İstanbul Film Festivali'nde sona yaklaşılırken, benim için festivalin en'lerini yazmak bir gelenek halini aldı. Lafı çok uzatmadan, festival maratonunda not ettiğim en'leri sizinle paylaşayım:
En uzun film: Jacques Rivette'in 12 saatlik 'Out 1' adlı filmi. (Festivalden önce 12 saatlik versiyonu, festivaldeyse altı saatlik 'Out 1: Spectre' adlı versiyonu gösterildi.)
En komik film: Edoardo Falcone'nun yönettiği 'Allah İzin Verirse'.
En eski film: Otto Preminger imzalı, 1944 yapımı 'Kanlı Gölge'.
En uzun isimli film: 'İçinde Biraz Kırmızı Olan Mavi Renkte Yağmur'. Filmin isminin 'Mor Yağmur' olmamasının sebebi, Tuareg dilinde mor kelimesinin olmamasıymış!
En performansı yüksek konuk: 'Tam Gözlerimi Açarken' filminde oynayan Ghalia Benali... Hem oyunculuğu, hem de festival kapsamında verdiği konserdeki performansıyla alkışı hak etti.
En unutulmaz olay: Seyircinin, SABAH'ın tema sponsoru olduğu Dünya Festivallerinden bölümünde yer alan Hong Sang-Soo'nun 'Doğru Zaman' filmini izlemek için isyan edip salona girmeye çalışması... İsyan sonrası, ek gösterim konulması.
En çok ilgi gören ve konuşulan panel: Tabii ki 'Kapalı Gişe' belgeseli. Türkiye'deki film dağıtımının tekelleşmesi üzerine olan panel de, festivalin en çok konuşulan konusuydu.
En çok ilgi gören konuklar: 'Bir Liderin Çocukluğu' filminde oynayan Stacy Martin ve 'Kosmos' filminin oyuncusu Jonathan Genet.
En iyi partileyen film: Pek tabii 'Belgica'.
En meydan okuyan yönetmen: Elbette '11 Dakika' ile usta Jerzy Skolimowski.
En çok konuşulan ada: 'Denizdeki Ateş' ve 'Lampedusa'da Kış' belgesellerinde anlatılan Lampedusa.
En şaşkın erkek topluluğu: 'Şövalye' filminin erkekleri.
En esprili sunum: 'Kötü Kedi Şerafettin'.
BU KADIN FOTOĞRAFI NEFİS!
35. Uluslararası İstanbul Film Festivali, bizi dört kadın yönetmenle tanıştırdı; iyi de etti. Aslında daha önceki bazı çalışmalarından tanıyorduk onları. Mesala Görkem Yeltan ödüllü ve namlı bir oyuncu, ayrıca yazar... Senem Tüzen, başarılı kısa filmler çekiyordu. Keza Ahu Öztürk de kısa filmlerden oluşan 'Kars Öyküleri'nin yönetmenlerinden biriydi. Çiğdem Sezgin ise yılların yardımcı yönetmenlerinden...
Bu kadınlar, ilk uzun metraj filmleriyle festivalde karşımıza çıktı. Hatta Görkem Yeltan'ın 'Yemekteydik ve Karar Verdim' ile Ahu Öztürk'ün 'Toz Bezi' filmleri, bu hafta vizyona da girdi. Çidem Sezgin'in 'Kasap Havası' ile Senem Tüzen'in 'Ana Yurdu' adlı filmleri ise önümüzdeki günlerde gösterime girecek. Hepsi de son derece yetenekli. Elbet stilleri, anlatım tarzları farklı. Ve eminim biz onların elinden çıkma çok film izleriz. Ama festival vesilesiyle erkek egemen sinema dünyasında bir arada verdikleri fotoğraf tek kelimeyle nefis!
FİLMLER SULTANGAZİ VE MALTEPE'DE
Festivalde bu yıl yeni bir uygulamaya başlandı. Şehrin uzak noktalarında bulunan seyirciye film götürme kararı alındı. İlk gösterimler, bugün yapılacak. Avrupa yakasında Sultangazi'de, Anadolu yakasında ise Maltepe'de filmler gösterilecek. Sultangazi'de Hoca Ahmet Yesevi Kültür Merkezi'nde 'Hatırla', 'Allah İzin Verirse', 'Brooklyn' ve '11 Dakika' seyirciyle buluşacak. Maltepe'deki Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde ise 'Truman', 'Şövalye', 'Denizdeki Ateş', 'Sürü' ve 'Çete' gösterilecek. Yarın da iki kültür merkezindeki filmler yer değiştirecek.