Bu yılki 66. Berlin Film Festival'inde Generation K Plus dalında Kristal Ayı'ya aday gösterilen 'Rauf' isimli filmin ekibi, geçtiğimiz günlerde Berlin'de yapılan ödül törenine katıldı. Yapımcılığını Aslan Film ve Peri Film'in birlikte üstlendiği 'Rauf', büyük ilgi gördü. Kırmızı halıda toplu halde poz veren film ekibi, bol bol imza dağıttı. 'Rauf', festivalin son gününde ikinci kez gösterim yaptı. İzleyiciler, biletleri bir hafta öncesinden tükenen Cinemax Postdamer Platz salonunu doldurdu. Filmin sonunda uzun süre alkışlanan filmin yapımcısı Selman Kızılaslan, filmle ilgili merak edilen soruları da cevapladı:
Bir izleyicinin "Filmde dağa gitmekten bahsediliyor. 'Rauf','Dağa gitmek ne demek?' diye soruyor. Nedir dağa gitmek?" sorusuna Kızılaslan şöyle yanıt verdi: "Bir çocuğa şiddet ve silah anlatmak istemem. Şöyle diyelim; dağa gitmek aslında bir kaçış, umutsuzluktan bir kaçış... Sorunlarının çözüleceğine, daha güzel bir geleceğe kavuşacaklarına dair umudunu yitiren genç insanlar, başka bir gelecek var mıdır sorusuyla belki de yanlış umutlara kapılıp dağa çıkıp çarpışarak bir çözüm arayışına giriyorlar. Aslında bu yüzden çözümün değil, sorunun bir parçası oluyorlar. Hayatlar yitiyor."
'İŞTE RAUF BU!'
Film beş hafta kış sahneleri, bir hafta da bahar sahneleri olmak üzere altı haftada çekildi. Ancak bir çekim süresinde tamamlandı. Ancak kışın bitmesi, baharın gelmesi beklendiği için çekimler altı ay sürdü.
'Rauf', yüzlerce seçenek arasından bulundu. Yönetmenler Barış Kaya ile Soner Caner, çocuğu ilk gördüklerinde "Tamam, işte Rauf bu!" dedi. Alen (Gürsoy), aylarca oyuncu koçuyla birlikte çalıştı.
Çocukların bazı sahnelerde eldivenleri bile yoktu. 'Rauf' rolünü oynayan Alen için bu zordu. Çünkü Alen İstanbul'dan geldi. Önceleri uyum sağlamakta zorlandı ama zaman içinde o da uyum sağladı.
BÜYÜKANNE HAYATTA
Selman Kızılaslan, filmdeki yaşlı kadının son sahnede neden olmadığıyla ilgili bir soruyu şöyle yanıtladı: "Biz boş sandalyeyle onun da öldüğünü sembolize etmek istedik. Gerçekte çok şükür hayatta ve sağlıklı, merak etmeyin... Senaristimizin büyükannesi kendisi... O, dağa giden oğlunu umutsuzca bekliyor filmde... Hayata küsmüş ve kırgın."