Çağan Irmak'ın son filmi 'Nadide Hayat'ta oynayan Batuhan Begimgil; filmindeki rolüyle genç kızların gönlünü fethetiyor. Begimgil, mesleği ve görüntüsünden dolayı, biraz mesafeli görünse de; tanıdıkça kararınızı değiştiriyorsunuz. Oyuncuyla hem 'Nadide Hayat'ı, hem de kendi hikayesini konuşmak için Karaköy'deki Short Black Cafe'de buluştuk...
'Nadide Hayat'ın çekimleri nasıldı?
Keyifliydi; su altı çekimleri yaptık. Aslında bu konuda deneyimim yoktu. Eğitim aldım. 5 metre derine daldık ama zor sahneler vardı, mesela bir yerde kafa kafaya çarpışmamız gerekiyordu.
Filmde Demet Akbağ gibi bir ustanın karşısında heyecanlanmadınız mı?
Çocukluğundan beri hayranı olduğun ustalarla çalışmanın heyecanı hiç kaybolmuyor. Demet Akbağ gençliğinden dolayı bir şeyinin eksik kaldığını düşünmüyor. Senin de bir birey olduğunu kabul edip fikirlerine değer veriyor.
Ben biraz da Batuhan'ın hikayesini merak ediyorum...
Batuhan küçükken de oynamayı çok severdi. Çocukluğumdan beri içimde var olan bu tutkuyu hayata geçirme şansına eriştim.
Bu artistlik doğuştan mı?
Artistlik değil ama oyunculuk öyle sanırım. Zaten çocukluğumdan beri hep tiyatro yapıyordum. Fotoğraflarım var; 7 yaşımdayken, elimde baltayla Kızılderili pozlarımı gösterebilirim. Ama ilkokulda genelde hep prens olurdum.
Ailenizdeki isimler genelde mekanik meslekleri icra ediyorlar...
Evet, ailemin pek çok ferdi mühendis olduğu için hayata hep sayılarla bakıyorlar. Tabii onlara bir şeyleri ispat etmem gerektiği için inşaat mühendisliği okuyorum; son senem. Onları mutlu ettikten sonra, ben de kendi istediğimi yapmaya başladım. Oyunculuk eğitimine biraz fazla önem verdim. Kamera önü oyunculuk eğitimi aldım ve sonra dizi projeleri gelmeye başladı. 'Elde Var Hayat' dizisinde oynadım. Sonra 'Medcezir' dizisi geldi; benim için büyük bir şanstı. Bir gün, oyuncu arkadaşım Cem Avnayim; "Bak, burası Ay Yapım'ın ofisi" dedi. Ben de döndüm "Bir insan oyunculuk yapıyorsa, böyle bir şirketle çalışmalı" dedim. Ertesin gün Ay Yapım'dan aradılar. Konuşup anlaştık. Tılsımlı bir adam olduğuma inanıyorum.
Oyunculuk mu, şöhret mi daha ağır basıyor?
Popülerlik çok güzel. Kesinlikle 'Popülerlikten nefret ediyorum' gibi bir tavrım olamaz. Düşünsenize, çok fazla insan sizi sevdiğini söylüyor. Bu inanılmaz bir duygu. Bu aşamaya gelmeden önce de oyunculuktan aynı keyfi alıyordum.
Ailenizdeki akademik donanım ve sanayici baba dikkat çekici... Aristokrat bir kültürde mi büyütüldünüz?
Bu durumun getirileri de oluyor. Adab-ı muaşeret dersleri alabiliyorsunuz ama benim ailem sıcak bir ailedir. Evde topuklu ayakkabıyla gezen bir ailem yok. Babam ve annem; köfte ekmek yemeyi de sever, suşi yemeyi de...
Hayatınız statikken, şimdi bohem bir dünyadasınız...
İnşaat mühendisliğinde staj yaptığım zaman, geceleri şantiyede geçiriyordum, iki gün eve gidemiyordum. Öyle bir çalışma hayatını gördükten sonra, bu işin de kolay olmadığını gördüm ama en azından sevdiğin iş için bedel ödüyor olmak güzel bir his. Sette hiçbir zaman 'Yeter ya!' demedim.
Ringde birini bayıltınca oraya geri dönmedim
Sporla haşır neşirmişsiniz...
Küçüklüğümden beri at biniyorum. Yıllarca lisanslı basketbol oynadım, sonra üç yıl lisanslı kickboksla uğraştım. Ama ringde yanlışlıkla birini bayıltınca; oradan ayrıldım, bir daha da ringlere dönmedim.
Sosyal faaliyetleri bolluk içinde bir geçmişe sahipsiniz. Bu motivasyonu sağlayan şey, zenginlik mi?
Hiçbir zaman zengin çocuğu kafasında büyümedim. Basketbol ve kickboks aslında sokakta bile yapılabilecek sporlar. Binicilik, daha doğrusu at yetiştiriciliği de biraz ailemin hobisi gibiydi; onların yönlendirmesiyle başladım. Hayvan sevgisi gerçekten çok önemli.
Hovarda biri değilim
Özel hayatınıza dikkat etmeye başladınız mı?
'Nadide Hayat' filminin hem kendi süreci, hem de lansman süreci öyle yoğun geçti ki; açıkçası kendime çok fazla vakit ayıramadım. Özel hayatımdan ziyade, iş hayatımla ilgiliyim bu sıralar.
Yalnızız o zaman...
Yalnızlık ömür boyu... (Gülüyor)
'Çapkınım, hovardayım, geziyorum, para yiyorum' mu diyorsunuz o zaman?
Bu tarz şeyler mi lazım; o zaman ben sıkıcı bir adamım. Hovarda bir adam değilim... Gerçekten istediğim insanla ömrümü geçirmek isterim.
Bu kişinin genç yaşlarda karşınıza çıkacağına inanıyor musunuz?
Bizim jenerasyonumuz, eskilere göre daha çabuk tüketiyor. O yüzden bilemiyorum ama bu kişi şimdi de karşıma çıkabilir, 40'lı yaşlarımda da çıkabilir. Hayatımda birinin olmasını ve bir şeyleri paylaşmayı isterim.