Ünlü müzik adamı Burhan Bayar, yüzlerce albüme gitarı ile imza atan Erdinç Şenyaylar ve bağlama virtüözü Ahmet Koç'un bir araya gelerek hazırladığı 'İstanbul Ses Kayıt' albümü çıktı. Klasik müzik ile başlayıp sonrasında arabesk müziğe damga vuran eserlere imza atan Bayar ile yeni projesini konuşmak için Taksim'deki CVK Park Bosphorus Hotel'de buluştuk. Daha 17 yaşında 'Mutlu Ol Yeter'in bestesine imza atan Bayar; müzik hayatının bilinmeyelerini ilk kez GÜNAYDIN'a anlattı...
Proje nasıl ortaya çıktı?
Ahmet Koç bir sabah beni arayıp "Abi bir proje var" dedi. Polat Yağcı ile de konuştuğunu, onun da onayladığını söyledi. "İyi" dedim, başladık. Aslında bayağı zor oldu. Herkes kendi başına işler yönettiğinde her şey kolay oluyor fakat üç tane canavar bir araya geldi mi; stüdyoda bayağı birbirimizi yedik. (Gülüyor) İki sene sürdü çalışmalar; çaldık çaldık beğenmedik, provalar yaptık. Sonrasında Polat Yağcı "Birkaç tane eseri seslendirelim" dedi; bize de mantıklı geldi. Serkan Kaya ve Hakan Altun; İbrahim Tatlıses şarkıları söyledi.
PARA İÇİN YOKUM
Bu kadar ustanın bir arada olduğu çalışmada ego sorunları yaşanıyor mu?
Bütün insanlarda her tür huy var ama önemli olan geçinebilmek. Başından "Biz bunu müzik olarak yapabileceksek ben varım. Sadece para için ise benim işim olmaz" dedim. Müzik yapıyorsun ama stüdyodan sonra deli gibi bir ticaret var. Polat Yağcı bizi yönlendirdi, kafamızdaki o düşünceleri attı.
Albümü bilgisayar kullanılmadan, tamamı yalın enstrümanlar ile yapmanız sizi zorladı mı?
43 yıllık stüdyo işçiliğim var, binlerce albüm yaptım. Bu insanlar ile biz zaten beraber çalışıyoruz. İlk defa kendimize ait bir sound oluşturalım istedik ve çok prova yaptık. Kayıt ettik, notalar yazdık, üzerinde defalarca çalıştık. Yeni bir şey bulmak için anca kalbimizden geçeni yapmamız gerekiyordu. Onu da iyi bir şekilde yaptık.
Arabeske damga vuran birçok beste size ait ama siz hiçbir zaman kendinizi öne çıkarmadınız...
Zihnini temiz tuttuğun zaman dünyadaki bütün güzellikler senin önüne gelir. Planlar yapıp işin içine hırs, kin ve hesapları kattığın andan itibaren mutlu olman mümkün değil. İlham dediğin şey neticede kozmik zerrecikler... İşine odaklandığın zaman hangi iş olursa olsun başarırsın. Hayatımda hiç övünmedim, 'Benim bestelerim' diyerek öne çıkmadım. Türkiye'deki bütün yıldızlarla çalıştım, stüdyolarını yaptım ama onlarla bir tek fotoğrafım bile yoktur. Onlarla da hiç övünmedim ama müzisyenliğimle hep övündüm. Çok çalıştım ve hâlâ da çalışıyorum. Rabbimin hediyesi diyorum, ona teşekkür ediyorum. Bu kadar insanın şarkılarımı alıp okuması güzel bir şey.
Bu kadar insanın yüreğine dokunan eserler yaratabilmek için neler yaşamış olabilirsiniz?
Daha çok, benim yaptığım müziklerin söz yazarları enteresan tipler. Oradan gelen mesajlar var. Rabbimin hediyesi; beni güvenli gördü, bana verdi. Bunların çalınması, hazırlanması büyük bir emektir. Bu eserler böyle olsun diye hayatım stüdyolarda geçti.
ÇOK ZENGİN OLABİLİRDİM
Birçok ünlüyle çalıştınız ama İbrahim Tatlıses ve rahmetli Müslüm Gürses'in eserlerinde oldukça fazla imzanız var. Sizden bu iki ismi karşılaştırmanızı istesem...
Müslüm Gürses aynı mahallede oturduğum, çocukluk arkadaşım. Müziğe de birlikte başladık. Allah rahmet eylesin, sevdiğim bir dostumdu. İbrahim Tatlıses ile de 1977'de tanıştım; kendisi hâlâ abim. Kimsenin ruhu birbirine benzemiyor. Bir de bizim meslekte 'en' yok; en iyi okuyan, çalan, yazan... Öyle bir şey olmadığı için ikisini ayıramıyorum. Bu iki ismi tartışmaya da gerek yok. İkisi de Allah tarafından ödüllendirilmiş kişiler.
Binin üzerinde eseriniz var. Telif geliri olarak iyi bir kazanç elde ediyor musunuz?
Bu ülkede telif meslek birliklerinin başındakiler adil olsalardı, şu anda ilk 100'ün arasındaydım. Yapımcıların ödediği dışında dışarıdan gelen bir şey yok. Uzun mevzular var da konuşmak istemiyorum. Türkiye'de telifin yönünü değiştirecek bazı davaları kazandım. Adaletsizlik oluyor, herkes para alıyor, bir tek besteciye yok. Her şarkıcı; her şarkım için kumbaraya bir tane 1 lira atsaydı, günde bana bir TIR 1 lira gelmesi lazımdı.
Günümüz şarkılarını nasıl buluyorsunuz?
Allah herkese bir ruh vermiş. Fikir yaratmak dünyanın en büyük, en kıymetli ve en pahalı şeyi. Birinin yarattığından sen bir şeyler alıp da bundan fotokopi çekip bin tane beste üretiyorsan; bu çok büyük bir kaos yaratır. Şu an olduğu gibi.
Müziğin genel geçer evrensel bir formu var mı?
Müzik ruhun sesidir. Dünyada da bu böyledir. Bir tablo ya da heykele bakıp ağlayamazsın ya da oynayamazsın ama müzik sana bunların hepsini yaptırır; direkt ruha vurur.
Bu proje için oluşturduğunuz takım elbiseli, gözlüklü imajınızla, sizi ünlü besteci Ray Charles'a benzettim.
Kendisini iyi tanırım, müziklerini de severim. Çocukluğumuzun idollerinden biridir. Çocukluğum Adana'da geçti. İncirlik Üssü'nden dolayı, Charles'ın birçok plağını Türkiye'de herkesten önce dinleme şansı elde etmiştim. Beni ona benzettiğiniz için size teşekkür ederim. O zaman ben de bir şey söylemek isterim; ben de sizi Serkan Kaya'ya benzettim. (Gülüyor)
LİBYA'DA 12 BİN DOLARA ÇALIŞABİLİRDİM
"Mesleğe klasik müzik ile başladım. Arabeske girişim daha sonra oldu. Aslında İstanbul'da eğitimini aldığım mimarlığı bitirip Libya'da 12 bin dolar maaş ile çalışmak, sonrasında da Amerika'ya gitmek vardı aklımda. Fakat İstanbul'daki müzisyenlerin işi çok iyi bilmediğini görünce burada kalmak istedim."
ERDİNÇ ŞENYAYLAR
Bu müzik beni tamamlıyor
Aslında bizim birlikteliğimiz bir anlamda gönüllerin buluşması oldu. Burhan Abi, baba dostudur. Kendisinin bana bugüne kadar çok desteği olmuştur.
Ben değişik tarzlarda müzik yaptım; esnek biriyim, görev adamıyım. Beni her yerde kullanabilirsiniz ama Burhan Abi ile çalışmak benim için çok güzeldi. Onun parçalarını içtenlikle çaldım.
Burhan Abi'nin müziği bize dokunuyor. Ben müziğin çok uçlarına gittim ama bu topraklarda yaşadığım için bu müzik beni tamamlıyor. Herkes de burada kendini buluyor.
AHMET KOÇ
Yalın müzik iddiasıyla yola çıktık
Dinleyiciye yansıttığımız müzik; bizim gidip enstrümanlarımızı alıp hemen çaldığımız müzikten çok da farklı değil. Biz yalın müzik iddiası ile yola çıktık. Büyük orkestralarla müzik yapılmasına doyduk; bu nedenle en yalın ne yapabiliriz diye düşündük.
Öncelikle hepimiz çok eski dostuz, birlikte çok çalıştık. Gerginliğin olduğu yerde ortaya çıkan negatif hisler dinleyiciye ulaşıyor ve belki de yapılan işlerin beğenilmemesi bundan kaynaklanıyor. Ama biz iyi dostuz, birbirimizi iyi tanıyoruz.
Şöyle bir amacımız var; sadece müzik yapmak istiyoruz. Başka sanatçıların da gelip 'Biz de sizinle çalışabilir miyiz?' demesini istiyoruz.