Çeşitli deniz ürünleri ve kırmızı ette olduğu gibi, balık yerken de dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Türk mutfağında sarsılmaz bir yeri olan balığın elle yendiğinde daha lezzetli olduğu yönünde bir görüş var. Ancak bazı yemek kültürü uzmanları da balığın özel balık çatalı ve bıçağıyla yenmesi gerektiğini söylüyor. Boyutları ve türlerine göre de balık yeme kuralları değişebiliyor. İşte şık bir balık restoranında masaya oturduğunuzda aklınızda bulunması gereken bazı noktalar:
Barbunya, tekir, uskumru gibi küçük balıklar; bıçakla sırtından iki eşit parçaya ayrılır. Kemikli kalan kısmın kuyruk tarafında, etle kemik arasına bıçak sokulup çatal yardımıyla kemik başa doğru sıyrılır. Baş kısmındaki kemik, hafif bir baskıyla kırılır. Kalan etler çatal-bıçakla yenir.
Levrek, kefal ve mercan gibi büyük balıkları yerken, balığın başından kuyruğuna kadar bıçakla bir çizgi çizilir. Deri kaldırıldıktan sonra alttaki et tabakası bıçakla kesilir ve etler çatalla yenir. Baş kısmındaki kemik kırılır. Kemik, hafifçe etten sıyrılarak yukarı kaldırılır ve tabağın kenarına konur. Bu kısım da bıçakla kesildikten sonra çatalla yenir. Büyük balıklar, genellikle sofraya dilimlenmiş ve ayıklanmış olarak getirilir.
Hangi balık olursa olsun, önce baş kısmını çıkarmaya dikkat edin. Gümüş gibi çok küçük balıklar, başıyla birlikte yenilebilir.
Restoranlarda yer alan özel balık bıçağının kesiciliği yoktur. Bu bıçağın ağzı yassıtılmıştır. Normalde olduğu gibi sağ elde bıçak, sol elde çatal bulundurulur.
Balık yerken, kılçıklar gelişigüzel bir şekilde ayıklanmaz, tabağa rastgele atılmaz veya sofranın üzerine konulmaz. Kılçıkları, balık tabağının belirli bir kenarına toplamak, yemek bitince kılçıkları tabağın ortasına itmek gerekir.