Dokuz yıldır atv'nin fenomen programı olan 'Müge Anlı ile Tatlı Sert'in sunucusu Müge Anlı; kulisinin kapılarını ilk kez atv Haber'den Nihan Günay'a açtı. Anlı; programının perde arkasını, torunum dediği Lokum'u ve müzik tutkusunu anlattı...
Bugün kulisin bir de misafiri var; köpeğiniz Lokum.
Buradaki seyircilerimiz diyorlar ki; "Müge Hanım'ın torunu kız mı, erkek mi? Ona göre ona yelek öreceğiz." Diyorum ki; "Tamam örün ama altı biraz kısa olsun." Bir de sağ olsunlar çok güzel hediyeler gönderiyorlar. Ama Pekinez'e göre alınan kıyafetler benim oğluma biraz küçük geliyor.
BENİM BİR TARZIM VAR
Her gün üç saat canlı yayındasınız. Bu her zaman güzel ve bakımlı olmayı da gerektiriyor. Güzellik sırlarınız var mı?
Kendini güzel hisseden birisi değilim, güzellik sırlarım da yok. Hiçbir şey kullanmıyorum, bir kremim bile yok çünkü alerjim var her şeye.
Saçlarınızı da çok değiştirmiyorsunuz.
En fazla üç farklı modelle görüyoruz sizi...
Kıyafetlerinizde de genellikle elbiseyi tercih ediyorsunuz...
Evet, kıyafetlerimin tarzı bellidir, saçımın da. Bu bir tarz meselesi. Her gün farklı kıyafetlerle, farklı saç modelleri ile de çıkılabilir ama Müge Anlı kıyafeti diye bir tarz var. Ne mutlu bana böyle bir stil oluşturmuşum.
RAHATLIĞI SEVİYORUM
Başarıya giden yollardan biri tarz sahibi olmaktan geçiyor aslında, öyle değil mi?
Birinin ismini söylediği zaman neyle hatırlanacağın önemli elbette ama şunu da söyleyeyim; benim çok da fazla kıyafet seçecek, saç modeli belirleyecek vaktim yok. Bunlar televizyona çıktığımız için mecburen yaptığımız şeyler, hiç yapmadan çıkmak daha da hoşuma giderdi aslında; eşofmanlarla böyle, olduğum gibi.
Daha rahat oluyor insan. İnan içimden geçmiyor da değil.
Rahatlığı seviyorum ama seyirciye de saygım var.
Kıyafetleriniz çok beğeniliyor ama...
Yılda 200'e yakın elbise dikiliyor bana. Onları programda giydikten sonra isteyen izleyicilerimize gönderiyoruz.
Kimi nişanında, kimi mezuniyetinde giyiyor. Sonra fotoğraflarını gönderiyorlar, biz de çok mutlu oluyoruz.
Yıllardır aynı ekiple mi çalışıyorsunuz?
İyi bir şey buldun mu bırakmamak için çaba harcamalısın.
Bizim ekip aynıdır hemen hemen; çok az değişiklik olur bizde.
Canlı yayında faili meçhul cinayetler çözülüyor, kayıplar sevdiklerine kavuşturuluyor, tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olanlara ulaşılıyor...
Tam bir sosyal sorumluluk projesi aslında.
Valla bizim ekibimiz çok çalışıyor; ciddi bir sosyal sorumluluk projesinin temel taşları olarak hareket ediyorlar ve bundan çok da büyük mutluluk duyuyorlar. Mesela meslek hayatlarına sadece bizim programımız ile başlayanlar var.
Başka bir programda çalışırlarsa 'Oh be ne rahatmış. Sadece program yapmak denen bir şey varmış, biz neler yapıyorduk' diyecekler. Ama 20 yıllık bir deneyimden sonra böyle bir programa başlayınca, kabınıza sığamıyorsunuz. 'Madem bu kadar uzun saat televizyon ekranındayım, bu kadar insanın teveccühü var, sizi destekliyorlar; o zaman ben de onlara daha fazla hizmet edeyim' diyorsunuz.
Hayırseverlerimizin desteği ile yılda onbinlerce kişiye ulaşma imkanı yakalıyoruz.
Kitabı yazılır bu işin; öyle söyleyeyim.
İhtiyacı olan okullara binlerce kırtasiye malzemesi de gönderiyorsunuz...
Bir gün kabarık bir dosya geldi; okullar kırtasiye malzemesi istemiş. Bizde o kadar malzeme yok. Çıktım yukarı, sağı-solu aradım, bizim kanalı aradım, Sabah Gazetesi'nin promosyonları oluyor ya, onlara baktım; fakat o kadar yok.
Gözlerim dolu dolu oldu; biz nasıl hepsine yetişeceğiz diye.
Tam o sırada aşağıdan bir arkadaş geldi heyecanla ve dedi ki:
"Müge Hanım şu anda bir kamyonet yanaştı; içinden 600 tane bot, 600 tane mont, 600 tane kırtasiye seti çıktı. "Allah'ım sana şükürler olsun" dedim.
Siz gerçekten yardım etmek isterseniz, gelen yardımlar da bitmiyor. Herkese bir şekilde yetişmeye çalışıyoruz. Benim gönlü çok güzel olan bir ekibim var. Gerçekten bu iş, sevgisiz, isteksiz, 'bir yerde çalışıyorum' zihniyetiyle yapılmaz.
Stresimi kanunla atıyorum Dua etmeden yayına çıkmam
Kulisinizin bir tarafında kanun, diğer tarafında da ders notları var...
Hukukta yüksek lisansı bitirdim. Bu sene de İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü'nde okuyorum. Bazen izleyicilerimiz soruyor; "Neden yüzünüz şiş?" diye. Sabaha kadar ders çalışmaktan çünkü tüm notları elimle yazıyorum.
Peki ya kanun?
Kanun çalıyorum dersem ayıp olur tabii. Haftada üç gün kanun dersi alıyorum.
Stresimi müzikle atıyorum.
Yayına çıkmadan önce yaptığınız bir uğurunuz var mı?
Dua ederim. "Allah'ım kimsenin günahını almayayım.
Beni yanıltma, şaşırtma" diye her gün dua ederim. Allah yanıltmasın, şaşırtmasın hiçbirimizi; riskli bir iş yapıyoruz.