'BİR DAHA DÜNYAYA GELSEM YİNE NECAT'LA EVLENİRİM'
Yıllar öncesine dayanan bir dostluğumuz var Ebru Yaşar ile... "Önce çocuklarınıza, sonra da yeni albümünüze kavuştunuz. Neler hissediyorsunuz?" diye soruyorum hemen. Tüm heyecanıyla albümünü anlatmaya başlıyor: "Üç yıldır bu albüm için çalışıyorum. Aslında çoğu bitmişti ama araya hamilelik girince erteledim. Çünkü hamileliğim çok ağır geçti, evden çıkamadım. Hamileliğimin son günlerine doğru çıkış şarkımı buldum. Albümün adı; 'Haddinden Fazla Ebru Yaşar'. Çok iddialı bir isim... Bu albümde istediğim aranjörlerle, sanatçı arkadaşlarımla çalıştım. 10 besteci ve 10 aranjör emek verdi. Fotoğraflar, şarkılar ve klipler çok güzel, özenli ve iddialı oldu. İnşallah dinleyicilerim de beğenir."
'DAMAR DA VAR, ELLER HAVAYA DA'
Güzel şarkıcının parçaları nasıl seçtiğini merak ediyorum. "Sevmediğim şarkıyı söylemem" diyen Ebru Yaşar, şöyle devam ediyor: "Yorumcu, şarkılarını kendisi seçmelidir çünkü içine sindirdiği parçayı daha güzel yorumlar. Sevmediğim bir şarkıyı söylersem, bu çok inandırıcı gelmez kimseye. Bugüne kadar tüm albümlerimin prodüktörlüğünü kendim yaptım. Ama arkadaşlarımdan çok fikir alırım, herkesin düşüncelerini dinlerim."
Albüme adını veren 'Haddinden Fazla' şarkısının sözlerini kendisinin yazdığını söyleyen Yaşar, heyecanla yeni parçalarından bahsediyor: "Albümde her telden dünya müziklerini bulabilirsiniz. 'Ayrılık Vakti' isimli, sözleri bana ait olan bir şarkı daha var. Zakkum grubunun 'Ben Ne Yangınlar Gördüm' şarkısını da seslendirdim. Rock türünde bir şarkı ama arabesk-fantazi olarak da çok güzel oldu. 'Güz Gülleri'nin cover'ını yaptık. Ayrıca Yunan melodisi üzerine, Emir'in yazdığı çok eğlenceli bir parça daha var. 'Eller havaya' şarkılar da bulacaksınız, damar parçalar da... Dört-beş yıl beklediğime değecek bir albüm oldu."
Dinleyici kitlesinin çok kaliteli olduğunu söyleyen Ebru Yaşar, şöyle diyor: "Kendini iyi ifade etmek çok zor ancak şarkılarımızla kendimizi anlatabiliyoruz. O yüzden bizi dinlemeleri lazım. Benim iyi bir dinleyici kitlem var."
'SLOW'LARDA BİR BAŞKAYIZ'
Peki onun favorisi hangisi; slow mu, yoksa hareketli parçalar mı? Yaşar şöyle cevap veriyor: "Bu konuda şanslıyım çünkü hareketli şarkılar da, slow şarkılar da sesime yakışıyor. Millet olarak slow'larda bir başkayız. Slow'lar daha kalıcıdır. Hareketlilere de ihtiyacımız var tabii. Sorunlarımızdan, sıkıntılarımızdan kurtulmak istediğimiz anlar oluyor. Mutluluğu hak eden bir milletiz; şarkılarımla da insanları mutlu etmek isterim. Sanat bu yüzden var."
'Yeşillenirim' ve 'Cumartesi' şarkılarıyla daha önce pop tarzını denediğini belirten Yaşar, "Bu albüm, en çok yapmak istediğim pop tarzını yansıtıyor" diyor.
21 yıllık bir müzik kariyerine sahip olan Ebru Yaşar'a "Geriye baktığınızda ne görüyorsunuz?" diye soruyorum. "Nasıl geçtiğini anlamadım" deyip şöyle devam ediyor: "Hamileliğimde zamanın kıymetini daha iyi anladım. Evden çıkamadığım için birçok şeye hasret kaldım. Günler geçmiyordu. Şimdi çocuklar olunca ise gün yetmiyor. 20 sene daha dün gibi... Yoruldum ama doyamadığım ve yapmak istediğim şeyler de var. 20 senede altı albüm yaptım, bu düşük bir sayı. Dört-beş yıllık aralar verdim. Firmalardan dolayı sıkıntılar yaşadım. Şarkı bulmak da o kadar zor ki... Aranjelerle, kliplerle uğraşmak çok zor."
Albüm sürecinde eşi Necat Gülseven'in de kendisine destek verdiğini söyleyen Yaşar, şöyle diyor: "Eşim de bu albümde benimle çalışır gibi oldu... Onun hayatı ile bizim hayatımız çok başka. Ticaret hayatı da zor ama Necat bana 'Sizin işiniz çok daha zormuş' diyor. Keyfekeder çalışmayı sever bizim camia. Herkesin sanatçı egosu var; hissetmeleri, yükselmeleri gerekiyor. O yüzden çok zaman alan bir iş. Bizim işimiz borsa gibidir; bazen tutar, bazen tutmaz. Dünyada da böyledir."
Fanatik hayranları olduğunu söyleyen güzel şarkıcı, şöyle diyor: "Beni ailelerinden biri olarak görüyorlar. Seven seviyor, sevmeyen de sevmiyor tabii... Sevmeyenler, beni dinlemek için kendisine fırsat vermemiştir, önyargılıdır. Sevenlerimin beni gerçekten sevdiğini ve müzikten anlayan insanlar olduklarını düşünüyorum."
Konu, anneliğe ve Yaşar'ın sevimli ikizlerine geliyor... "Annelik hayatınızı nasıl değiştirdi?" diye soruyorum, anlatıyor: "Çok çok güzel bir duygu... Eşim, o panik durumlarımda beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Fakat çocuklar olunca gördüm ki, en büyük panik annelikmiş aslında..." Eşinin kendisiyle birlikte doğuma girdiğini söyleyen güzel şarkıcı, o günü şöyle anlatıyor: "Necat'ın gözlerindeki şoku gördüm. Elimi tuttu... Hayatımda hiç bu kadar korkmamış ve heyecanlanmamıştım. Çocuklar doğdu, hemşire onları götürdü. Babaları da gitti... Sonra odaya geri döndü. Hemşiremiz, '30 yıldır bu işi yapıyorum. Çocuklarla gidip doğumhaneye geri dönen bir tek sizin eşinizi gördüm' dedi. Ben şoktaydım tabii, birkaç saat kendime gelemedim."
Ebru Yaşar ile Necat Gülseven, iki yıl önce evlendi.
'KEŞKE ÜÇÜZLERİM OLSAYDI'
Evliliğe ve aile yaşamına her zaman sıcak baktığını söyleyen Yaşar, "Necat'la tanıştığımızda, birkaç ay sonra 'Biz evlenebiliriz' dedik" diyor. Güzel şarkıcı, eşine duyduğu aşkı da şöyle anlatıyor: "Bir daha dünyaya gelsem, yine eşimin Necat olmasını isterim. Aşk ve saygı çok güzel... Bazı şeyler dile kolaydır da, yaşadığın zaman anlarsın. Demek ki, hayatımın bu sürecinde evlenip çocuk sahibi olacakmışım. Sonsuz güzel bir duygu çocuk sahibi olmak... Bazen keşke ikizlerim üçüz olsaymış diyorum. İnsan ciddi bir ilişki yaşadığı zaman hep evlenmek ister. Ben de hep o duygudaydım. Necat bana güven verdi, bana o mutluluğu yaşattı."
Yaşar'a yeniden anne olmayı düşünüp düşünmediğini soruyorum. Eşinin dokuz kardeşi olduğunu söyleyen ünlü şarkıcı şöyle diyor: "Başka çocuklarım olmasını çok isterdim, hamileliğim korkunç geçmeseydi eğer... Üçüncüyü de, dördüncüyü de isterdim... Biraz zaman geçerse ve o kötü günleri unutursam, yeniden anne olabilirim, belli olmaz. Necatlar dokuz kardeş. Allah herkese nasip etsin."
İkizlere kendisinin baktığını söyleyen Yaşar, şöyle diyor: "Çocuklarla en çok ben ilgileniyorum ama yardımcım da var. Çocukların gaz çıkarması Necat'tan sorulur. Bebeklerin gazını çok güzel çıkarıyor. Necat da bana yardımcı oluyor. Herkese çocuk sahibi olmayı tavsiye ediyorum."
Özlem AVCI
'HERKES HAMİLELİĞİNDE SAHNEYE ÇIKTI, BEN 8 AY EVE KAPANDIM'
Dışarıdan çok dominant ve güçlü görünen Ebru Yaşar, aslında tam bir aşk kadını... "Aşkın temeli, sevgi ve saygı" diyen Yaşar, eşi Necat Gülseven'e duyduğu sevgiyi şöyle ifade ediyor: "Kocam çok saygılı biri... Sadece bana karşı değil, herkese karşı çok merhametli ve saygılı. Gönlü cömert, eli açık bir insan... Dosttur o."
Eşinin önce kirpiklerinin, sonra efendiliğinin kendisini etkilediğini söyleyen güzel şarkıcıya "Evlilik kararı alırken zorlandınız mı?" diye soruyorum. "Evlilik teklifi almadım" diyen Yaşar'a, "Yoksa siz mi teklif ettiniz?" dediğimde, şunları söylüyor: "Yok o kadar da değil. Bence evlenme teklifini erkek etmeli. Ben teklif almadım ama bunun eksikliğini hissetmiyorum. Bence kadın tektaşını da kendisi almamalı. Bunlar kutsal şeyler."
Çok güçlü bir kadın imajı çizen Yaşar'a, "İlişkide ipler sizin elinizde mi?" diye soruyorum. İlişkiye bakışını şöyle anlatıyor: "Hayır... Güçlü müyüm bilmiyorum. Duygusalımdır ama mantığım da ön plandadır. Kocamın yapması gereken şeyi ona bırakırım. Aşkta da, ilişkide de, arkadaşlıkta da haddimi bilirim. Her zaman haddini bilen biri olmuşumdur."
Zor bir hamilelik süreci yaşayan güzel şarkıcı, sekiz ayı evde geçirdiğini anlatıyor: "Hamileliğinde fıldır fıldır gezenleri çok kıskanıyordum. Herkes sahnelere çıktı, ben yataktan çıkamadım. Sosyal ve aktif bir insanın sekiz ay eve kapanması ne demek! Psikolog geldi, terapi gördüm... Dostlarım ziyaretime geldi. Kış bana çok uzun geldi ama buna değdi. Bana yıllar önce çocuk doğuracaksın, hem de ikiz olacak deseler hayatta inanmazdım."
'DUYGUSAL BİRİ OLDUM'
Çocuklarının fotoğraflarını gösteren Yaşar, "Kızım babasına, oğlum da abime benziyor. İkizler birbirine benzemiyor. İyi ki benzemiyorlar, yoksa insan şaşırır" diye espri yapıyor. Anne olunca daha duygusal biri olduğunu söyleyen ünlü şarkıcı, şöyle diyor: "Sokakta gördüğüm her çocuk benim çocuğum artık. O çocuklarda hep kızımı ve oğlumu görüyorum. Hamile bir kadın göreyim, o kadın için her şeyi yapabilirim. Onlarla empati kuruyorum."
Bebeklerinin kordon kanını saklattığı haberleriyle gündeme gelen Ebru Yaşar, konuyla ilgili şöyle diyor: "Arabana bile sigorta yaptırıyorsun. Allah mecbur bırakmasın ama çocukların başına bir şey geldiğinde, kendi kanlarıyla tedavi edilebiliyorlar. Eskiden pahalı bir işlemmiş ama artık öyle değil. Ailelerin bilinçlenmesi lazım."
Necat Gülseven'in, Bismil'de kendi adına okul yaptırması konusuna da değinen Yaşar'a, "Eşiniz sizi ne kadar çok seviyor" dediğimde, "Ben onu daha çok seviyorum. İnsan sevdiği için her şeyi yapmak istiyor" karşılığını veriyor. Güzel yıldız, okulla ilgili ise şunları söylüyor: "Bismil'de çocuklar, okula 3 km. yürüyerek gidiyormuş. Oralarda okul az. Kendimize görev edindik, inşallah bitirmek nasip olur." Yaşar, hayalinin anaokulu açmak olduğunu da söyledi.
'ÜLKEMİZ CUMHURBAŞKANIMIZIN ÖNDERLİĞİNDE İVME KAZANDI'
Halk oylaması öncesi 'Güçlü bir Türkiye için evet' kampanyasına destek veren Yaşar, konuyla ilgili şöyle konuştu: "Belirsizliğin kalkması sevindirici. Anne olduktan sonra, çocuklarının geleceğini daha çok düşünüyorsun. Her şeyin daha iyi olması için dua ediyorum. Çünkü iyi bir ülkede yaşamayı hak eden bir milletiz. Çok şanslıyız böyle bir ülkede yaşadığımız için... Kendi kıymetimizi daha çok bilmemiz lazım. Son yıllarda Cumhurbaşkanımız'ın önderliğinde, ülkemiz büyük bir ivme kazandı zaten." Geçtiğimiz ay; eşinin, memleketi Diyarbakır'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya geldiğini söyleyen Yaşar, şöyle dedi: "Cumhurbaşkanımız, toplu açılış töreni için Diyarbakır'daydı. Orada bir araya geldiler. Necat, kendi memleketine yapılan yatırımları çok önemsiyor. Erdoğan da o bölgeye karşı çok duyarlı."
İlker GEZİCİ