Türk
televizyon tarihinin efsanevi spikeri Halit Kıvanç, 90 yaşında... Kıvanç, Esquire dergisine hayatının dönüm noktalarını anlattı...
Cumhuriyet ilan edildikten iki yıl sonra doğdum. Doğduğum tarih aslında 1925 değil: 1341. Ben doğduktan iki ay sonra takvim ve ölçüler değişmiş.
'BİRDEN SUSMUŞUM'
Yaşımı doldurmadan konuşmuşum ama sonra birden susmuşum. Komşu, "Kanaryanın suyunu içirirsek hemen konuşur" deyip suyu içirmiş bana. Gerçekten de dilim açılmış. O günden beri hiç susmadım.
Üniversitede hukuk bölümünü bitirdikten sonra yargıç olarak Siirt Kozluk'a atandım. İlk kez uçağa binenlerden biriydim. Vardım ki; ne lokanta, ne dükkan, ne de telefon var. Orada üç ay kalabildim.
İstanbul'da avukat olarak üç davaya girdim. Üçünde de tam savunma yapacağım; hakim davanın düştüğünü söyledi. Üç davayı da tek kelime etmeden kazandım. Baroya girip "Beni konuşturmayan meslekte yokum" deyip istifa ettim.
Maç spikerliğine başlamam şans eseri oldu. Fenerbahçe- Dinamo maçında spiker Niyazi Sel, "Halit, ben devre arasında soyunma odasına gideceğim. Sen o zaman konuşursun. Ben ikinci yarıya yetişirim" dedi ama yetişemedi. Anlayacağınız, ilk yayınımı mecburen yaptım.
'SESİME ÇOK İYİ BAKARIM'
1960 İhtilali'nde radyoda Alparslan Türkeş'ten sonra konuşan ilk kişi oldum.
Eşimle 60 yıldır evliyiz. Uzun evliliğimizin sırrı; birbirimizin kişisel arzularına saygı göstermemiz.
Sunuculuğa başladıktan sonra sesimi korumak için hemen sigarayı bıraktım. Hâlâ sesime çok iyi bakarım. Çekimim varsa dondurma bile yemem.
Pele'yle dünyada röportaj yapan ilk kişiyim. Gazeteciler, Brezilyalı takımla röportaj yapıyordu; baktım 17'sine yeni girmiş Edson Arantes Do Nascimento'nun başında kimse yok. Gidip onunla konuştum. Kimsenin yüzüne bakmadığı o çocuk, efsane oyuncu Pele oldu.
Boşu boşuna konuştuğum bir maç var. Bir kez Brezilyaİngiltere karşılaşmasını naklen anlattım. Teknik arızadan dolayı hattı kesmişler; maçı benden başka hiç kimse dinleyemedi.
60 yıldır sunucuyum ama en büyük rekorum, 20 Dünya Kupası'nın 10'unu radyo ve televizyonlarda sunmuş olmam.
TV dünyasının ilk yarışmasını beş sene sundum. Papa'yla röportaj yapan ilk Türk'tüm. 23 Nisan çocuk şenliklerinden birini Audrey Hepburn'le sundum.
Futbol, benim için aşk. Koyu Fenerbahçeli'yim ama yine de mikrofon başına oturduğum anda bir doktor gibi tarafsızım. Meslek hayatım boyunca övündüğüm tek şey de bu oldu.
Gençlere öğüdüm, hiç kimseyle kavga etmemeleri. Hayata atıldıktan sonra hiç kimseyle kavga etmedim. Beni kızdırmak için "Maçta beş yediniz" derlerse "Sekiz yemediğimiz için memnunum" derim. Kavga etmediğim için de gece rahat uyurum.
