15 yıl önce çıkan 'Çerkez Kızı' adlı albümüyle tanınan Sultana, yeni şarkısı 'Biz Neysek'i Cosmopolitan'a anlattı...
Müzik maceranız nasıl başladı?
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimari ve Çevre Tasarımı Bölümü'nden mezun olur olmaz Roma'ya gittim. Orada Massimiliano Fuksas ile çalışıyordum. Bir yandan da koroda soprano söylüyordum. Sonra San Francisco'ya gittim. Kwan Henmi Architects ile çalışmaya başladım. O esnada hobi olarak müzik dersleri alıyordum. Müzik de en az mimarlık kadar yaratıcılık gerektiriyor. Ritim ve müzik benim için hep önemliydi. İyi bir dinleyici olarak müzik ile ilgiliydim. Ta ki bir gün kendim söz yazmaya başlayana kadar. Albüm yapma hayali ile New York'a taşındım. 2000'de ilk albümüm 'Çerkez Kızı' çıktı.
Türk ezgileriyle Batı tınılarını birleştiren tarz nasıl ortaya çıktı?
Kayseri'de doğdum. İtalya ve Amerika'da yaşadım. Özümde hem Anadolu, hem de Avrupa kültürünü taşıyorum ve içimdeki bu dengeyi yaptığım müzikte en iyi şekilde yansıtmaya çalışıyorum.
'Biz Neysek'te kadının metalaştırılmasından bahsediyorsunuz. Albümün kadına yönelik şiddetin de arttığı bir döneme denk gelmesi bilinçli bir hareket olsa gerek...
Bu şarkıyı bir sene önce yazdım. Şiddet ve öfkeyi mekanizmamızdan çıkarmak her birimizin sorumluluğu. Mutlu ve huzurlu yaşamak varken, şiddet niye? Sevgi ve barış içinde yaşamak için anahtarımızdır. Benim de bir sanatçı olarak görevim bazı toplumsal meselelere ışık tutmak. Kadın eğitildiğinde ve bilinçlendiğinde daha iyi nesiller yetişmeye başlayacaktır.
ÇOCUKLUK MASALLARI DEĞİŞMELİ
Şarkıda 'Annem beni sana kul olsun diye doğurmadı, prensimi buldum sandım olmadı' diyorsunuz... Hayallerimiz mi büyük?
Belki de çocukken okuduğumuz masalların değişmesi gerekiyor artık. Küçükken şartlanmaya ve beklentiler altına girmeye başlıyoruz. Beyaz atlı prens hayalleri içinde geçebiliyor bazen ömürler ama gerçek sevgi kişinin içinde. Dışarıda aramaya gerek yok. Bu sevgiyi biriyle paylaşmak isteyebilir kişi. O da kendisinin seçimine kalmış bir konudur.