Aşk ve Mavi-Götür Beni Gittiğin Yere' dizisinde 'Refika' rolüyle izleyici karşısına çıkan Işıl Yücesoy; enerjisi, esprileri, hayata bakışıyla tam bir zamansız kadın. Ünlü oyuncuyla dizinin çekimlerinin yapıldığı Ürgüp'te bir araya geldik...
Atv'nin yeni dizisi 'Aşk ve Mavi-Götür Beni Gittiğin Yere'de kamera karşısına geçiyorsunuz. Sizi yine dominant bir karakterle ekranda görüyoruz...
Canlandırdığım karakter İç Anadolu kadını, oldukça dominant. Çocuklarına son derece düşkün. Kendi içinde dominant gibi görünse da bıraksanız komediye gidecek bir rol. Ben bu tarz rolleri çok seviyorum.
ÇOK GEMİLER YAKTIM
Dizi dram olmasına rağmen bütün karakterlerin komik diyalogları var. Siz çekimlerde eğleniyor musunuz?
Bütün rollerde çok tatlı bir mizahi yön var. Sahneler çabuk dönüyor, ezberler çok zor değil, olaylar hemen iç içe giriyor. Fenomen olacak roller var. Bıraksak komedi olacak. Kamera arkasında da çok eğleniyoruz.
İzleyici size dominant rolleri yakıştırıyor. Sizin yapınızda da dominantlık var mı?
İnsanları yaşım etkiliyor sanırım. Artık 70'i devirdim. İnsanlar çekiniyor olabilir. Çok dominant bir kadın değilim; yumuşak yanları olan biriyim. Sevgiyle, vur eline al lokmayı biri olabilirim. Ama tersim dönerse dominantlığım ortaya çıkar. Çok gemiler yakmış bir kadınım. Karşımdaki çok anlamaz ama en son söylenecek cümleyi ilk söylerim ve hikayeyi bitiririm.
Sizi en çok ne kızdırır?
Yalan ve işte disiplinsizlik. İş konusunda çok ciddiyim ve herkesin ciddi olmasını isterim. Ekip arkadaşlarımın da benimle aynı titizliğini göstermesini isterim. Çünkü biz aynı yolda ilerliyoruz. Benimle çalışmak çok kolaydır. Müziksiz, danssız asla sete girmem. Beni görüp 'Enerjimiz geldi' diye espri yaparlar. Hayatım öyledir. Sabahları müziğimi açıp dans ederek güne başlarım. Biz burada ağır bir iş yapıyoruz. Dışarıdan göründüğü gibi değil.
Yediklerinize çok dikkat ediyorsunuz. Hatta sete bile kendi yemeğinizi getiriyorsunuz. Oteldeki odanızda yemek yapıyor musunuz?
Oteldeki odamı mutfak haline getirdim. Balkonda kendi çorbamı yapıyorum. Sağlık sorunlarımdan dolayı her gün sete yemeğimi getiriyorum. Sebze ağırlıklı besleniyorum. Salata hayatımın en önemli noktasında. Ama arada kaçırdığım oluyor.
Daha önce Kapadokya'da çekilen bir dizide rol almıştınız. Buranın ekrandaki büyüsüne inananlardan mısınız?
Kapadokya'nın ciddi bir büyüsü var. Hiçbir yerde göremeyeceğimiz bir büyü... Dizide başrol Kapadokya. Ben Ürgüp'ü çok seviyorum. Son dönemlerde hayatımda acılar çektim. Yedi gün içinde hem annemi, hem de kız kardeşimi kaybettim. İstanbul'da durmak istemedim. Burası bana ağır bir sanatoryum vazifesi görüyor.
Birçok sette oyuncuların kapris yaptığı konuşuluyor. Siz hiç böyle bir durumla karşılaştınız mı?
Karşılaşamam. Ön koşullarımı işe başlamadan önce menajerim konuşur. Böyle şeyler yaşanıyordur ama bana bu işler bulaşmaz.
HEPSİ BENİM EVLADIM
Sette oyuncular sizinle çalışmanın okul gibi olduğunu söylüyor...
Benden destek isterlerse tabii ki onlara destek olurum. Biz geldik gidiyoruz... İlk kez benimle oynayıp çok meşhur olan sanatçılar var. Biraz da uğurluyumdur. Bir şey öğretmek haddimiz değil, tecrübelerimden yararlanabilirler. Burak Özçivit, Özge Özberk, Tuba Büyüküstün, Cansu Dere gibi birçok oyuncu ilk kez benimle çalışmıştır.
Genç oyunculardan beğendiğiniz isimler var mı?
Hepsini çok seviyorum, var olma savaşı veriyorlar. Buraya gelene kadar tırnaklarım kopmuş; onları nasıl 'Sen iyisin, sen kötüsün' diyerek ayırırım? Onu seyirci ayırır. Hepsi benim evladım.
Yeni nesilde hemen popüler olma çabası var. Siz bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Maalesef bunu görüyorum. Herkes tokadı yiye yiye öğrenecek. Her genç kızımız kendisini Ophelia, erkeğimiz de Hamlet olarak görüyor. Ama ne yazık ki bir tane Ophelia ve Hamlet var.
ÖLENE KADAR SAHNELERDEN ASLA AYRILMAYACAĞIM
Yeniden sahneye dönmenizi sağlayan en büyük etken ne oldu?
Birisi bana anlatsın bu nasıl bir hırstır, narsizimdir, megolamalıktır... Fıstık gibi kızlar var sahnelerde. Ben kendimi anlayamıyorum. İçimde kaldı. 37 yıldır dost meclislerinin dışında şarkı söylemiyorum. 37 yıl sonra, var mıyım yok muyum diye ölçeceğim. Single'ım bile hazır. İnandıma bakın. (Gülüyor) Allah beni ölene kadar sahneden ayırmasın, ben çalışmazsam göçerim; sürprizli bir kadınım. Yarın öbür gün başka bir işle uğraşırım. Halkla göz göze gelmeyi seviyorum. Sahnelere dönerken yeapımcım tarafından kandırıldım ama ben bu kandırılmayı sevdim. Ben risk seviyorum, 45 yaşında çocuk doğurmuş bir kadınım; risksiz yaşamayı sevmiyorum.
'TRİLYONLAR KAZANMIYORUZ'
"Şampanyalar patlatıldığı için sahneleri bıraktım" demiştiniz. Şimdi aynı durumla karşılaşsanız ne yaparsınız?
Yine şampanyalar patlatsalar, kağıt peçeteler üzerime gelse yine bırakırım. Hayatta hangi işi yaparsanız yapın saygısızlık yapılmamalı. Beyaz bir tuvalet giyiyorsun, sana kırmızı şampanya atıyorlar. Kötü bir maksat için yapmıyorlar ama belki tek tuvaletim var, başka alacak param yok... Sanıyorlar ki trilyonlar kazanıyoruz. Artık biz de kıyafetlere dikkat ediyoruz. Yaşın kaç olursa olsun feminen olacaksın. Kadın her yerde kadın. Bir kadın bulaşık yıkarken bile feminen oluyorsa oluyor zaten.
'GENÇLERİ ÇOK SEVİYORUM'
Bitmeyen bir enerjiniz var...
Geçtiğimiz yıllarda bir programa katılmıştım. "Güzellikleriyle bir yere gelenler yok olmaya mahkumlar, ben 70 yaşına kadar şarkı söyleyeceğim" dedim. Güldüler. "Gülmeyin, 80'imde de söylerim" dedim. Benim yaşam keyfim var. Gençleri çok seviyorum. Onlardan çok şey öğreniyorum.
ÖZLEMEK MERAKTAN GELİYOR
Kızınız Amerika'da yaşıyor... Bir hasret çekme durumunuz var mı?
Özlemin yüzde 80'i merakmış, bunu öğrendim. Artık teknoloji ilerledi. Görüntülü konuşuyoruz, yavrumun göz bebeğini görüyorum, mutlu oluyorum. Dün akşam kızım bana sitem ediyor; "Elalem kızının peşine düşer ben annemin peşine düşüyorum, neredesin?" diyor. (Gülüyor)