marylebone'deki ilk işletmecilik deneyimini yaşıyor.
New York stili bir mimariye sahip olan restoran, modern bir brasserie olarak tanımlanıyor. Mönü, ünlü şef Nuno Mendes'e emanet. Mekanda modern Amerikan mutfağı servis ediliyor. Eski bir itfaiye istasyonu olan mekanda, hangi ünlülerle denk gelebilirsiniz hemen söyleyeyim:
Kate Moss, David Beckham, Orlando Bloom, Tony Blair ve Bill Clinton...
Akşam saatlerinde masa kapmanın zor olduğu mekanı merak ediyorsanız, şansınızı gündüz saatlerinde deneyin ve gider gitmez mekandan birileriyle muhabbete girin. Belli mi olur, akşamına size hemen Orlando Bloom'un yanındaki masayı ayarlar.
Özellikle dev açık mutfağın önündeki yüksek sandalyelerde oturmak en keyiflisi...
Hem şefin marifetini izliyor, hem de mekana gelen ünlü simalara göz ucuyla selam çakabiliyorsunuz.
Chiltern, sadece restorandan ibaret değil; aynı zamanda şehrin yeni otellerinden biri. New York'taki Mercer Hotel ve The Standard Hotel ile Los Angeles'taki Chateau Marmont'un sahibi yaratmış bu sansasyonel oteli.
Hem pastane, hem kokteyl barı
Bu mekanın fikri benim çok hoşuma gitti... 'Nasıl bir mekan açsam?' diye düşünenlere, benden bir öneri olsun... Bahsettiğim mekan Soho'da yer alıyor. Adı, Basement State... Burası hem tatlı, hem de kokteyl barı. Pasta şefi Dorian tarafından hazırlanan birbirinden lezzetli tatlılar ile Byly isimli bir miksolojistin hazırladığı koteyller servis ediliyor. Yani burası bildiğiniz pastanelere benzemiyor. 'Tatlı yanında kokteyl' trendini benimseyen mekan, gecenin geç saatlerine kadar hizmet veriyor. Kokteylinize eşlik edecek tatlıyı seçmenizde size yardımcı da oluyorlar. Ayrıca gecenin ilerleyen saatlerinde mekanda dans bile edebilirsiniz. İster iş çıkışı pub kültüründen sıyrılan İngilizler'le kadeh tokuşturun, isterseniz geç saatte gidip çapkın bakışlarla etrafı süzün. Unutmadan; mekanın kadın müdavimi de oldukça fazla. Ee kadınlar için tatlı deyince akan sular durur, haksız mıyım?
TINDER'DA FAVORİ
Unutmadan; bu tatlı barı, akıllı telefonlara indirilen flört etme uygulaması Tinder'a göre en çok gidilen ilk beş mekanda yer alıyor. Aplikasyonun sıralamasına girmek, neredeyse şehrin en popüler mekanlar listesine girmek kadar havalı. Tinder, son zamanlarda İstanbul'da da oldukça aktif kullanılıyor. Uygulama, yakınınızdaki en ideal kişiyi pat diye önünüze getiriyor. Karşılıklı olarak fotoğraflar beğeniliyor ise sohbet başlıyor ve en yakın mekanda ilk buluşma gerçekleşiyor. Londra'da Tinder, işten çıkmaya yakın açılıyor ve günün talihlisi ile eşleşmek için geri sayıma geçiliyor.
Podyumda at şahlanacak!
Mercedes Benz Fashion Week kapsamında 13 Ekim'de düzenlenecek en çarpıcı defile Raisa Vanessa Sason kardeşlerden geliyor. Bir önceki defilelerinde Ajda Pekkan'ı podyuma çıkaran tasarımcı kardeşler, bu sefer şovlarını Sipahi Ocağı Atlı Spor Kulübü'nde gerçekleştirecek. Ata binilen alanda, yani manej üzerinde gerçekleşecek defilenin prodüksiyonu oldukça iddialı. Dekorlarla kasabaya çevrilecek olan alanda, kendimizi western filmlerinden bir sahnede hissedeceğiz... Defilede, beyaz bir atın şaha kalkacağı bir an da yaşanacak. Bakalım podyuma çıkacak olan at, moda dünyasında nasıl ses getirecek?
Grace Jones kokteyli 9 bin pound
Mayfair'de açılan yeni bir restorandan geldi bu haber... Biz de gittik, yerinde gördük. Neyi mi? Efsanevi şarkıcıoyuncu Grace Jones onuruna hazırlanan, 9 bin Pound değerindeki bir şampanya kokteyli... Bir İtalyan restoranı olan Gigi's'e gidip bu kokteylin sırrını araştırdık. Siz de İtalyan yemeklerine meraklıysanız ve bütçenize güveniyorsanız, ilk Londra seyahatinizde Gigi's'i ziyaret edin.
