Merhaba ben İdil, SABAH gazetesinin moda editörüyüm… Zaten yazılardan, röportajlardan ve moda sayfamızda yer alan haberlerden sizler de takip etmişsinizdir, son birkaç ay nasıl bir hızla geçti anlatmak imkansız. Arka arkaya moda haftaları, lansmanlar, davetler, koleksiyon tanıtımları derken sanırım hafta sonu en çok istediğim şey evimde yatağımdan kalkmadan birkaç saat geçirmekti. Ancak yeni bir ev arayışında olduğumu bilen gazetemizin pazarlama departmanı, hafta sonu telefon açıp Anadolu yakasının en genç ve iddialı projelerinden biri olan Brandium Yaşam ve Alışveriş Merkezi'nin yeni satışa sunulan rezidans projesini deneyimleyebileceğimi söyledi.
İYİ Kİ GİTMİŞİM
Oraya gitme konusunda bir yandan çok hevesliydim, bir yandan da tam ayaklarımı uzatıp yatmak isterken alıştığım konforu ve rahatlığı bulamayacağım için endişeliydim. Ne de olsa hiçbir yer insanın evi gibi olamaz, öyle değil mi… Tüm bu şüphelerime rağmen bir kere "Evet" demiş olduğum için yurt dışı seyahati dönüşünde evime değil, Brandium'a gittim. Geçirdiğim bir haftanın sonunda "İyi ki de gitmişim" demekten kendimi alamıyorum. Bu güzel pazar gününde bir haftamı anlatıp sizi yormayacağım, sadece rezidansa alışmaya çalıştığım ilk günümü, yani cumartesi günümü sizinle paylaşacağım ki siz de bu projeden neden keyif aldığımı daha net bir şekilde anlayın...
ADALAR MANZARALI DAİRE
Cumartesi günü bavulumla rezidansın girişinde beni dost canlısı bir yüz karşıladı. Kalacağım daireyi, rezidans hizmetlerinden nasıl yararlanabileceğimi bana heyecan içinde anlattı. Ben de biraz korkarak, biraz merak içinde onun arkasından asansöre doğru ilerledim. 27'inci kattaki, Adalar ve Marmara Denizi manzaralı daireme girdiğimde sanırım yorgunluğum çoktan üzerimden gitti. 1+1 dairenin bu kadar rahat ve konforlu olabileceği benim hiç aklıma gelmemişti. Oysa tam da aradığım şeymiş; şu an daha iyi anlıyorum. Dairede tüm kıyafetlerimi yerleştirebileceğim kadar dolabın bulunması benim ilk kalbimi çalan şey oldu. Işıklandırmasıyla mükemmel bir makyaj yapmanızı sağlayacak şekilde iç mimarlar tarafından düzenlenmiş banyosu, evin en çok sevdiğim ikinci alanı oldu. Salon ve Amerikan mutfağıysa insanın hem keyifli zaman geçirmesini, hem de misafirlerini rahat bir şekilde ağırlamasını sağlayacak şekilde düzenlenmişti.
KONFOR İÇİNDE HAZIRLIK
Hızlıca evi gezdikten sonra, ilk işim valizimdeki kıyafetleri bir telefonla kuru temizlemeye yollamak oldu. Sonra bir duşun ardından üstümü değiştirip yurt dışı seyahatimde yaptığım röportajları düzenlemeye başladım. Bir kahve içip, günlük gazetelerimi ve moda bloglarımı okurken öğleden sonrası için bir röportaj yapmam gerektiğini öğrendim. Tasarımcı arkadaşım Brandium'u bildiğini ve sık sık alışveriş için tercih ettiğini söyleyince ona rezidansın toplantı odalarındandan birinde buluşmamızı teklif ettim. Üstümü değiştirdikten sonra toplantı odasına gittim. Arkadaşım gelmiş, arabasını valeye teslim etmiş ve kahvesini içerek beni bekliyordu. Rahat rahat sohbet ettik ve keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
ZEVKLİ ALIŞVERİŞ TURU
Ancak daireme dönüp ayaklarımı uzatmama henüz çok vardı... Akşama katılmam gereken bir davet olduğu, yanımda da uygun bir kıyafet bulunmadığı için beni zorlu bir alışveriş turu ve güzellik çalışması bekliyordu. Zaman kaybetmeden Brandium içinde sevdiğim mağazaları gezmeye başladım. Sizin de aklınızda bulunsun, bir davet için kısa sürede kıyafet bulmanız gerekiyorsa muhakkak Gusto, Mango, Koton, İpekyol, Twist ve H&M'e bakın. Hepimizin bildiği Bağdat Caddesi ve Nişantaşı'ndaki butiklerin birçoğundan çok daha kaliteli ve trendy kıyafetleri bu mağazalardan bulabileceğinize emin olun. Ben de H&M'den şık straplez bir elbise aldım, bu elbiseyi İpekyol'dan aldığım üstü taşlarla süslü bir kemerle tamamladım. Ardından koşar adımlarla AVM içinde bulunan kuaför ve güzellik salonuna gittim. Toka'da saçlarım şekillendirildi. Sonra yine AVM içinde bulunan Krayolan'a gidip profesyonel bir makyaj yaptırdım. Elimde poşetlerim, beni ziyarete gelen bir arkadaşımla kısa bir süre alışveriş turuna devam ettim. Sonra da daireme geldim. Hemen giyindim. Valizimdeki kıyafetlerimle kıyafetimi tamamladım. Rezidansın özel araç hizmetinden yararlanmak için telefon ettim ve aracımın 15 dakika içinde kapıda olacağını öğrendim. Son kez aynaya baktım, yorgun ama keyifli bir şekilde gideceğim davetin yolunu tuttum. Bir gün içinde Brandium bana benim kadar koşuşturmacası olan birinin ihtiyaç duyduğu her şeyi verdi.
GÜVENLİ VE KONFORLU
İstanbul gibi dev bir şehirde, bekar ve tek başına yaşayan birinin hem kendini güvende hissedeceği, hem de aradığı her şeye ulaşabileceği bir yaşam projesi bulması pek de kolay olmuyor. İnsan 24 saat güvenliğin yanında; elinin altında bakım ve güzelliğiyle ilgili tüm mekanları, spor salonunu, mağazaları bulmak istiyor. Bir de mesleğiniz benimki gibi hızlıca her yere ulaşmanızı gerektiriyorsa; aradığınız şeylerin sayısı daha da artıyor. Bu proje tüm beklentilere cevap veriyor.
HER SANTİMETRESİ KULANILACAK ŞEKİLDE TASARLANMIŞ
Mesleğim nedeniyle o kadar çok ev projesine baktım ki, çoğu zaman bir kanepe ve bir masanın yerleştirilmesinin matematiksel olarak imkansız olduğu dairelerle karşılaştım. Oysa bu daire metrekare olarak küçük olmasına rağmen, her santimetrekaresi en rahat şekilde kullanılacak şekilde tasarlanmış.