Tamam Venessa Redgrave'e büyük saygımız ve sevgimiz var. Ama Franco Nero'nun bizdeki yeri çok başka. İtalyan oyuncunun filmografisine bakınca, neredeyse çalışmadığı yönetmen kalmadığını görürsünüz. Bunuel'den John Huston'a, Fassbinder'den Tarantino'ya kadar kimlerle çalışmadı ki... Kovboy (western) filmlerinin Avrupa'daki en popüler oyuncularından biridir. Kendisi, Tarantino'nun çektiği 'Zincirsiz/Django Unchained' filminin uyarlandığı 'Django'nun başrolünde oynayan isimdir. Uzatmayalım, o da bir efsane; tıpkı eşi Redgrave gibi... Franco Nero, Uluslararası Antalya Film Festivali'ne gelince, görüşmek istedik. Ama kendisi bir an olsun sevdiceği Redgrave'in yanından ayrılmıyordu. Festivalin son günü bir araya gelebileceğimiz söylendi. Birkaç sinema yazarı dikildik karşısına. Ama önce çarşıya gidip kovboy şapkası aradık; bulamayınca hasır şapka aldık. Oyuncakçıdan da eski tip birkaç silah... Eğer Nero kabul ederse düello yapacaktık. Belki ölecektik ama varsın ölüm onun kurşunlarıyla olsun! İşte Nero ile muhabbetimizin detayları:
'CLINT'LE ÇALIŞMAK İSTERDİM'
"Fransız, İngiliz, Alman, Amerikalı; yani çok farklı ülkelerin yönetmenleriyle çalıştım ve bunun için kendimi şanslı hissediyorum. Yönetmen olarak bir tek Clint Eastwood ile çalışmadık; onunla da çalışmak isterdim."
'WESTERN HEP MODA'
"Western filmlerin modası geçti mi, emin değilim. Mesela Tarantino, 'Zincirsiz/Django Unchained'i çekti, western filmleri tekrar gündeme geldi. Onun son filmi 'The Hateful Eight' de bir western. Bu filmde başarılı olursa, yeni western'lere kapı açılır. Size müjdeli bir haber vereyim: Oscar adaylığı bulunan yönetmen John Sayles, 'Django Lives!' adıyla 'Django'nun devamını çekecek. Bu filmde oynayacağım."
'TARANTINO İLE TANIŞTIK'
"20 yıl önce bir festivalde İspanyol bir yönetmen, Tarantino'nun bana çok hayran olduğunu söyleyip 'Mutlaka seninle tanışmak istiyor' demişti. Tarantino, 'Soysuzlar Çetesi' filminin çekimleri için Roma'ya geldiğinde 'Franco ile tanışmadan buradan gitmem' demiş. Buluştuğumuzda, 14 yaşında videocuda çalışırken bütün filmlerimi izlediğini anlattı. Filmlerimden replikler, şarkılar söyledi; inanamadım. 'Zincirsiz/Django Unchained'i çekmeden önce beni arayıp oynamam gerektiğini söyledi. Senaryoyu okudum. Bir fikrim vardı; pek sıcak bakmadı. Sonra iki 'Django'nun karşılaştığı sahne fikri gelişti ve filmde oynadım. Film gösterildikten sonra Amerika'da buluştuk. Bana çok teşekkür etti ve 'En başarılı filmimi çektim, emeğin büyük' dedi."
'30 MİLLETTEN İNSANI OYNADIM'
"Bir film geldiğinde önce senaryoyu okurum, sonra da yönetmenine bakarım. Eğer senaryo kötüyse o filmde oynamam. Binlerce senaryo reddettim. O reddettiklerim arasında ABD ve İtalya'da büyük başarı kazanan filmler de vardı. Yine de 200'den fazla filmde çalıştım. Bunun için ayrıcalıklı görüyorum kendimi. 30 milletten insanı canlandırdım. Böyle biri daha yoktur herhalde. 50 yıldır bu meslekteyim, hâlâ çocuk gibi heyecanlanırım. Oğlum Carlo Gabriel Nero, benim hakkımda bir belgesel çekmişti, adı da 'Bin Yüzlü Adam'dı. Öyledir benim hikayem. Her türde film yaptım ve hep yüzümü değiştirdim."
'ESKİ FİLML ERİN TADI YOK'
"Ben sinema konusunda eski kafalıyım. Sinemada öykü seviyorum, görsel efektler değil. Çünkü filmler, insanlarda duygu uyandırmalıdır. Galiba sinema için film yapma dönemi bitti. Eskiden bir yazar öyküsünü yazıp yapımcıya gider, ikna etmek için adeta o filmi oynardı. Şimdi bu bitti. TV'nin kölesi oluyoruz. Nedir şimdiki filmler; 'bang, bang, bang' herkes birbirine ateş ediyor. Eskiden film çekerdik, şimdi görsel efekt çekiyorlar. Eski filmlerin tadı yok artık!"
'AŞKIMIZIN BELKİ BİR GÜN FİLMİ YAPILIR'
"Vanessa ile 1967'de 'Camelot' filminde tanıştık ama bir süre sonra ayrıldık. Onunla yıllar yıllar sonra tekrar bir araya geldik. Evet, belki bir gün bunun hakkında bir film yapılır. Zaten 'Letters to Juliet' adlı bir filmde oynamıştım. Filmde 50 yıl önceki aşkını bulmak için İtalya'ya giden bir kadının yaşadıkları anlatılıyordu. Bizim aşkımız biraz ona benziyor."