Atv'nin unutulmaz dizisi 'Karadayı'da canlandırdığı 'Savcı Turgut' karakteriyle ünlenen Yurdaer Okur, aslında tiyatro seyircisinin çok yakından tanıdığı bir isim. Şimdilerde atv'de yayınlanan 'Yeter' isimli dizide rol alan başarılı oyuncu, geçtiğimiz yıl Entropi Sahne adını verdiği bir tiyatro sahnesi açtı. Okur, konservatuvardan mezun olduktan 17 yıl sonra çocukluk hayalini gerçekleştirebilmenin mutluluğunu yaşıyor. Yurdaer Okur; yeni tiyatro sahnesini, 'Yeter' dizisini ve hakkında merak edilenleri anlattı...
Tiyatro sahnesi kurma hayali ne zaman düştü aklınıza?
'İşleyen demir ışıldar' derler ya, oyuncunun da sahneye çıkıp deneme yapmaya ihtiyacı var. Ben tiyatroyla var oldum; önce tiyatro sahnesinde tanındım, sonra dizilerde rol aldım. Ben tiyatroya asla ihanet edemem. Beni var eden, bundan sonra da var edecek olan, kalıcı olan tiyatrodur. Bir tiyatro sahesi kurmak çocukluk hayalimdi, hayalimin peşinden gittim. Konservatuvardan mezun olduktan 17 yıl sonra bu hayalimi gerçekleştirdim. Amacım geleceğe bir şey bırakabilmek. Sanatı hiçbir zaman ticarethane gibi görmedim.
SANAT FARKINDALIK YARATIR
Entropi ne demek?
Entropi, düzensizlik yasasının tarifidir. Her şey şiddet ve bozulmaya doğru gider. Bozulmaya karşı farkındalık yaratan şey de sanattır.
Daha önce oynadığınız 'Yastık Adam' oyununu Entropi Sahne'ye neden taşımak istediniz?
Çünkü bu oyun benim için yarım kalan bir serüven oldu. Talimhane Tiyatrosu'nda dokuz oyun oynayabildik. Sonra sebebini bilemediğim bir şekilde benim yerime başkasıyla devam ettiler. Oynamak isteyip de oynayamamanın verdiği sıkıntıyı yaşadım. Entropi Sahne'nin ilk oyununun 'Yastık Adam' olmasının böyle bir duygusal nedeni var.
'Yeter' dizisi çok beğeniliyor. Dizilerin popüler olması tiyatroya katkı sağlıyor mu?
Tabii ki bilet satışlarını etkiliyor. Çünkü insanlar hayran oldukları oyuncuları sahnede de görmek istiyor. Oyunumuzu sadece burada oynamayacağız; zaman yaratabilirsek Diyarbakır'dan İzmir'e kadar turneler yapacağız.
Yazın sahne kapanacak mı?
Hayır. Burası proje üretim alanımız. Tiyatro oyunlarının dışında konserler ve film gösterimleri düzenlemeyi planlıyoruz. Yazın da sahne kapanmayacak. Sahne bulamayan genç tiyatro sevdalılarına destek olacağız. Dizilerden kazandığımız parayla bir ekol oluşturmak adına burayı kurduk.
SAHNE TERAPİ YÖNTEMİDİR
Tamamen deli işi...
Evet. Her şeyin çok hızla tüketildiği, paranın asıl güç olduğu dönemde sanata yatırılan para insanlara tuhaf geliyor. Hem maddi, hem de mental birikimimi buraya harcadım. 'Neden bir bar ya da kafe açmadın?' gibi sorular soruyorlar. Biz sanatçıların beslenmesi gerekiyor. Sahne, oyuncular için tedavi yöntemidir. O terapi olmazsa ben sürekli kendini tekrarlayan biri olurum. 'Yaşasın tiyatro' diye mücadele ediyoruz, 'Yaşasın tiyatro' diye dizi çekiyoruz.
Kötüyü oynadığınız rollerin sevilmesini ve benimsenmesini neye bağlıyorsunuz?
Ana çatışmanın olması için iyi ve kötü olması lazım ki o çatışma seyredilsin. 'Karadayı'daki 'Savcı Turgut'a kadar daha köşeli, karikatürize kötüler vardı. 'Savcı Turgut'la o algıyı biraz yıktım. Normal gibi görünen insanların kötülükler yapabileceğini, onun da kendine göre sebeplerinin olabileceğini gösterdim.
'Yeter'de de aynı etkiyi yarattınız...
Evet. 'Yeter'; aile içi şiddetin mağdur ettiği insanlardan oluşan ve ailenin ne kadar kutsal olduğunu anlatan önemli bir proje. 'Yekta' ise, herkesin hayatında olabilecek bir karakter. 'Yekta', çocukluğunda yaşadığı travmalar yüzünden bu hale gelmiş biri. Mükemmel bir cerrah olsa da kendi çocukluğunda yaşayamadığı aileye çok önem veren bir adam.
KEŞKE KIZIMA VAKİT AYIRABİLSEM
3.5 yaşında bir kızınız var. Ona vakit ayırabiliyor musunuz?
Maalesef çok vakit ayıramıyorum.
Biz hep geleceği düşünerek
hareket ediyoruz. Keşke dizi süreleri
daha makul olsa da bu kadar
yoğun çalışmak zorunda kalmasak.
Keşke kızıma daha çok vakit
ayırabilsem. Bir şey yaparken bazı
bedeller ödenecekse, o bedel asla
çocuklar olmamalı.
Kızınızı sete götürüyor musunuz?
Henüz götürmedim ama havalar
biraz düzelince götürmek istiyorum.
Benim oyuncu olduğumu
biliyor. Hiç garipsemiyor, normal
geliyor ona.
Tiyatroda çocuklar için bir şeyler yapacak mısınız?
Evet. Eşim ilgileniyor o konuyla.
Çocuklar oyun oynasın diye uğraşıyoruz.
Çocuklar ne kadar çok
oyun oynarlarsa, ileride o kadar
özgüvenli ve ayakları yere basan
bireyler haline gelebiliyorlar. Tiyatronun
da asıl hedefi budur. Bir
çocuk kadar saf kalabilmeli oyuncular.
Büyüdükçe hayal gücümüz
daralıyor aslında.
ERKEN YAŞTA ŞÖHRET TRAVMA YARATABİLİR
Özellikle 'Karadayı'dan sonra tanınırlığınız arttı. 40'lı yaşlardan sonra gelen şöhreti nasıl karşıladınız? Bu bende bir sıkıntı yaratmadı. Oyunculuk öyledir; 20-25 yaşlarındaki genç oyuncunun yıldız olması, kişiliği tam oturmadığı için ters tepebilir. Kafa ve beden olarak olgunluğa erişmeden şöhret olan oyuncular, daha sonra sukutu hayale uğruyorlar. Ancak aşama aşama belli yerlere gelmek hem oyunculuğu, hem de kişiliği geliştiriyor. Ben sokakta geziyorum, dolmuşa biniyorum, sohbet edebiliyorum. Güzel tepkiler alıyorum. Bugüne kadar hayatımı etkileyecek bir şey yaşamadım.