'Çok Güzel Hareketler Bunlar' isimli programdan sonra yıldızı ATV'de yayınlanan 'Ankara'nın Dikmen'i' adlı dizi ile parlayan Bülent Parlak, hayatıyla ilgili bilinmeyenleri anlattı. Önceden halkın kendisine sokakta 'Tavukçu', şimdi ise 'Dikmen' diye seslendiğini anlatan Parlak, "Bu isimle seslenilmek ne kadar doğru ve başarılı bir iş yaptığımızın göstergesidir" dedi. İşte anlattıkları...
Oyunculuğa nasıl başladınız?
Oyunculuk, hayatımın her döneminde vardı. Birçok işte çalıştım, hatta bir dönem dershanecilik bile yaptım ama tiyatro başka bir şey. Kamu yönetiminde okurken bırakıp konservatuvara girdim. Ondan sonra da oyunculuk başladı. 'Bir Yastıkta' adlı bir dizide oynadım.
SENARYO BENİ ÇOK ETKİLEDİ
'Çok Güzel Hareketler Bunlar'la tanındınız ama 'Ankara'nın Dikmen'i' sizi daha tanınır kıldı, değil mi?
Evet, 'Çok Güzel Hareketler Bunlar' döneminde beni 'Tavukçu' diye çağırıyorlardı, şimdi 'Dikmen' diyorlar. Bu çok güzel bir şey. Size canlandırdığınız karakterle seslenilmesi, güzel işler yaptığınıza işaret.
'Ankara'nın Dikmen'i' dizisiyle bu başarıyı bekliyor muydunuz?
Bekliyordum. Senaryoyu okuduğumda, bu senaryonun seyirciyi güldürebileceğini biliyordum. İyi oyuncu kadrosu ve yönetimle, seyirciye ulaşabileceğine inanıyordum. Çok bilmişlik yapmak istemem, ancak hissetmiştim diyelim.
'Ankara'nın Dikmen'i'nin sevilme nedeni sizce nedir?
Yeşilçam'dan biliriz ki; zenginyoksul ilişkisi iş yapar. Bu aslında dünya sinemasında da böyle... Bunun dramı da, komedisi de yapılabiliyor. Biz, bunun komedisini yaptığımız için avantajlı başladık. Karakter bende hazırdı, biraz da üzerinde çalıştım. Sevilmesindeki bir neden de, dizideki tüm arkadaşlarımın iyi oynamasıdır. Bizim seyircimiz iyiyi ve kötüyü çok iyi anlıyor.
Özellikle 'Dikmen' rolünden sonra sokakta insanların beğenileri arttığı için başınızın döndüğü oldu mu?
Dönüyor... (Gülüyor) Bazen yoruluyorum. Bir mekana gidiyorum, bir anda 100 kişi fotoğraf çektiriyor. Bu çok güzel bir duygu. O insanlar, beni sevdiği için fotoğraf çektiriyorlar. Ama bazen insanlara sevgilerinin karşılığını verememişim gibi hissediyorum. O yüzden ne kadar fotoğraf çektirirsem, o kadar mutlu oluyorum.
GÜVENİM ARTTI
Şöhret sizi değiştirdi mi? Şımarık mısınız?
Şımarmak değil ama insanın kendisine olan güveni artıyor. Sizin bahsettiğiniz anlamdaki şımarıklık, burjuva sınıfına ait bir şey. Bu tip şımarıklığa bizde 'Zengin bebesi şımarması' derler. Ben hayatım boyunca bundan nefret ettiğim için, o tip şımarıklığın içerisine girmem. Bende şımarma olmaz. Şımarmak karakterle ilgili bir şey. Ben aptal insanların şımaracağını düşünüyorum. Zeki gibi görünen çok aptal insan olduğunu görüyorum. Onlarda olur o şımarıklık.
'RECEP İVEDİK' VE 'DİKMEN' ÇOK AYRI
'Dikmen' karakterini 'Recep İvedik'e benzetenler oldu. Siz bu konuda ne diyeceksiniz?
Duydum ben de. Güldüm geçtim. Çünkü 'Recep İvedik'le 'Dikmen'in alakası yok. 'Recep İvedik' izlediğim ve güldüğüm bir karakter. Eğer bu eleştiriyi yapanlar, azıcık televizyon takip ediyor olsalardı; 'Çok Güzel Hareketler Bunlar'da 'Dikmen'e benzeyen en az dört karakterde oynadığımı bilirlerdi. 'Recep İvedik' de, 'Dikmen' de İç Anadolu'dan. Aynı bölgenin insanları birbirini anımsatabilir ama 'Bu onun benzeri' demek çok acımasızca.
ÇOK YAKINDA KENDİ FİLMİMİ YAPACAĞIM
Peki bir sinema filminde oynamayı düşünüyor musunuz?
Çok teklif geliyor ama ne yazık ki ülkemizde güzel film senaryosu az yazılıyor. Sinema, benim için bir tutku ve oynamayı çok isterim. Şimdi bir senaryo yazıyorum, bitmek üzere... Kısa süre sonra kendi filmimi yapacağım. Televizyondan vakit kaldığı zaman da çekeceğim.
Dizi süreleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bizler ağır işçiyiz ve kimse bizimle ilgilenmiyor. Buradan yetkililere sesleniyorum; günde 16-17 saat çalışıyoruz. Sette çalışan arkadaşlarımız ölüyor. Hasta arkadaşlarımız zamansızlıktan doktora gidemiyor. Bunun önüne geçilmeli.
